Küçük bir bilgilendirme ;
Beylerbeyi Hazerani kitabımı okuyanlar bilir ki nalin Ağıt demek...Lorin'de çok farklı bir akış oluşturmak istedim ve bu akışa Nalin'i isim olarak ekledim .
Bu ismi verdiğim çocuğu birlikte büyütelim...
3.NALİN \ AĞIT🕸️
Lorin'i Xani'den
Öylesine geçmez hayat.
Bal gibi yutulmaz, kör ebesi olunmaz, kulakların duvar olsa da susmaz .
Çünkü hiç öylesine vurmaz hayat ; zehir akıtır içinden , kör eder insanı öyle ki gafletten sağırlaşırsın .İlk kez dizlerimin üstüne kalktığımda avuç içlerim kanamıştı , ayağa kalkmanın vakti olduğunu avuçlarıma bakarken anlamıştım.
Ve ilk kez ayaklarımın üstüne bastığımda tavan hatta gök dahi biraz boyun eğmiş, alçalmış gibiydi.Ya da göğüsümüzden içeri ,kibir tohumu, ilk adımımızla atılırdı .
İlk adımımdan bu yana hiçbir zaman kibirli adımlar atmak istedim ; sadece cesur ayakları arzuladım.Nitekim bugün bir caninin ardından koşarken korkmayacak kadar arzumu gerçekleştirmiştim.
Aj Moran 'ın, evimin karşısındaki asmalı konağı benim konağımında her bir camını kıracak kadar gaddar bir pusuyla yerle bir etti.Hemen sonra mahşeri anımsatan çığlıklar onun ardında bıraktığı boşlukta ipe dizildi .
Dumanları göğü karalayan vahşetin ,gördüğüm ikinci yangın olmasının yanında Aj Moran giderken bana öyle bir gerçeği itiraf etmişti ki adeta bir volkan gibi kaynıyordum .
O gece evimi yakan eli görmedim.
Ama o kahrolası yangının çırası sayılan o gümüş çakmağı gördüm .Ve yangından hemen önce babamın kendini gece vakti arayan kişiye uykulu sesiyle ' Ne kargosu ?'Diye bağırarak sorduğunu da duydum...Tetikçi tıpkı camlar yere serilmeden hemen önce bana dediği gibi o gece babamı arayıp ,kargonuz teslim demiş olmalıydı.
Evet, masalları kıskandıran evimizi periler değil cani biri yakmıştı.Bunu biliyordum,o günde biliyordum ; kanımıza susamış bir katil olduğunu evimiz gözlerimin önünde evim olan insanların kanlarını kuruturken de bilerek izliyordum .
Ama o gece bilmediklerim,bildiklerimden epey fazlaydı.Bilmiyordum , o garip çakmağın avluya bakan pencerenin eşiğinde ne diye durduğunu,pencereyi kimin aradığını.Bilmiyordum , o çakmağı kimin ateşlediğini.Bilmiyordum , o çok yıldızlı geceye kara dumanlar kusturmalarının sebebini ? Bilmiyordum hiç geçmeyecek bir acının o gece içime bıçak yarası gibi kazanacağını .Bilmiyordum ,annemin yanarken attığı son çığlıkların hep aklımda kalacağını.Bilmiyordum babamı son gördüğüm gün olarak kalacağını.Bilmiyordum , içimde yerini bulamadığım Lal Yeşili gözleri o gece haksız yere sürgün edeceğimi....
Bilmiyordum , koskoca on yılımızın bilmeden geçeceğini. Ve bilemezdim,ikinci kez o yangından aşağı kalmaz bir yangın infilak ettiğinde geçmişin katilini göreceğimi!
Aj Tar Moran!
O olmalıydı!
Olmalıydı değil ,O'ydu!
Bana , gözlerimin içine baka baka o gecenin tekrarını gündüzün fecrinde yaşatırken onu gerçekten tanımamı sağladı!Bunu kendi yaptı !
Farkındaydı ya da farkında olamayacak kadar çıldırmıştı.İtiraf etti katil ,katilliğini !Aklımda binlerce soruyla o savrulduğum yerden doğruldum.Avlumun ortasındaki kargaşanın içinden kurşun gibi sıyrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIĞIN NİNNİSİ ( Ara Verildi )
Novela JuvenilŞimdi bir çığlık olsanda sussam seni .Bir ağaçtan yabani içime saldığın kökleri, ellerimle kestiğimi görsende utansan. İlerde birgün , çok acımasız bir hastalık gibi derinlerimde nüksedeceğinden habersiz ,o gecenin şafağına kadar; zihnimle ,kalbimle...