Madem ki o benim için artık herşeydir,o halde bütün kainatımla ona taşınacağım.
Ahmet Hamdi TANPINAR
Sabah birkaç patırtı sesiyle gözlerimi araladığımda nerede olduğumu idrak etmek için boş boş tavanı izledim.Dolap kapağının olabildiğince sert kapanmasıyla doğruldum yataktan.Emir odada dolaptan birşeyler arıyordu.Bu kadar sesli olmak zorundamıydı?Zaten korkudan geç uyumuştum."Biraz yavaş olmayı deneyemez misin?Uyuyorum burda görmüyor musun?"
"Saatin kaç olduğunu biliyor musun sen?Birazdan gelirler zaten, kalkarsın diye düşünüyorum."
"Sen o yüzden teşrif ettin o zaman.Hiç gelmeseydin ben bir yalan uydururdum.Yorulmuşsun boşuna."
"Kes dalga geçmeyi.Kahvaltı hazırla.Gelirlerse böyle görmesinler."
"Hazırlayacağım zaten.Ama senin için değil,sen dedin diye hiç değil."
Yataktan kalktığımda ufak çaplı bir baş dönmesi yaşadığımda kendimi tekrar yatağa bıraktım.Kalktığımda fazlada bozulmamış olan yatağı düzeltip gardolabı açtım.Emir Bey aşağıda oturuyordu muhtemelen.Siyah bilekte taytımla beyaz tişörtümü giyip çoraplarımı ayağıma geçirdim.Saçlarımı topladıktan sonra aşağı indim.Saat geç olmuştu ve ne zaman geleceği belli olmadıkları için hemen hazırlamaya başlamalıydım.Patatesleri soyup dilimledim ve kızartmaya koydum.O sırada peynir, zeytin, salam, domates, salatalık ve reçelleri masaya koyduktan sonra kızaran patatesleri tabağa aldıktan sonra krep hamuru hazırlayıp tavada onlarıda hallettim.Yumurta haşlayıp masaya koyduğumda gayet güzel görünüyordu.Acaba en son ne zaman böyle bir kahvaltı hazırlamıştım?Sanırım bende çok acıkmıştım.Emiri çağırmaya gitmek hiç içimden gelmiyordu.Hem belki yemezdi ben olduğum için,bütün kahvaltı da bana kalırdı rahat rahat yerdim.Kendimi toplayıp içeri girdim.Emir koltukta fazlasıyla yayılmış televizyon izliyordu.
"Kahvaltı hazır,teşrif ederseniz eğer."
"Gerçekten 1 saattir ne yaptığını çok merak ediyorum.Öldüm açlıktan."
Sinirimi bozmaktan öte gitmemişti ve ayrıca da ayağa kalkmış mutfağa geliyordu.Bu demek oluyorki kahvaltıyı beraber yapacağız!Masayı iyice süzdükten sonra yerini aldı,bende ona en uzak olan yeri.
"Yanlız ben yumurtayı bu şekilde yemem."
"Anlamadım?"
"Sabahları kahvaltıda yumurta varsa omlet şeklinde isterim,diğer türlü sevmiyorum."
Dalga geçer gibi gülümsedim.
"O zaman kalk ve omlet yap."
"Öyle mi?Bu senin görevin.Biz evlendik ya hani,sen bana kahvaltıda hazırlayacaksın,yatağımı da toplayacaksın,eşyalarımıda ütüleyeceksin.Yani kısacası yaparsın kızım."
Sanki herşey çok normalmiş gibi güzel güzel kahvaltısını yaparken benim çoktan iştahım kaçmıştı bile.
"O zaman söyleseydin annene hizmetçi felan tutardı.Saygısız pisliğin tekisin.Biliyor musun?Ben sana hiçbişey yapmak zorunda değilim.Hayır ben sana anlatamıyorum,sende anlamıyorsun zaten."
Ayağa kalktığımda midemin bulantısıda artmıştı.
"Nereye?"
"İştahım kaçtı sana afiyet olsun!"
Arkamı dönmemle kolumu tuttu,ne olsun istiyordu hiç anlamıyordumki.
"Otur şuraya yemeğini ye."
Bitmek bilmeyen emirleri deli ediyordu.
"Sana afiyet olsun.Bırak kolumu"
Sesim biraz fazla yükselmişti biliyorum ama bu kadar sinirlenmesine gerek varmıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Teen Fiction"'O günü hiçbir zaman unutmayacağım ben.Ama sende unutma,dediklerini unutma." Duraksadığımızda sinirli ama meraklı gözlerle gözlerimi taradı.Hatırladığımamı yoksa böyle dile getirmeme mi bozuldu bilmem ama salak yerine konulmaktan sıkılmıştım.Devam...