Selamün Aleyküm <3
Son bölüm ile geldim :')
İyi okumalar, buyurun bölüme 🌱
(Edibe)
"Edibe..."
Duyduğum sesle adımlarım yavaşladı. Kalbim çok sert çarpıyordu ve yanaklarım sımsıcak olmuştu bile. Arkamı döndüm yavaşça. Gülümsüyordu. Gözlerimi yüzünden çekemiyorum.
"Seninle konuşmak istiyorum." dedi yerinde dikleşerek. Yüzündeki gülümsemesi beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyordu. Gülümsüyorum.
"Seni dinliyorum, Muhammed." dedim hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi. Böyle bir meselede utanmanın sırası değildi ama onu görünce elim ayağıma dolaşıyordu işte. Sakinleşmem gerek.
"Müdürüm dedi ki, bu hafta içinde nişanlanıyormuşuz. Açıkçası şaşkınım."
Durdu. Gözlerime baktı. Bir şey dememi bekliyordu. Başımı hafifçe sallayıp dudaklarımı araladım.
"Ben de bugün öğrendim. Uzatmanın bir anlamı olmadığını söyledi. Her ne kadar açıkça ifade etmesek de birbirimize duyduğumuz muhabbetin farkına varmış."
"Birbirimize duyduğumuz muhabbet... Sana olan sevgimi açıkça ifade etmem gerekirdi. İstedim ancak işim gereği uzak durdum senden. Müdürüm farkındaydı. Seni, bizi, işimizi tehlikeye atmak istemedim. Seni sevdiğimi söyleyebileceğim günü bekledim, istedim. Çok şükür, karşındayım. Edibe..."
Derin nefes alıp verdi. Yaşaran gözlerimle yutkundum art arda. Öyle güzel bakıyordu ki mutluyum diye haykırmak istiyordum taşa, toprağa...
"Seni seviyorum, Edibe. Benimle nişanlanmayı kabul ediyor musun?"
Gülümsüyordu. Başımı hafifçe salladım. Çocuk gibi gülmemek için kendimi tutuyordum.
"Kabul ediyorum... Muhammed."
Beklentiyle bana bakıyordu. İçimdeki heyecan ve mutlulukla devam ettim sözlerime.
"Seni seviyorum, Muhammed. Benimle nişanlanmayı kabul ediyor musun?
Güldü. Gözlerimi gülüşünden ayıramıyorum. Başını hafifçe sallayıp kocaman gülümsedi.
"Kabul ediyorum, Edibe... Kabul ediyorum."
...
(Muhammed)
"Şu kravatını da düzeltelim."
Umut, sırıtarak bana bakıyordu. Şu an ne hâldeyim, bilmiyorum. Umut'un hâllerine bakılırsa heyecanım beni ele veriyor.
O günün ardından iki gün geçmişti ve sakin bir zamanda, emniyette nişanımızın olmasını kararlaştırmıştık.
Umut, elini üzerimden çektiğinde minnetle ona baktım.
"Sağ ol kardeşim."
Başını sallayıp gülümsedi. Derin nefes alıp verdim. Emniyetteki arkadaşlarım yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı. Tebrik ediyorlardı beni. Çok huzurluyum, Allahım. Şükürler olsun.
Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gördüğüm kişiyle hareketsiz kaldım. Uzun beyaz elbise vardı üzerinde. Saçları özenle omuzlarına dökülmüştü. Göz kapaklarını düşürüp başını eğdi. Yutkundum. Bana doğru gelirken gözlerimi kaçırıp başımı çevirdim. Ona takılı kalıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
SpiritualSırtımı üşüten soğuklukla gözlerimi aralamaya çabaladım. Gözlerimi açtığımda perdenin uzayan hareketine takılı kaldı gözlerim. Açık olan pencereden soğukluk sızıyordu. Sırtımı yatağın başlığına yaslamış, gözlerimi zifiri karanlığa doğrultmuştum. Vak...