"Bak yağmur çiseleyen bir sayfadayız şimdi.Şu mısralardan güneş doğabilir,doğaldır.
Bahri BUTİMAR
Emir ağzındaki kahveyi püskürürken ben neye nasıl tepki vereceğimi şaşırdım.Evlenmek?Tabiki herkesin hayali.Ama bu şekilde mi?Böylemi?Bana inanmayan biriyle mi veya yanlışlıkla yapılan bir çocuğun yüzünden mi?"Anne saçmalamayı kes artık.Eve gidelim yeter.Kafan yerinde değil senin.Ya beni evlendirmeyi kafana koymuşsun,hazır ayağına kadar da olay geldi.Ne dediğini biliyor musun?Sen de bişey söylesene be!Ha yoksa senin için hava hoşmu?Nasıl bir oyunun içine düştüm ben be?"
"Evimden çıkın!"
"Kızım sakin ol."
"Evimden defolun gidin.Ya ne yalancılığım kaldı ne düzenbazlığım.Sen bir insanı tanımadan nasıl böyle şeyler söyleyebilirsin?Sen kimsin be?Sen benimle evlenmek istemiyorsun ama ben sana bayılıyorum öyle mi aptal!Defol dedim."
Artık çıldırmıştım yeterdi.Ya ne suçum vardı benim o gece orada bulunmaktan başka?Herkes birbirinin suratına mal mal bakıyor,olayları kavramaya çalışıyordu.Ne gidiyorlar nede başka bişey yapıyorlardı.Kimsenin elinden birşey gelmiyordu ki,Meryem Teyze olaya el attı yine.
"Bak kızım senin karnındaki çocuk benim oğlumdan.Tamam evlenmeyin.Sen o çocuğu doğur ve bize ver.Sonra hayatına devam edersin,böyle mi olsun istersin."
"Ben eğer bu çocuğu doğurursam kimseye vermem.Siz ne diyorsunuz?Tehditle mi olacak bu iş.Siz beni fazla hafife aldınız Meryem hanım.Ailem yok diye beni fazla hafife aldınız. "
"Bende onu diyorum kızım.Bakın mantıklı olarak düşünürseniz sizde anlayacaksınız.Sen o bebeği büyütmek zorundasın.Ulusoy kanı taşıyan bir çocuğu ölüme terk etmem edemem ben.Ya oğlum sen.Çocuğu önemsemeden atıp gidecekmisin?Ben seni böyle mi büyüttüm.Söyleyin bana,ne yapmak istiyorsunuz.Sizin ne istediğiniz umrumda değil.Sadece çocuğunuz için bunu yapmak zorundasınız.Sizin kaderiniz bir.Mecbursunuz.Sizin yüzünüzden günahsız bir çocuğu harcayamam."
Ben hayatta mutluluğu gerçek mutluluğu hiç yakalayamayacakmıydım.Hep biri bana zorunluluktan katlanmak zorundamıydı?
Evde annem babam yük gibi hissettirirlerdi.Buraya geldiğimde bu küçük evde kendimi huzurlu hissettiğim ilk yerdi.Şimdi Emir zorunluluktan benimle evlenecek miydi?İnsanların birbirini zorunluluktan çekmeleri kadar iğrenç birşey daha yoktu.
Mecburiyet kadar kötü birşey yoktu.Şimdi de bu karnımda nohut tanesi belkide daha küçük şey için hayatımızı birleştirmeye mi mecburduk.Emir dakikalar sonrasında konuşmaya başladı.Sesi bezgindi,yorgundu.
"Ne olacaksa olsun artık.Haklısın anne ben çocuğumu bırakmam."
Sonra bana döndü.Kelimeleri kusar gibi söyledi.
"Sadece çocuğum için sana katlanacağım."
"Ben daha kabul etmedim.Ben sana mecbur değilim.Sen paran var diye kendini bulunmaz mı sanıyorsun.Ben kimseyle evlenmeyeceğim tamam mı.Yarın da aldırmaya gideceğim.Sizde gidin artık."
"Sen öyle bişey artık yapamazsın!"
"Öyle mi,neden?Daha dna testi yapılmadı.Belki senden sonra veya hemen önce başkasıyla yattım belki ondandır bebek,hıh bu ihtimalide bi göz önünde bulundur.Ben yalancıyım çünkü.Seninde dediğin gibi."
Kolumdan öyle bir tuttuki,gözlerime öyle bir bakıyordu ki beni oracıkta öldürmesinden korktum.Meryem Teyze de ayaklandı ama birşey yapmadan endişeli endişeli bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Teen Fiction"'O günü hiçbir zaman unutmayacağım ben.Ama sende unutma,dediklerini unutma." Duraksadığımızda sinirli ama meraklı gözlerle gözlerimi taradı.Hatırladığımamı yoksa böyle dile getirmeme mi bozuldu bilmem ama salak yerine konulmaktan sıkılmıştım.Devam...