Nasıl anlatsam bilemedim.Bin sene heyecanla beklediğin bir şey sonunda gelmiş de gerek kalmamış gibi...
Jane AustenSu sesleri duymamla bilincim açıldı ama gözlerimi aralayıpta bakamıyordum.Emir'in kokusunu almamla dün beraber uyumuş olmamız aklıma geldi ve göz kapaklarımın açılmasına engel olamadım.
Yanımda yoktu,tabiki yoktu duştaydı.Eğer yanımda olsaydı utançtan ölürdüm.Saatin 11'e geliyor olması beni daha da endişelendiriyor, sebepsizce buradan uzaklaşmak istiyordum.
Dolaptan siyah tayt ve baskılı koyu yeşil sweat alıp giydim.Gri uzun çoraplarımı giyip aşağı indim.Daha çıkmadığı için şanslıydım,basamakları ikişer üçer atlayarak indim.
"Kızım günaydın."
Meryem annenin sesini duymamla salona yöneldim.Gülümseyerek girdiğim odada birkaç kişinin daha olması gülümsememi söndürmüştü.
Hazal, annesi ve diğer tanımadığım iki kişi daha vardı.Salonun diğer köşesinde de yengeler oturuyordu.Böyle pat diye salona dalmamdan utanırken hayalet görmüş havasından kurtulup tekrar bir gülümseme taktım yüzüme.
"Günaydın anne,hoşgeldiniz."
Herkesin beni inceliyor olması beni yeterince geriyordu,birde gelenlerin bu kadar şık ve özenli giyinmiş olmaları ve benim ev haliyle yanlarında küçük çocuklara benziyor oluşumla daha da fazla utanıyordum.
Arkamda bir hareketlilik hissedince daha dönüp bakamadan bir kol sardı belimi.İşte o eşsiz koku tüm ruhumu etkisi altına almışken tepki vermekten korkar olmuştum.
"Hala hoşgeldiniz,kızlar sizde hoşgeldiniz."
Ben Emir'e bakarken o beni kendisine daha çok çekmiş gelenleri izliyordu. Nemli ve alnına dökülen saçlarında ellerimi gezdirmek istiyordum. Gözlerini bana çevirdiğinde kimsenin duyamayacağı bir şekilde konuştu.
"Ne acelen vardı aşağı inmek için?"
Tam cevap verecekken Hazal'ın annesinin konuşmaya başlamasıyla sustum.
"Saat kaç oldu,siz daha uyuyor muydunuz,gelin hanım?"
Bu kadın tam bir ruh hastasıydı.Beni sözleriyle iğnelemekten başka yaptığı birşey yoktu.
"Bütün enerjimi o alıyor,daha önemli bir işim de yok zaten."
Karnımı tuttuğumda Emir'le birleşen ellerimiz heyecanlanmama neden olsada,cümlemin sonunda gıcık bir gülümseme yerleştirip duruşumu bozmadım.
"Ah ah,bizim zamanımızda olsalar ne yapacaklardı bakalım Meryem?"
"Abla o zamanları biz yaşadık geçti gitti.Ne yapsınlar erken kalkıp,hem Emir evde, erken uyanıp ta ne yapacak.Kızım bu arada tanıştırayım,Betül ve Hande; Ahmet amcanın kızları.Düğünde tanıştırmıştım sizi,hatırlıyor musun?"
"Evet evet hatırlıyorum,çok memnun oldum.Nasılsınız?"
Kızlar yüzlerinde gülümsemeyle kafa salladılar.İkiside sarışındı ve çok güzellerdi.Biri diğerine göre daha olgun ve serpilmiş gözüküyordu,muhtemelen ablasıydı.
"Bizim hastaneye gitmemiz lazım,kusura bakmayın."
Emir'in bu aceleci tavrını anlayamıyordum.Gerçi Emir'i hiçbir zaman anlayamıyordum ki!
"Oğlum tamam gidersiniz,kahvaltı yapın önce.Nevra'nın midesi bulanır,kızımı aç aç götürme."
"Sen düşünmesen ben aç bırakacağım sanki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Teen Fiction"'O günü hiçbir zaman unutmayacağım ben.Ama sende unutma,dediklerini unutma." Duraksadığımızda sinirli ama meraklı gözlerle gözlerimi taradı.Hatırladığımamı yoksa böyle dile getirmeme mi bozuldu bilmem ama salak yerine konulmaktan sıkılmıştım.Devam...