B1| Duyguların Dikeni

11.3K 136 14
                                    

Bölüm 1 

Duyguların Dikeni

...

Joseph: Sahneye çıkmadan önce ne giydiğini görmek istiyorum.

Lydia: Çıkınca görürürsün

Lydia: Eğer orada olursan

Joseph: Olacağım.

Joseph: Bu şimdi görmemem için sebep değil.

Joseph: Bana fotoğrafını at Lydia.

Lydia: Sen kaşındın

Lydia:

Joseph: Beyaz, yanık tenine çok yakışıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Joseph: Beyaz, yanık tenine çok yakışıyor.

Lydia: Biliyorum

Joseph: Sahnen bitince odama gel.

Lydia: Hayır

Görüldü

...

Saçımı son defa üstlerden düzeltikten sonra üzerimde ki hırkayı çıkarıp koltuğun üstüne attım. İsmimin mikrofonda yankılanması ile bir alkış sesi koptu.

Kapıyı açıp odadan çıktım. Sahnenin sağından, insanların görüş alanına girdiğimde alkış ve ona karışan ıslık sesleri yükseldi.

Önce hafif bir müziğin çalması ile bacaklarımı sergileyerek direğe doğru yürüdüm. Yanında diz çöküp, sırtımı direğe dayadım.

Biri boğazımı sarmış gibi ellerimi boğazıma götürdüm. Başımı geriye attım. Ortaya çıkan göğüslerime tırnaklarım ile bir yol çizdim.

Parmaklarım yavaşça belimin etrafını sardı. Bacağımın birini öne attım ve ellerimi ters şekilde direğe atarak kıvranmaya başladım.

Tempo ile beraber çığlıklarda yükseliyordu.

Direği daha sıkı tutarak, bulunduğum yerden ters takla atarak direğe tutundum.

Hızlıca bacağımın birini soğuk demire sardım.

Artık onun üstündeydim ve asıl show şimdi başlıyordu.

Müzik artık hararetli bir hâl alırken, elimi yukarı atarak kendimi havada asılı bıraktım. Kalçamı öne doğru iterek seyirciye vücudumun tamamını inceleme fırsatı sundum.

Anlık keskin bir haraket ile ters döndüm ve bacaklarımı direkten uzaklaştırıp yanlara doğru açtım.

Ellerimi vücudumda gezdirdim ve tangamın altına geldiğinde parmaklarını hafifçe içeri doğru bastırdım.

Bu beni bile yükseltmişti. Bu yüzden bacağımın birini demire sararak diğerini üstüne katladım. Direğin üstünden aşağı doğru kayarak indim.

Tekrar zeminle buluştuğum da, demire tutunarak bir tur döndüm. Dönüş tam biterken diğer elimi de aynı yere koyarak bacaklarımı sonuna kadar açarak oturdum.

Büyük bir alkış koparken müzikte bitmişti. Önce kalça kısmımı havalandırarak kalktım.

Işıklar sahneden alınarak seyirci kısmına geldiğinde onu gördüm.

En ön masada oturmuş, sigarasını içerek bana bakıyordu. Beyaz gömleğinin üç düğmesi açıktı. Saçları dağınıktı fakat, özenle yapılmış gibi harika duruyordu.

Onun zaten en çok derin bir uykudan uyandığında ki görünüşünü seviyordum. Tüm gardını indirmiş oluyordu.

Aniden yerinden kalktığında, yanında ki kadında onunla beraber kalkmıştı. Gözlerimin içine bakarak kadının beline, elini atarak kulağına bir şeyler fısıldadı. Kadın kıkırdadı.

Elini belinden çekmeyerek onu odasına doğru yönlendirdi.

Gözlerini benden çekmiş, yürürken özenle bakışlarını bana değdirmiyordu.

Yanımdan geçip gittiklerinde özlediğim kokusunu duydum.

O uğruna ölebileceğim koku, iğrenç bir şeker parfümü ile karışmıştı.

Ben dalin kullanıyordum. Hepsinden daha iyiydi.

Odanın kapısı kapandığında, kalbim sıkıştı. Tam göğüslerimin arasında bulunan "J" harfine dokundum.

Daha fazla orada durmak istemedim. Ne zaman indiğimi hatırlamadığım sahnenin merdivenlerinden çıkarak odaya girdim. Bir kaç kadın hazırlanıyordu.

En yakın arkadaşım olan Hayley gülümseyerek yanıma geldi.

"Harikaydın Lydia!"

Ona buruk bir gülümseme gönderdim. O da ne olduğunu anlamış olacak ki dövmenin üstünde ki elime elini koydu.

Elimi destek verircesine sıktı. Biliyordu. Herkes bilirdi.

Ünlü yeraltı ve iş adamı olan Joseph Morgan'nın sevgilisini herkes tanırdı.

Peki gerçekten sevgilisi miydim?

Hayır.

Bana geceler hariç değer veriyor muydu?

Hayır.

Peki neden bunu kendime yapıyordum?

Çünkü ona deli gibi aşıktım.

Gözlerimi sertçe kapattım ve başımın ağrısını dindirmeye çalıştım.

"Gel sana ilaç vereyim. Yine migrenin tuttuysa kolay kolay geçmez."

Başımı salladım. Beraber odadan çıktık. Üç yollu ayrıma geldiğimizde Hayley burada beklememi söylerek sağ tarafta ki odasına gitti.

Karşıda ki kapı çıkış kapısıydı ve sadece çalışanlar içindi. Bu katta belirli kadınların ve onun odası vardı.

Hayley kısa süre sonra odadan çıkarak yanıma geldi. Doktorluk için staj eğitimi görüyordu ve maddi desteği olmadığı için o da çocukluk hayali olan şeyi yapmaya başlamıştı: dans etmek.

Böylelikle burada ki her kadın gibi o da hayatını dengeliyordu.

"Ben odama gideceğim, sana iyi geceler."

"İyi geceler kuzum."

Hayley'e sarıldıktan sonra sola dönerek koridora girdim. Burada sadece iki oda vardı. Biri benim diğeri ise onun.

İnleme seslerini duymamak için kapıdan hızla geçtim. Bunu başarmış olacağım ki canımı daha fazla yakmadan, odama girebilmiştim.

Işıkları açtığımda, karşımda ki koltukta oturmuş içki içen bir Joseph en son beklediğim şey bile değildi.

...

Ay bana bir parlayan yıldız verirsiniz herhalde canim.











Pretty Dirty +18 Yarı Texting | Joseph MorganHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin