Pretty Dirty +18 Yarı Texting | Joseph Morgan

B6 | His Parçacıkları

B6 | His Parçacıkları

... 

Kirpiklerimi kırpıştırdım ama gözlerimi açamadım. Kafamın iki yanından giren büyük bir sancı hissettiğim de inledim. 

Her tarafım ağrıyordu. Acı dayanılmaz bir hal alırken zar zor açtığım gözlerimden iki göz yaşı yattığım beyaz çarşafı ıslattı. Çarşafta kurumuş kan lekeleri, daha da yayıldı. 

Beyaz çarşaf. Kurumuş kan lekeleri. Kan. Patlama. Vurulan insanlar. Ölen çocuk. Kafama yediğim tekme. 

Bebeğim. 

Sandalyenin, zemine sürtünme sesi geldi. Fazla rahatsız edici bir sesti. Yüzümü buruşturdum. 

"Ooo kimler uyanmış!" 

Boynumu, sağa doğru zar zor çevirdim. 

Orta yaşlarda, esmer, açık kahverengi gözlü, iri yapılı bir adam, sırıtarak bana bakıyordu. 

"Lydia Martin."

Genişçe gülümseyerek, az önce çektiği sandalyeye oturdu. Kaşlarımı çattım. 

"Kimsin?"

"Joe Morgan."

Soy ismi, Joseph'le aynıydı. 

"Evet, evet tam da düşündüğün gibi. Joseph'in akrabasıyım."

Babası olma düşüncesi, midemi bulandırırken sessiz kaldım. 

"Kendisinin amcası oluyorum."

Gür, tiz bir kahkaha attı. 

"Ne amca ama!" 

Arkasında duran, saçları omuzlarında biten, esmer, yapılı bir adam bana bakıyordu. Yemyeşil gözlerini, gözlerimi talan ediyordu. 

Yüzüm mimiksizdi. Sert çehrem ile hala kahkaha atan adama bakıyordum.

Deli miydi? 

Zaten Joseph'le kan bağı olan birin normal olacağını düşünmüyordum.

Adam bir anda ayağa kalktı ve yatağın çevresinde bir tur döndü. 

"Seni neden kaçırdığımızı merak etmiyor musun?"

Kafamı salladım. Hiçbir şey bilmek istemiyordum.

"Sizin davanız beni ilgilendirmiyor. Ne sorununuz varsa gidin onunla çözün." dedim düz bir ses tonuyla. 

Derin bir nefes aldı.

"Hamile olduğunu biliyorum."

Gözlerim, hızla onu bulurken yüzüme endişeli bir ifade yerleşmişti. 

"Ve bu bebeğin babası Joseph. İşte tam da bu yüzden buradasın." 

Gözlerimi zemine diktim. Hala benden ne istediklerini anlamamıştım. Sormayacaktım. Ona istediği şeyi vermeyecektim. 

"Gelelim senden ne istiyorum."

Gözlerim, ağır ağır onu buldu.

"Seni öldüreceğim."

Dudaklarım hafif yana kıvrıldı. Yavaşça yattığım yerde doğruldum. Bu canımı çok fena yakmıştı. 

"Dokuz ay sonra bana istediğini yapabilirsin. Sadece bebeğimin doğumunu bekle." 

Kaşlarını çattı. 

"Sana şu an hiçbir şey olmayacak. Karnında ki soyumuzun varisi. Benim kanımdan, benim canımdan biri. Onu asla öldürmem."