28

1K 85 34
                                    

Remus belki de ilk kez Sihir Tarihi'nde not tutmuyordu. Neyse ki bu kimsenin umrunda değildi, özellikle son zamanlarda araları düzelse de bir gece önce olanlardan sonra neredeyse hiç konuşmadıkları Sirius'un.

Ders bittiğinde James plan hakkında söyleniyordu. "İşe yarıyor... İşe yarıyor, neden devam etmek istemiyorsun ki?"

Remus ona bayıkça baktı. "Öyle çok işe yarıyor ki hala arkadaşken öpüşebiliyoruz. Hem de senin yüzünden."

"Hah, neden benim yüzümdenmiş?"

"Seninle daha önce öpüşmemiş olsaydı onu öptüğümde normal karşılamazdı. Resmen çocuğu bunun normal bir şey olduğuna inandırmışsın."

James kızgınca "Ben mi yaptım sanıyorsun?" dedi. "Beni tutup öpüyordu be!"

Remus koridorda durup "Nasıl yapabilir böyle bir şeyi?" diye alayla söylendi. "Sen izin vermeden nasıl-"

Sözünü kesen şey James'in elini kendisinin ensesine atıp dudaklarını hışımla birleştirmesiydi. Bir saniye sonra aynı hızla çekildiğinde Remus şokla gözlerini kırpıştırıp ağzını araladı.

"James s...sen... James gerçekten- kafanı sikeyim."

James gözlerini yumup dilini dışarı çıkarttı, elleriyle hızla dilini silerek temizlemeye çalıştı. "Sirius'u öpmekle aynı şey değildi... Sen cidden sevişemeyeceğim kadar kardeşim olmalısın."

Remus ona sinirle soluduğu zaman hemen yanlarından çekingen bir ses yükseldi. "Siz ne halt ediyorsunuz lan?"

Remus hemen yanlarındaki Peter'a döndü. Açıklama yapmaya uğraşmadı, bunun yerine tavana bakıp söylenerek "Benim öpmediğim bir McGonagall kaldı herhalde!" dedi.

Peter ellerini kaldırıp geri geri adımladı. "Tamam, sadece insan olmadığım zamanlarda fare olduğumu hatırlayın ve benden uzak durun."

James aptalca sırıtarak "Rem, geyik tadı aldın mı?" diye sordu.

Remus arkasını dönüp çoktan uzaklaşmış Sirius'un yanına gitmeye çalıştı. James'in kendisinin kolunu tutmasıyla durmak zorunda kaldı. "Kılkuyruk'un da fikrini alalım. Nasıl olsa artık her şeyi biliyor."

Remus kararsızca durup "Nereden biliyor?" diye sordu.

"Beni James için kütüphaneye çağırdığın zamandan beri." diye araya girdi Peter, eliyle James'i işaret ederek "Sonra bu," dedi. "Bana her gelişmenizi anlatıp zevke geliyordu."

James hızlıca "Tamam, önemsiz kısımları geç." dedi. "Sirius'un aklını başından alma kısmına gel."

Peter başını salladı. "Güzel bir fikir gibi ama Siri bunu fark ederse ne olur hiç düşündünüz mü?"

Remus gözlerini devirip "Endişelenmen gereken son şey o," dedi. "Çocuğu tutup öptüm ama eskisinden daha kankayız."

Peter gülüp "Ama bu onun aptal olduğu anlamına gelmez," dedi. "O nerede aptal olacağını bilecek kadar zeki. Bu yüzden bu denklem, aptal olanı sen yapıyor."

Remus "Aptal olmak umrumda değil." dedi. "Çoğu şey umrumda değil, sadece onu öptüğümde bir şeyler olmasını ummuştum."

Peter birkaç saniye sadece baktı, sonra elini kendisinin omzuna atıp patpatladı. "Rem, gerçekten... Ola ola o salağa mı aşık oldun?"

Remus gözlerini devirirken onun kolunu ittirdi. "Az önce ona zeki, bana aptal diyordun."

Peter geri savrulurken güldü. "Rem, aptal ve salak... Tamamen farklı şeyler. Siri aptal değil ama kesinlikle salak."

James gülerek "Evet," dedi. "Yakın arkadaşlık içgüdüsü." Bu cümle herkesin birkaç saniye boşluğu izlemesine sebep oldu.

Remus bu atmosferden çıkmak için başını salladı ve hızla arkasını döndü.

-

Tbsl'yi tamamlanmisa aldim,, azcik burugum

Neyse calsin sazlar happy halloweenlar

Sweet Creature / ❝Wolfstar❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin