"صادق الله عظيم"
Elimdeki Kur'ân'ı üç kere öpüp yerine bıraktım. Gece lambasının ışığını kapattıktan sonra yatağıma oturdum. Ayın ışığı odama sızıyordu. Sırtımı yatak başlığıma yasladım ve gözlerimi dolunaya çevirdim. Çok güzel parlıyordu.
Gözlerim dolunayda takılı kalırken aklıma gördüğüm rüya geldi. Siyah elbiseli kız...
Başında da siyah örtü vardı. Ağlıyordu. Sesinde hissettiğim yorgunluk omuzlarıma yük bırakmıştı. Sanki yüreğimin yanışını okşayıp merhem olmuştu haykırışı. Huzur hissettim o haykırışta. Saflığı ve vazgeçilmez sabrı. Bilmiyorum, ses tonu ile kucaklandığımı hissettim. Belki... Belki de benim gibi düşünen sözleriyle kendimi yakın hissettim ona. Sonsuzluk, dedi.
Eksik ve hatalarıma rağmen meftun olduğum sonsuzluğu istiyorum. Toprağın alnımdan öpüp beni şefkatle sarmalamasını istiyorum. Umut ile korku arasındaki o çizgide dengeyi sağlayabilmek, özgür olmak istiyorum. Gerçek özgürlüğü tatmak istiyorum. Fakat ne yapıyorum?
Yanaklarımdan ardı ardına süzülen yaşlarla sertçe yutkundum. Burnum sızlıyor, verdiğim kısa nefeslerim gözlüğümün camlarına buhar bırakıyordu. Gözlüğümü çıkardım. Gözlerimi gökyüzüne çevirdiğimde dolunayın sönmeyen ışığı ile dudaklarımda bir gülümseme belirdi. O an havayı koklamak istedim.
Pencerenin kolunu kaldırıp açtım. Mayışan vücudumda hissettiğim soğukluk bana iyi gelmişti. Elimi pencereden dışarı uzattım. Sert esen rüzgar parmaklarımın arasından süzülüyordu. Bir müddet elimde soğukluğu hissederken elimin eskisine göre soğuk olmadığını fark ettim. Rüzgar elime eskisi gibi ulaşmıyordu. Aklıma gelenle kaşlarımı çattım. Rüzgarın geliş yönüne doğru bekliyor olmalı. Elimi sakince içeriye sokup pencereyi kapattım. Yatakta kendimi biraz daha geri çekip pencereye dikkat kesildim.
Siyah hırkasının büyük şapkasını kafasına geçirmişti. Yüzünü göremiyordum. Pencerenin pervazına bir kap bıraktı. Boyu kısaydı. Ellerinde siyah eldiven vardı. Bir elini hırkasının benim göreceğim cebine sokup renkli bir kağıt çıkardı. Yavaşça elini kaldırıp pencereye yapıştırdı ve cama üç kere vurup hızla koştu. Gitmişti. Yerimde doğruldum. Gece lambasını açtım. Gözlerim pencereye asılı kağıda kaydı.
Merhaba :)
Neden yemek yemiyorsun? Sinirlerim bozuluyor, bilmiş ol!
Ve uyku... Tamam polis olabilirsin. İşlerin yoğun olabilir. Eh yani uyu. Sen yorulmaz mısın?
Ve son olarak seni çoğunlukla ağlarken buluyorum. Sebebini merak etsem de öğrenemeyeceğimi biliyorum. Neyse...
Evet şimdi seni izliyorum. Kur'an okuyorsun. Allah kabul etsin ;) Neden ağlıyorsun ya!
Sonunda ışığı kapattın. Çok akıllısın gerçekten. Büyük ihtimal beni takip edeceksin. Beni anlamaya çalıştığını düşünerek ani hareket yapmayacağını
biliyorum. Sadece tahmin ve tabii ki de,İzlenilmekten hoşlanmam.
Şimdi neden beni izliyorsun diyeceksin ama benim belli sebeplerim var. Neyse yine çenem açıldı.
Annem börek yaptı. Onları sabah ye. Sinirlerimi zorluyorsun ya!
Umarım Balık iyidir. Kötü rüyalar görmüyorsundur.
Bak yine ağlıyorsun.
Aaa sen gülmeyi biliyor muydun?
Tamam son kez,
İyi ki varsın koca yürekli!|Bölüm sonu
Bölüm nasıldı?
5. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim :)
Kendinize iyi bakın. Ay'ın Rabbine emanetsiniz. Selamün Aleyküm 🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
SpiritualSırtımı üşüten soğuklukla gözlerimi aralamaya çabaladım. Gözlerimi açtığımda perdenin uzayan hareketine takılı kaldı gözlerim. Açık olan pencereden soğukluk sızıyordu. Sırtımı yatağın başlığına yaslamış, gözlerimi zifiri karanlığa doğrultmuştum. Vak...