29

1.5K 110 153
                                    

Remus, Sirius'un yüzüne eğilip "Aklımı kaçıracağım," diye fısıldadı. "Sana böylesine yaklaşıp hiçbir şey yapmadan durmak aklımı kaçırmama sebep olacak."

Sirius'un kapalı göz kapakları kıpraştı. Remus nefesini tutmaya çalıştı, böylece yüzüne daha çok eğilebilecekti. Dudakları onun yüzünü buldu. Kendine engel olamıyordu, sonra Sirius'un nefes sesleri hızlandı. Remus donakalırken Sirius elini kendisinin ensesine sardı.

"Aylak... Neden-" Çocuk hızlıca yutkundu. "Neden bunu daha önce yapmadın ki?"

Remus anlaşılmaz birkaç ses çıkardı, ne olduğunu anlamadan Sirius'un üzerindeydi. Boynuna başını sokup tenini öpmeye devam etti. "Kızacağını düşünmüştüm."

Altında oturan Sirius tek nefeslik gülerken belini ittirip sürtünmelerini sağladı. "Kızmak mı?... Evet, sana kızdım. Nasıl böyle güzel olup aklımı çelebilirsin?"

Onu duymazlıktan geldi. Öpücüklerini sıralamaya devam ederken acelesi varmış gibi hızlıydı. Sirius "Aylak?" dedi. "Duyuyorsun, değil mi?... Aklımı başımdan alıyorsun."

Remus durmadan inliyordu. "Sus," dedi. "Yoksa ya kalbim çıkacak ya da pantolonuma boşalmama sebep olacaksın."

Sirius keyifle güldü. Remus ne bekliyordu ki? Onun Sirius için dizlerinin titremesine Sirius gülmeyip ne yapacaktı?

Sirius'un elleri kendisinin belini buldu, kendisine bastırırken bir yandan koltuktan havalanıp Remus'u yarı yolda karşıladı. Remus'un kolları onun boynuna dolandı, dudakları olduğu yeri öpmeyi bıraktı. Ayakta olsa düşeceğine emindi.

Ağlamak istiyordu, nasıl da onun için deliriyordu... Sirius'sa öylesine farkındaydı ki, Remus ona hiçbir şeyin farkında olmadığını bağırmak istiyordu. Gördüğü kısmın daha hiçbir şey olduğunu, onun için hissettiklerinin sınırının oldukça uzakta olduğunu....

Birkaç sızlanma sesi çıkarttı, Sirius'un adı dudaklarının arasında ezildi. Yapabildiği kadar hızlıca, ona kendisini öpmesini söyledi. "Öp beni... Lütfen, öp beni. Dudaklarımı öp, Sirius, hadi, öp beni..."

Sirius "Bana bak hadi," dedi. "Başın boynumdayken seni öpemem, öyle değil mi?"

Remus zorlukla ondan ayrıldı. Kendisine yaklaşan çocuğun suratını elleriyle tutup durdurdu. Birkaç saniye yarı kapalı gözlerini, kızarık suratını izledi. Sonra yüzünü yaklaştırıp diliyle onun dudaklarını okşadı, Sirius sızlandı.

Sonra keşfetmek ister gibi, çocukça bir ilgiyle elini Sirius'un ağzına getirip durdu. Parmağını dudaklarına sürttü. Sirius tehlikeli bir sessizlikle dilini dışarı çıkartıp parmağını yaladı.

Remus nefes nefese kaldığını hissetti. Parmağını onun ağzına soktu. Sirius gözlerini bir an kaçırmadan Remus'un parmağını emdi. Remus anlamsız sesler çıkarırken gözlerini kapattı, başını geri attı.

"Aylak?"

Remus gözlerini kırpıştırarak araladı, bir an ne olduğunu anlayamadığı için irkildi. Sonra hemen dibinde duran Sirius'un yüzü zıplamasına sebep oldu. "N...ne?"

"Hadi, kalk, derse geç kalacağız."

Remus zorlukla yutkundu, terden sırılsıklam olmuştu. Sirius hala kendisine bakarken kıpırdamadan durdu. "G...git, sen git... Ben kalkarım."

"Rem, kalksana işte."

Remus ağlamak istedi, rüyası yüzünden sertti. Tam karşısında yeni uyandığı belli olan Sirius'un suratının durması yardımcı olmuyordu. Remus onun fark etmesinden korkuyordu ancak utancı her şeyin önüne geçiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sweet Creature / ❝Wolfstar❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin