B4 | Soğuk Tutku
...
Soğuk tutku. Kalbe saplanıp eriyen buz parçacıkları.
Sanki vücudumdan aşağıya doğru bir buz kütlesi iniyormuş gibi olduğum yerde titredim. Gözlerim gördüklerini, beynime iletiyordu. Beynimde bu algının sinyallerini bana vermişti. Kalbim gördüğü manzarayı zinhar kabul etmiyordu.
Hayır. Olamazdı. Kadının şu an adamın karşısında durup, yüzüne okkalı bir tokat geçirmesi lazımdı. Sonra yazdıklarının tek tek hesabını vermeliydi. Bu gördüğü manzara da neydi böyle?
Kadının gözleri yanmaya başlamıştı. Alt dudağı aşağıya sarkmış neredeyse ağladı ağlayacaktı. Yüzü de aynı saçları gibi kızıllaşmıştı.
"Joseph.." sesi fısıltı gibi dudaklarından dökülmüştü. Adam kaşlarını daha da çattı. Eğer Marvel'de olsalardı ortalık bu bakışlarla çoktan ateş almıştı.
Adam, kadının yanına gelmek için sert bir adım attı. Anında durdu ve yüzünü hafifçe buruşturdu. Canı acımıştı. Kadın bunu anlayınca içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti.
Adamın yapamadığı şeyi yaptı ve birkaç hızlı adım da adamın yanına ulaştı. Narin parmakları, adamın kolunu sardı. Endişeli sesi kulakları doldurdu.
"Joseph ne oldu?!"
"Burda olmamalıydın Lydia! Şu an burada olması gereken en son kişisin!"
Kadın anlayamıyordu. Elini vurulduğu kısma götürdü. Kalbinin hemen altından vurulmuştu. Dokunduğu anda adamın çıkardığı sesle daha fazla dayanamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
Adam elini kadının başının arkasına koydu ve onu omzuna bastırdı. Diğer eli de beline gitmiş, onu sarmalamıştı.
"Şşh geçti yavrum. Ağlama."
Ancak bu kadını sadece daha fazla ağlatmıştı. Başı, sevdiği adamın omzunda, içini çeke çeke ağlıyordu.
Adam kafasını, kızıl kadının saçlarına gömdü. Önce derin bir nefes aldı. Sonra da hafif bir öpücük kondurdu saçlarının arasına.
Sesi kısıktı. Gücü kalmamıştı.
"Bir süre yurt dışına çıkmalısın. Kendini toparla. Biraz tatil yap."
Kadın hızlıca kafasını salladı. Keskin ve net bir şekilde konuştu.
"Hayır! Asla. Seni burada bu şekilde bırakamam."
"Lydia, bir şeyi de bir kere ikiletmeden yap!"
Kadın onu takmayarak hızlıca konuştu.
"Hastaneye gitmen lazım! Zor duruyorsun! Bayıldı bayılacaksın!"
Ancak ikisi de birbirinden inatçıydı. Adam bir anda adamlarından birine bağırdı.
"Liam! Gel buraya."
Kumral, iri yapılı, uzun boylu bir adam, koşarak buraya gelmişti.
"Lydia Hanım'ı al ve arabaya götür. Konuştuğumuz gibi bir süre farklı ülkede olacaksınız. Güvenliğinden sen sorumlusun. Yanından bir an olsun ayrılmayacaksın."
Adam hızla başını salladı. Gözleri beni bulu ve geri çekilerek, elleri ile arka çıkış kapısını gösterdi.
"Buradan Lydia Hanım."
Joseph, kulağıma fısıldadı.
"Zorluk çıkarma."
Sesi pürüzlüydü. Konuşmakta zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretty Dirty +18 Yarı Texting | Joseph Morgan
FanfictionJoseph Morgan kurgusudur. +18 sahneler fazlaca içerir. Bu kitabın her dokunuşu bana (@Alvina_Mikaelson) aittir. İzinsiz alınamaz, başka bir kitabın devamı olarak yazılamaz ve de yayımlanamaz.