B2 | Küçük Günahlar
...
İradem dışında yutkunduğumu, kendime gelince anlamıştım. Kaşlarımı çattım. Şu an odasında, o sarışın kadınla olması gerekiyordu. Buraya ne zaman ve neden gelmişti? Sarışın kadın neredeydi?
Bir adım geri gittim ve kollarımı göğüsümün altında birleştirdim.
"Burada ne işin var?"
"Buraya gelmem ne zamandan beri yasak?"
Yüzümü ifadesiz tutarak cevap verdim.
"Meşgul olduğunu sanıyordum."
Dudakları hafifçe yanlara doğru kıvrıldı. Cevap vermedi.
Onu umursamamaya karar verdim ve masada duran pet şişemi aldım. İlacı kutusundan çıkararak ağzıma attım. Ardından suyla beraber yuttum.
"Yine migren mi?"
Kafamı salladım ve onaylar bir kaç mırıltı çıkardım. İçimden konuşmak gelmiyordu. Normalde çok konuşurdum ve o da beni en sonunda öperek sustururdu. O öpücükler çoğu zaman sadece dudaklarımızda kalmaz, bizimle beraber taşardı.
Aynanın karşısına geçerek saçımı açtım. Saçımdan çıkan tokaları ve aksesuarlarımı yerine koydum.
Saçlarımın diplerine hafifçe masaj yaptıktan sonra taradım. Rast gele bir topuz yapıp makyajımı temizlemek için yüz mendilini aldım. Önce takma kirpiklerimi çıkardım daha sonra da makyajımı güzelce temizledim.Su ile yüzümü iyice arındırmak için banyoya girdim. Yüzüme su çarpıp kuruladım. İçeri girdiğimde hâlâ aynı yerde aynı pozisyonda oturduğunu gördüm.
Üstümü çıkarmam gerekiyordu fakat onun önünde soyunmak istemiyordum. Banyoya girersem de ondan kaçtığımı düşünecekti. Bunu da istemiyordum.
Koltukta duran uzun hırkayı alarak giydim. Oversize olan hırka diz kapağımın hemen üstünde bitiyordu. Fermuarını çektim ve kedi patisi olan eldivenini de parmağıma geçirdim. Şapkanın üstünde kedi kulağı vardı ama şapkayı takmayacaktım.
Fermuarımı gözlerinin içine bakarak yukarı çektim. Hırka omzumdan düştü ve sol göğsümü yine açığa çıkarmış oldu. Gözleri üzerimde dolaştıktan sonra alayla konuştu.
"Benden bedenini mi esirgemeye başladın Lydia?"
Ona istediğini vermeyecektim. Sorusunu es geçerek ona başka bir soru yönelttim.
"Neden buradasın Joseph?"
Orta parmağını hafifçe içkiyi yudumladığı yerde gezdirdi.
"Neden gelmedin Lydia?"
Sertçe yutkundum. Gözlerimi elinden hızlıca çektim.
"Canım istemedi."
Eli durdu ve kirpiklerinin altından keskin bir şekilde bana baktı.
Devam etme ihtiyacı duydum.
"Dünya senin etrafında dönmüyor Joseph! Herkesin her istediğini yapıyor olmasına alışmışsın. Ben senin oyuncağın değilim. Beni dilediğin gibi kullanıp sonra da atamazsın. Şimdi odamdan çık."
Bastırdığım duygular gün yüzüne çıktığında mantığımı kaybetmiştim. Burasının onun mekanı olduğunu isterse şu an sahiplendiğim odadan beni dışarı attırabileceğini düşünememiştim. Bunu yüzüme vurmaması işime gelmişti.
Birkaç saniye yere baktıktan sonra ayağa kalktı. Bir adım geri gittim ve çıkması için ona yer açtım. Ağır adımlarla bana doğru yürürken vücudum kasılmıştı. Beni es geçip kapıya yöneldiğinde rahatlamıştım.
Rahatladığımı sanıyordum.
Bir anda elinin belimi sarıp beni duvara yapıştıracağını düşünememiştim. Ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Yüzüm soğuk duvara değiyordu ve hareket edemiyordum.
Belimdeki eli beni duvara daha çok bastırırken aynı zamanda da sıkıca belimi sarmalamıştı.
Diğer eli ise boynumdaydı. Eli boğazımı sarmış ancak sıkmıyordu. Boynumu geriye doğru atarak gerdanımı tamamen ortaya çıkarmıştı. Yüzünü omzumda ki çıkıntıya gömerek fısıldadı.
"Ben şımarık bir çocuk değilim ve sende benim annem değilsin Lydia. Elimden istediğim şeyi alarak bana ceza veremezsin. Vermemelisin."
Kafasını biraz daha bana yaklaştırdı.
"Eğer bunu yaparsan, işte o zaman benim oyuncağım olursun."
Yutkundum. Şoka girmiş bedenim herhangi bir tepki veremezken onun eli asla rahat durmuyordu. Elini belimden çekerek hırkamın altına soktu. Derince bir nefes alırken parmağını iç çamaşırımın sınırında gezdirdi.
Parmakları yavaşça içeri sızarken ona karşı koyamadım. Ona karşı olan hassaslığımdan yararlanıyordu.
Elini yavaşça bana sürterken nefes alışverişlerim hızlandı. Az önce içki bardağını ovan parmağı şimdi ise klitorisimin üstündeydi. Yavaşça üstünü ovalarken kendimi tutamayıp inledim. Hareketleri hızlı bir hal alırken nefesini hala duyabiliyordum.
İşini ustaca yapan parmakları ıslanmış deliğime geldiğinde durdu. Ama ben inlemelerimi durduramadım. Ona karşı şu an dirençsizdim. Bundan nefret ediyordum ama aynı zamanda da başkasıyla asla alamayacağım bir haz alıyordum.
Parmaklarını içeri itmiyor, çevresinde dolaştırıp üstünü ovalıyordu. Böyle bile gelebilirdim. Ama ben onun parmaklarını içimde istiyordum. Bana istediğimi vermiyordu.
Bende ona vermemiştim.
İntikam alıyordu.
"Sana istediğin şeyleri söylemeyi öğreteceğim Lydia."
Dudakları boynuma çarpıyordu.
Çıldırıyordum.
Eli tekrar yukarı çıktı ve tekrar aşağıya indi. Onu takip edemiyordum ve şu anda bu bile bana inanılmaz zevk veriyordu.
Bacaklarım titremeye başlayınca inleyerek kalçamı ona doğru ittim. Hissettiğim sertlikle onunda beni istediğini anlamıştım.
Boşalacağımı anladığında hareketlerini daha da hızlandırdı. Ayakta duramıyordum.
"Ne istediğini söylemeden boşalmana izin vermeyeceğim."
"Seni! Parmaklarını....içimde."
Sık nefes aldığım için konuşmakta zorlanıyordum.
Dudaklarını boynuma gömdü ve uzunca öptü. Geri çekildiğinde kulağıma yaklaşarak fısıldadı.
"O zaman beklemeyi öğreneceksin küçük kız. Yaptığın hatayı fark edene kadar sana oyuncak yok."
Önce ellerini daha sonra da bedenini, bedenimden uzaklaştırarak odadan dışarı çıktı.
...
AY AMA BEN BUNU YAZARKEN ÇOK YÜKSELDIM.
SINAVIMA CALISMAK YERINE BÖLÜM YAZIYORUM VALLAHI OY VE YORUM GÖRMEZSEM BEDDUAMI YERSINIZ.
XXX
♡ε♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretty Dirty +18 Yarı Texting | Joseph Morgan
FanfictionJoseph Morgan kurgusudur. +18 sahneler fazlaca içerir. Bu kitabın her dokunuşu bana (@Alvina_Mikaelson) aittir. İzinsiz alınamaz, başka bir kitabın devamı olarak yazılamaz ve de yayımlanamaz.