478 49 51
                                    

Evde bir süredir benden başka ses yapan birilerinin olmasına çok alıştım diyemem açıkçası. Ancak eve girdiğimde beni karşılayan birilerinin olması hoşuma gidiyor, inkâr edemem.

Yine de, düşünmek için pek yalnız kalamıyorum. Bu yüzden, Mera ile konuştuklarımızı önce bir düşünerek, sonrasında eve geçmeye karar vermiştim.

Mera'nın yanından ayrıldığımda, saat sabah 6 civarındaydı. Yüksek bir binanın çatısında etrafı izleyerek geçirdiğim düşünme seansımdan sonra ise, şu an saat neredeyse öğlene geliyordu.

Touya bugün izinli olduğumu biliyordu. Üzerimde kahraman kostümüm olmadan ona "çalışıyorum" yalanını da söyleyemezdim. Yalan söylemek de istemiyordum gerçi, orası ayrı mesele.

Saatlerce düşünmem elbette bana az da olsa yardımcı olmuştu. Touya'ya olanları anlatacaktım. Shigaraki'ye söylememesi için biraz da dil dökmem gerekecekti.

Anlayış göstereceğini umaraktan, eve doğru ilerliyordum. Etraf kalabalıktı. Sanıyorum ki, çoğu çalışan öğle molasında olduğu için şehir bu kadar tıklım tıklımdı.

Kahraman olmanın, canımı sıkan bir diğer yanı, duygularımı tam anlamıyla belli edemiyor oluşumdu.

İçimden her ne kadar avazım çıktığı kadar bağırarak bir şeyleri yumruklamak gelse de, dışarıya karşı gülümseyerek insanlara selam vermek zorundaydım.

Eve yaklaştığımda, Touya ile konuşacaklarımı gözden geçirmeye karar verdim. Sırtımı arkamdaki binanın duvarına yasladım ve gözlerimi kapattım.

Ancak hemen ardından, başımın iki yanında işittiğim sesler ile gözlerimi araladım. Pek beklemediğim bir manzara ile karşılaşmıştım.

Enji-san, beni duvar ile arasına sıkıştırmıştı.

"Keigo. Neler dönüyor?"

Yorgun bakışlarımı Enji-san'ın gözlerinde gezdirdim. Sadece bakışlarım değil, bedenim de fazlası ile yorgun ve daha fazla ayakta durabileceğimden emin değilim.

Başımı hafifçe öne doğru eğdim. Cevap vermek istemiyorum. Daha doğrusu, verecek bir cevabım yok.

"Keigo."

Bir elimi kaldırdım ve başımın sağ tarafındaki Enji-san'ın bileğini tuttum.

"Enji-san, aramızdaki ilişkiyi profesyonel olarak ilerletmek, ikimiz için de daha iyi olacak."

Belli ki böyle bir cevap beklemiyordu. Fakat Touya'nın Enji-san'ın benden hoşlandığını söylediği günden beri, Enji-san'a istemsizce bir ön yargı ile yaklaşmaya başlamıştım.

Başımı kaldırdığımda, Enji-san'ın kırgın bakışları ile karşılaştım. Enji-san ellerini iki yanımdan çekti. Bileğini bıraktığım gibi, Enji-san birkaç adım gerilemişti.

"Farklı olduğunu sanmıştım."

Söylediği son sözler buydu. Ben ise, arkasından bile seslenemeyecek kadar yorgundum.

Tam o sırada duvarın köşesinde birisi olduğunu sezdim. Ardından ise duyduğum ses ile tam beklediğim kişi olduğunu anladım.

"Yani beni seçiyorsun?"

Yaslandığım duvardan ayrıldım ve duvarın köşesine doğru adımladım. Touya başına üzerindeki sweatin kapşonunu geçirmişti, başını kaldırması ile gözlerine öylece bakakaldım.

Bana doğru elini uzattı. Elini tutmak yerine Touya'ya doğru adımladım ve bedenimi kolları arasına bıraktım.

Bir eli belimi sıkı sıkı sardı. Diğer eli ise saçlarımda yer edindi ve hafifçe saç tutamlarımı okşamaya başladı.

Can We? | Dabi x HawksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin