Siyah(17)

305 43 75
                                    

"Kalk! Kalk!"

Kulağıma gelen seslerle gözlerimi hızla açtım. Birkaç kişi önümde dikiliyordu. Hemen yanıma döndüm. Eli başındaydı.

"Sallanmayın! Kalkın hadi!"

Elleriyle gözlerini ovuşturup yerinde kıpırdandı. Başımı çevirdim. Yerimden kalktığımda birinin sesi geldi kulağıma.

"Hadi bağla şunların gözlerini!"

Kısa boylu olan bize doğru geldiğinde yanıma döndüm. Alel acele yerinden kalkıp yanıma geldi. Hafif çatılı kaşlarıyla karşısına bakıyordu. Önüme döndüm.

"Nereye götüreceksiniz bizi?" dedi sert çıkan sesiyle. Kulağıma dolan gülüşmelerle rahat bir tavır takındım.

"Kuyruğunuz sıkıştı anlaşılan."

Gülüşleri azalırken emir yağdıran hızla silahını çekip bana doğrulttu. Sinirle bana bakıyordu. Çatılı kaşlarımla bakmayı sürdürdüm.

"Abi yapma. O adamla işimiz var." dedi biri panikle. Sinirle bağırıp beklemediğim bir anda silahı yüzüme vurdu. Dönen başımla gözlerimi açamadım. Yerimde sendelerken  bana sarılan kollarla gözlerimi aralamaya çabaladım.

"M-muhammed..."

Gömleğimde hissettiğim ıslaklıkla sertçe yutkundum. Sıkı sıkıya sarılıyordu bana. Sonra gücümün tükendiğini hissettim. Kendimi bırakmıştım.

...

(Edibe)

"Öldü galiba..."

Ağlayışlarımı durduramazken sinirle bağırdım.

"Allah belanızı versin!"

Sinir bozucu gözyaşlarımı hızla sildim. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Yerde yatıyordu. Gözlerimi yüzünden ayıramıyorum. Yüzünde kan var... Bir şey yapmalıyım. Gitme, Siyah...

Titreyen ellerimi yumruk yapıp sertçe yutkundum. Kulağımı göğsüne yasladım. Kalp atışlarını duyabiliyorum. Allahım sana şükürler olsun...

Başımı kaldırıp hızla üzerimdeki hırkayı çıkardım. Yüzünde akan kanları silmeye başladım. Ellerim titriyordu. Ağlamamak için dudaklarımı ısırıyordum. Ya Şafi...

"Ee doktor hanım. Hastanız yaşayacak mı?" dedi biri gülerek. Gözyaşlarım yüzüne isabet ettiği an kalbim sıkıştı. Gözyaşlarım yüzünü ıslatıyordu. Gözyaşlarımla yıkanıyordu yüzü. Ben gözyaşlarımı öpmeni istemiştim. Sen Siyah'sın değil mi? Ben senin Beyaz'ınım değil mi?

...

(Muhammed)

Başıma saplanan ağrıyla gözlerimi aralamaya çabaladım. Bir aracın içindeydim. Gözlerim kapatılmıştı. Aracın sesini duyuyordum. Başıma art arda giren ağrıyla yerimde kıpırdandım. Ve onun telaşlı gelen sesi...

"M-muhammed iyi misin?"

Yanımdaydı. Aklıma gelenle dudağımı araladım.

"İyiyim, sen iyi misin? Bir şeyin yok değil mi?"

"B-ben iyiyim. Bizi götürüyorlar. Gözlerimizi kapattılar. Sen iyisin değil mi-"

"Yeter konuştuğunuz! Ağzınıza kapatmamı istemiyorsanız kesin sesinizi!"

Dışarıya sıkıntılı nefes verdim. Bir şeyler yapmam lazım...

Başıma giren ağrıyla yerimde kıpırdanırken bir engelle karşılaştım. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı.

"Bunlar nerden çıktı lan!"

Araç ani fren yaptığında irkildik. Silah sesleri kulağıma geliyordu. Cam kırılma sesiyle birlikte bir inilti duydum. 

"Muhammed korkuyorum..."

Yanıma çevirdim başımı. Beyaz...

"Yanındayım..."

"Abi ne uğraşıyoruz. Bizimkiler ölüyor. Şu işe yaramaz kızı atalım araçtan. Oyalamış oluruz."

Duyduklarımla yerimde kıpırdanırken Edibe'nin sesi geldi kulağıma.

"Ya ikimizi araçtan atarsınız ya da kimse araçtan inmez!"

Dönen başımla zorlukla dudaklarımı araladım. Onun güvende olması gerek.

"Edibe..."

"Merak etme güzelim. Senin cesetinin ardından arkadaşın da gelecek yanına. İşimizi görsün." deyip kahkaha attı biri. Duyduklarımla nefes almakta zorlandım.

Yanımda hissettiğim hareketlilikle hızla yanıma dönüp bağlı kollarımın arasına aldım onu. Saç telleri yüzüme geliyordu. Hissettiğim kalp atışlarımla sertçe yutkundum. Başını içime gömdüğünde burnuma dolan kokusuyla nefesimi tuttum. Ve silah sesleri...

Sesler yükselirken ağzıma gelen kan tadıyla baş dönmelerim artmıştı. Bilincim kapanıyordu. Onu korumak istercesine biraz daha sardım kollarımı. Duyduğum son ses, kan kokusunu papatya kokusuna çeviren sözleriydi. Beyaz...

"S-seni seviyorum..."

|Bölüm sonu

Bölüm nasıldı?

17. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 🌼

SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin