"Behcet Aktaş..."
Siyah çerçeveli gözlüğümü düzeltip önümdeki kağıtlara göz gezdirdim. Müdürüm şüpheli hakkında bilgiler veriyordu.
"Bu akşam mağaza açılışı gerçekleşecek. Behcet Aktaş, mağaza sahibi. Bu mağaza açılışında şüpheli hakkında bilgi toplamanızı istiyorum. Yeni deliller kaydedene kadar harakete geçemeyiz."
Derin nefes alıp verdi. Gözlerini kısa müddet bizde oyaladıktan sonra bakışlarını bende sabitledi.
"Muhammed... Zülal ile çift olarak mağaza açılışında bulunmanızı istiyorum. Sen ne yapacağını biliyorsun."
Masanın üzerineki birkaç dosyayı alıp son konuşmasını yaptıktan sonra odasına ilerledi.
"Derya, Umut, İrem ve Turhan... Siz de davette arkadaşlarınızı koruma ve olayların takibi için bulunacaksınız. Biz de dışarda dinlemede olacağız sizi. Kolay gelsin."
Başımı ellerimin arasına alıp dolu nefes verdim dışarı. Gizliden uyuşturucu satıcılığı yapmaktan tutuklamak için şüpheliyi gözlemlemek zorundaydık. Delillerin güçlenmesi gerekti.
"Muhammed abi uykusuz musun?"
Başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Zülal tedirgin hâlde bana bakıyordu.
"Yok kardeşim. Sen hazırlığını yap, birlikte çıkacağız."
Başını hafifçe sallayıp gülümsedi. Memnun hâlde önüme döndüm. Umut kolunu omzuma atıp yanıma oturdu.
"Yine maviş olacak Muhammed. Siyah derilerini çekersin artık kardeşim."
Başımı iki yana sallayıp kısaca güldüm.
"Hadi sen işine odaklan."
Ayağa kalktığımda elindeki kağıtları salladı.
"O iş bende!"
...
Siyah deri ceketi üzerime geçirdikten sonra saçımı dağıttım. Numaralı gözlüğümü çıkarıp mavi lensleri özenle gözüme taktım. Tanınmamak için farklı numaralar deniyorduk. Parmaklarıma birkaç yüzük taktıktan sonra aynada son kez kendime baktım. Evet, hazırım.
Zülal hazırlığını tamamladıktan sonra yola çıktık. Yaklaşık yarım saatin sonunda büyük bir mağazanın önünde durmuştuk. Arabadan indik ve bol gürültülü alana doğru yürümeye başladık.
Şaşaalı süslemeler, ordan oraya yetişmeye çalışan garsonlar, yükselen kahkahalar...
"Muhammed abi, Behcet Aktaş'ın bulunduğu yerin yanı boş. Oraya geçelim."
"Tamam Zülal."
Orta alana doğru ilerlemeye başladık. Behçet Aktaş yanındaki beyaz saçlı, yaşının büyük olduğu anlaşılan bir adamla koyu sohbete dalmıştı. Yerimizi aldık.
"Çok güzel tasarımlarımız var."
Boğazımı hafifçe temizleyip yüzüme yerleştirdiğim gülümsememle konuşmaya başladım.
"Gerçekten göz alıcı tasarımlar bunlar. Tebrik ederim Behcet Bey sizi. Sevgilim ile sık sık geleceğimizden emin olabilirsiniz."
Zülal'a küçük bir bakış atıp Behcet Aktaş'a döndüm. Gururlu bir gülümseme ile bize bakıyordu.
"Teşekkür ederim. Sizi yakından tanımak isterim. Birbirimizi seveceğimizi düşünüyorum."
Gözlerini Zülal'de oyaladığında sinirlenmemeye çalışarak gülümsedim. Zülal konuştu.
"Evet sevgilim, burayı çok sevdim. Tebrikler Behcet Bey."
Yanındaki yaşlı adamla konuştuktan sonra memnun hâlde bize döndü. Yaşlı adam başını sallayıp yanımızdan ayrılmıştı.
"Size tasarımlarımdan bahsetmek isterim. Adınız neydi?"
Elimi uzatıp gerçekçi gülümseme yerleştirdim yüzüme.
"Polat Aksu..."
...
"Muhammed, Behcet Aktaş ortalarda gözükmüyor."
Ceketime doğru biraz eğilip kısık sesle konuştum.
"Birol Aydın ile yan yana. Sanırım açılışı sonlandırmak için konuşma yapacak birazdan. Kontrolüm altında Umut. Köşede konuşuyorlar."
"Tamam kardeşim."
Behcet Aktaş, açılış boyunca sık sık konuştuğu ortağı Birol Aydın ile orta alana doğru gelmeye başladı. Birol Aydın ünlü bir iş adamı. Bakışlarındaki donukluk Behcet Aktaş ile benzer. Birkaç projede yer almışlar. Fakat akıllarda kalacak kadar yankı uyandırmamış. Düşündürücü...
"Özel tasarımımız... Vizon kürk. Ortağım Birol Bey için tasarlattım. Açılış için hediye olarak kabul etmesini istiyorum."
Yükselen alkış sesleriyle kürkü Birol Aydın'a uzattı. Allahım elinde tuttuğu kürkte can yakan çığlıklar duyuyorum. Soğukluğu yüreğimize kadar hissedeceğimiz kürklerde ısınmayı bekleyen insan...
Etrafımı bulanık görmemle hızla gözlerimi kırpıştırıp yerimde dikleştim. Birol Aydın kürkü giydi. Buruşmuş ellerini kürkün cebine sokarken cebin içinde kendini belli eden paketle duraksadım. Behcet Aktaş kulakları rahatsız eden kahkahasıyla ortağının yakalarını düzeltti. Birol Aydın ellerini ceplerinden çekmemişti. Ortamda yükselen seslerle hızla gözlerimi etrafta gezdirdim. Yeni yeni kürkler askılarda yerlerini alıyordu.
"Umut harekete geçiyoruz." dedim kısık ve bir o kadar keskin sesimle. Birkaç dakikanın ardından yükselen silah sesleriyle belimden silahımı çıkardım. Zülal kenarda yerini alırken orta alana doğru ilerledim. Çığlık sesleri havada uçuşuyordu. Allahım hayırlısıyla burdan çıkmamızı nasip et.
Behcet Aktaş ile Birol Aydın'a silahları doğrultmuştuk. Şaşkın gözlerle bize bakıyorlardı. Hazırlıksız yakalanmışlardı. İçeriye giren polis arkadaşlarımla inceleme başlamıştı. Bu iş sandığımızdan kolay oldu. Şükürler olsun.
Başta hediye edilen kürk olmak üzere asılı olan kürklerin yarısında uyuşturucu tespit ettik.
Behcet Aktaş'a kelepçe takıldıktan sonra götürülmek için harekete geçildiğinde bir aralık çatık kaşları altındaki gözlerini bana dikti. Başımı hafifçe eğip sahte gülümseme yerleştirdim yüzüme. Behcet Aktaş dosyası çözüme kavuştu.
|Bölüm sonu
Bölüm nasıldı?
2. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Kendinize iyi bakın. Gecenin Rabbine emanetsiniz. Selamün Aleyküm🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
EspiritualSırtımı üşüten soğuklukla gözlerimi aralamaya çabaladım. Gözlerimi açtığımda perdenin uzayan hareketine takılı kaldı gözlerim. Açık olan pencereden soğukluk sızıyordu. Sırtımı yatağın başlığına yaslamış, gözlerimi zifiri karanlığa doğrultmuştum. Vak...