9

1.2K 107 70
                                    

Remus, Sirius'un saçını sertçe çekerek inledi. Elinde olmadan belini ileri itiyordu, Sirius'un ağzına kendini daha sert çarpmaya çalışıyordu. Çocuğun ellerini bacaklarının arka kısmında, kalçasının hemen altında hissetti, sertçe sıkıp dengede kalmaya çalışıyordu.

Remus yaşaran gözlerini açıp kafasını sonunda ona eğebildiğinde Sirius geri çekildi, nefes nefese kendisine baktı. Remus onun ağzından kendisine doğru uzayan salyayı gördüğünde tekrar inledi. "Sirius..."

Sirius hep yaptığı gibi alayla güldü, hala oyunbozan gözleriyle kendisine bakıp dudaklarını yalıyordu, "Ne istiyorsun, Aylak?" diyordu. Remus ne istediğini ilk kez bu kadar net biliyordu. Onu saçlarından kendisine bastırırken tekrar adını inledi. "Sirius..."

Remus uykusundan uyandı. Nefes nefese doğrulurken bir gün önceki dolunaydan kalma yaraları sızladı. Yatakhanedeydi, görmeyen gözlerle etrafına bakındı. Bir süre sonra sertçe yutkundu, gözlerini Sirius'un yatağına çevirdi. Uyuyordu.

Kendisini yatağa geri bıraktı. "Siktir..." Tavana bakarak fısıldamaktan başka bir şey yapamadı, göğsü hala hızla inip kalkıyordu. "Siktir..." Rüyasında gördüğü şeyler daha önce aklından bile geçirmediği şeylerdi, neden böyle olduğunu, böyle şeyler görecek kadar ne düşündüğünü bilmiyordu.

Yorganını kaldırıp kendisine baktı, sonra sertçe bırakıp tekrar tavana döndü. "Siktir..." Biraz önce rüyasında, arkadaşının kendisini ağzına aldığını görmüştü. Remus inanılmaz bir utançla sınandığını hissetti, Sirius arkadaşıydı! Onun hakkında nasıl böyle şeyler düşünebilirdi?

Tekrar yutkundu, sorun belki de gördüğü rüya falan değildi, sorun o rüyadan bu kadar etkilenmesiydi. Normalde ne kadar saçma sapan bir rüya olduğunu düşünürdü, belki de çocuklara anlatırdı ve birlikte dalga geçerlerdi.

Gözlerini tavandan alıp tekrar Sirius'un yatağına çevirdi, yutkundu. Hayır, kimseye anlatamazdı. Ayak parmaklarının hala ihtiyaçla kıvrıldığını, rüyası bitse bile belinin yerinde durmadığını anlatamazdı. Nefeslenmek için yorganını ittirdi, gözlerini tekrar tavana çevirdi.

İlk kezdi, Remus'un ilk kez Sirius'u bu şekilde rüyasında görüşüydü. Son olur muydu, bilmiyordu ama öyle olmasını umuyordu. Kardeşi hakkında böyle şeyler düşünmesi iğrençti.

Remus hayatında kendisinden daha iğrenç kimseyi tanımamıştı. Kim bilir Sirius bunu bilse kendisine nasıl bakardı, tiksinir miydi? Bir daha Remus'la konuşmaz mıydı?

Tekrar yutkundu, hala sızlayan yaraları umrunda değildi. Gecenin en karanlık saatlerinden biriydi, bu da umrunda değildi.

O an umrunda olan tek şey, aptal bir rüyanın kendisini nasıl bu hale getirebildiğiydi.

-

Bu sefer hakkkkaten unexpected sexual tension

Sweet Creature / ❝Wolfstar❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin