bensiz ölmemek istiyorsun ama maalesef kırmızı ışıktayız

1K 68 92
                                    

"arkadaşlar bu sefer kesin bittim"

kantinde yaklaşık yarım saattir kendime sövdüğüm için çocukların bıktığından emindim ama bu elimde olan bir şey değildi. bu sefer gerçekten bitmiştim tamam mı?!

"anladık amınakoyayım bittin, yeter kafamız şişti"

chan elindeki kahve bardağını masaya bırakınca, hoseok sıkıldığına dair bir iç geçirmişti.

"hoseok sen hiç konuşma, adama enişte dedin ya"

"jungkook sen niye durup durup bana sarıyorsun, ablamın sevgilisi diye şey ettim ben mal"

"hayır biz bu çocuga ne diye güvendik ya"

"jungkook kapa çeneni, yemin ederim buradan bir çarparım, aya uçup ayak izi bırakırsın"

"bir kere kavga etmeyin sikeceğim sizi"

hyunjin araya girdiğinde artık kalkmamız gerektiğini anlamıştım. saat de öğleni geçiyordu ve er ya da geç annemi görmem gerekiyordu zaten.

"kalkalim mı?"

herkes kafasını sallayıp ayakladıgında yan sandalyeye bıraktığım çantamı alıp omzuma geçirmiştim.

"ne kadar aksiyonlu bir gündü lan"

taehyung konuştuğunda, hepimiz ona gülmüştük. neden hepimizin durgun olduğu konusunda bir fikrim yoktu.

"harbi lan, dizilerdeki gibi olmadı mı?"

bu sefer hoseok konuştuğunda, hepimizin kahkaha atası gelmişti. ne olursa olsun arkadaşlarımı seviyordum, her boktanlıktan beni kurtarabiliyorlardı.

"biz niye böyle aksiyona kalkıştık oğlum, adamı niye düzgünce reddetmedik?"

"chan mantıklı konuşma yine, hep bir mallik yaptıktan sonra söylüyorsun amınakoyayım"

"jungkook mantıklı konuşmamı bir sen sevmiyorsun zaten, gerizekalı"

"siktir lan, arkadaşlar bana katılanlar el kaldırsın"

jungkook bunu dedikten sonra önce sagındaki sevgilisinin kolunu, daha sonra da solundaki hoseok'un kolunu kaldırmıstı. hyunjin ve ben de makara olsun diye kaldırmıştık.

"beşe bir, yenildin salak"

"beynimi beş kişiyle paylaşmak zor, ne yapacağım ben ya"

"konuştu aristo"

"jungkook yemin ederim seni kendi ellerimle boğarım, bak zaten yemek paylarımı sürekli sen yiyorsun. işime gelir"

"bak bak, hoppa"

jungkook, chan'e doğru çemkirdiğinde chan hariç herkes gülüyordu. büyük ihtimal herkesin gözü bizim üzerimizdeydi ama hicbir zaman olmadığı gibi şu an da umrumuzda degildi zaten.

"ulan, görüşeceğiz seninle. cımbız. taehyung'un arkasına saklanma boşuna"

jungkook taehyung'un omuzlarini tutup chan'e doğru salladığında chan de gülmeden edememişti. demiştim ya grubumu seviyorum diye, her halta makara çıkarmaları da ayrı bir cabasıydı işte.

"tamam, beyler. dağılıyoruz o zaman"

"yoongi bırakmayalım mı seni oğlum"

"hyunjin bırakmana gerek yok bence, ki sevgili üvey babası hâlâ orada da"

"arkadaşlar bana bir şey oldu, kahve çarptı herhalde. halisünasyon göruyorum, jimin mi şu?"

"yoongi, bu sefer sıçtın kardesim"

daddy•yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin