"Hm..."
Mırıldanarak gözlerime düşen güneş ışığını engelleme amaçlı, elimi gözlerime siper ettim. Fazla başarılı olamamıştım elbette. Güneş ışığından dolayı gözlerime sanki iğneler batıyormuş gibi hissediyordum.
Gözlerimi araladım. Yattığım yerde sırt üstü dönerek, bakışlarımı cama çevirdim. Tam o anda, gece yaşananlar geldi aklıma.
Touya.
Bana gerçek ismini söylemişti ve yetmiyormuş gibi onunla yatmıştım?
"Siktir ya."
Kendi kendime gülmeye başladım. Harika. Beni önce aptal aşığa dönüştürdü, sonrasında depresyona soktu, şimdi de bipolar olacağım.
Başımı yan tarafıma çevirdim. Çoktan gitmişti tabii. Kalmasını beklemiyordum zaten.
Bunun yanında, bana not bırakmasını da beklemiyordum.
"Bu akşam yeniden uğrayacağım. Yedek anahtarın bende."
İki parmağım arasındaki kağıda bir süre gülümseyerek baktım. Yanımda alarmımın çalması ile kağıdı yanımdaki komodinin üzerine bıraktım ve alarmımı kapattım. İki elimle yüzümü kapatmış, bacaklarımı kendime doğru çekerek bir süre aptal aptal parmaklarım arasından gülümsemiştim.
Ben Touya'ya çok feci aşıktım.
Yattığım yerde doğruldum. Tam içime derince bir nefes çektiğim sırada, havanın soğukluğundan dolayı sesli bir şekilde hapşurmuştum.
"Hasta olmayayım bari."
Kollarımı iki yana doğru uzatarak esnedim. Dağınık saçlarımda, yanımdaki aynadan öylece gözlerimi gezdirdikten sonra, sıkılarak ayağa kalktım.
"En azından üzerimi örtseydin ya? Şerefsiz."
Kendi kendime, beni duymayacak olsa bile, söylenerek banyoya ilerledim.
•
"Hawks, geç kaldın."
Üzerimdeki kostümümün ceplerine ellerimi soktuktan sonra, yanımdaki alevleri ile yüzünü gizleyen Todoroki Enji'ye baktım.
"Sana da günaydın Endeavor-san."
"Gözlerindeki koruyucular nerede?"
Söyledikleri ile bir anlık kaşlarımı çatmıştım. Nerede olacak? Touya'da tabii ki.
"Ah, o mu? Bir arkadaşımda unuttum, bugün geri alırım."
Dalgınlığım sayesinde yakalanmayayım bari... Aptalım.
"Almasan da olur. Böyle daha iyi gözüküyorsun."
Bu seferki duyduklarım ise kaşlarımı çatarak ona bakmamı sağlamıştı. Endeavor-san bakışlarını önünden bana çevirdi, ardından telaşla önüne döndü.
Güldüm, tepkisi tuhaftı. Kendinde değil gibiydi. Belki de henüz uyanamamıştı, benim gibi.
"Yanlış anlama. Öneri sadece."
"Bana iltifat gibi geldi."
Elimi cebimden çıkarmadan, dirseğim ile hafifçe kolunu dürterek gülüşümü sürdürdüm. Enji-san ise gözlerini kaçırdı ve alevleri ile yüzünü gizlemeye devam etti.
"Her neyse. Bugün yanımda geldiğin için teşekkürler, Keigo."
Dudaklarımı öne doğru bükerek, kaşlarımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can We? | Dabi x Hawks
FanfictionYıllardır kahramanlar ve kötüler arasında haber güvercinine dönüşen Keigo, en sonunda Dabi'ye olan hisleri yüzünden kendini kaybetmeye başlar ve henüz gerçek ismini bile bilmeden aşık olduğu adamı kazanmak için, binbir türlü yol dener. "Birlikte yaş...