Ben Hande.
antalya'dan istanbul' taşınmıştık. Daha yeni taşındığımız için henüz alışamamıştım. Evden dışarı hiç çıkmıyordum. Arkadaş bulmak icin hiç çaba harcamıyordum. Annem ve babam bu halimden sıkılacak olacak ki akşam vakti dışarı çıkmayı önerdiler. Zora ki kabul ettim. Üstümü değiştirip annemlerden önce çıktım. Sıkıntıyla beklemeye başlarken serseri bir grupla göz göze geldim. Diğerleri bakıp geçmişti. Ama bir tanesi vardı ki gözlerini benden hiç ayırmamıştı. Elleri cebinde yavaş yavaş bana yaklaşıyordu.
"Sen burda yenisin galiba?" diye sordu.
Cevap vermedim. Bir an önce annemlerin gelmesi için dua ediyordum.
"Cevap vermiceksin heralde" dedi.
'Bence susmakta bir cevaptır' diye geçirdim içimden.
"Öyle olsun bakalım" dedi hafif bir sırıtışla. Yeter bi git artık amk bakışı attım çocuğa. Ne kadar komik göründüğümü bile bilmek istemiyordum.
"Oh be!" dedim. Arkasını dönüp bana bakmıştı. Sanırım bunu sesli söylemiştim. Kızardım. İç sesimle her zaman ki gibi bir savaş başlattım. Çünkü; ben çocuğu başımdan savmaya çalışırken iç sesim bana ne kadar yakışıkli oldugunu söylüyordu. Nasıl böyle düşünüyordum ki ben? Besbelli yavşağın tekiydi. Hangi aptal yolda gördüğü bir kıza hemen bişeyler söyler ki? Tam bunları düşünürken annem ve babam gelmişti bile. Arabaya binip merkeze doğru yol aldık. Yol boyunca hep dışarıyı izledim. Ne güzel, ışıl ışıldı. Yavaş yavaş sevmeye başlamıştım sanırım buraları. Burada kendime yeni bir hayat kurmayı başarabilirdim. Belki de ilk sevgilim burada olacaktı. Bunların sabırsızlığını yaşayarak gideceğimiz yere doğru beklemeye başladım...
Sabah kıpır kıpırdım. İlk defa okula gideceğim için heyecanlıydı. Acaba neler olacaktı? Yeni arkadaşlar edinebilecek miydim? Büyük ihtimalle böyle birşey olmayacaktı. Dışlayacaklardı beni. Bu düşünce morelimi bozdu.
Her zaman ki halimin aksine bugün özenli bir şekilde gitmiştim. Yolda sessiz sessiz yürüyordum. Tek başımaydım. Annemde gelmek istemişti ama işi çıkmıştı her zaman ki gibi. Sorun değil. Kendi başımada halledebilirdim nakil işlerini. Altı üstü bir kaç belgeydi işte. Bunları düşünürken aynı zamanda takip edildiğimide hissediyordum.
Telaşlandım.
Arkama dönüp baktım ama kimse yoktu. Tekrar önüme dônmemle birlikte, yere kapaklanmam bir oldu. Önümde dün kü gördüğüm çocuk duruyordu. Biraz inceledim çocuğu. O gün akşam vakti olduğu için gözlerinin rengini net görememiştim. Gözleri yeşildi.
Yemyeşil.
Hafifçe gülümsedi ve bana baktı.
"Diikat etsene" dedi. Gayet sakindi. Ama ben o kadar değildim. "Önüme çıkan sensin!" diyerek çıkıştım.
"Çok konuşuyorsun sen" dedi ve yanımdan çekip gitti.
Kaba şey.
Beni elimden tutup kaldırmaya bile tenezzül etmemişti. Söylenerek okula doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK PEŞİNDE 5 YIL
Teen FictionTam 5 yıl... 5 yıl boyunca süren bir aşk serüveni. İnsan rüyalarında da sevmeye devam eder miydi? Öyle bir aşktı işte... Çünkü bazen; Gölgen bile peşinden gelmese,yürümek gerekir...