Neden geldin?

600 55 86
                                    

"Aslanım bee!"

"Nasil patlattı helal!"

Grubumun tezahüratları eşliğinde yine bir masa etrafında toplanmış otururken gerçekten çok mutlu olduğumu söyleyebilirdim. Jungkook soju biten her bardağa üşenmeden dolduruyor ve kendi elleriyle bile iciriyordu. Yanımıza ek olarak sadece Kevin gelmişti. Kevin karşımda, yanında jungkook ve Taehyung; benim yanlarımda ise Jimin, Chan, Hyunjin ve Hoseok duruyordu. Öyle havadan sudan konuşuyor, arada maç hakkında konuşmaktan çekinmiyorduk.

"Kevin, siz Yoongi'yle ilkokuldan beridir arkadaşsınız değil mi?"

Taehyung'un yineleyici bu sorusu karsisinda Kevin ağzına attığı sojuyu direkt yutup boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

"Ortaokuldan aslında"

Gülerek cevap verdiğinde Jimin atladı olaya.

"Baya iyi anlaşıyorsunuz yani?"

Kevin bu sorgulayıcı bakışlar altında ezilmeye göğüs gererek cevap vermeye hazırdı bile.

"Evet liseye kadar çok iyiydi. Lisede az buz konuştuk ama üniversite aylarında bitti tamamen. Siz, ne zamandır tanışıyorsunuz? En yakın arkadaşı olduğunuza göre baya uzun süre olmalı."

Jimin'in bu soru karşısında afallayacagina emindim fakat, hiç öyle olmadı. Tam tersine öyle kendinden emin bir cevap verdi ki ben bile şüphe ettim kendimden.

"En yakınınız olması için çok uzun süre olması gerekmez diye düşünüyorum. Sonuçta kalplerin kaynasmasi 1 saat bile sürebilir."

Jimin'in böyle konuşması, ne yalan söyleyeyim beni az buz meraklandirmisti. Bu konuşmasının ardından en başta Taehyung olmak üzere herkes garip hayvan sesleri çıkarmaya başlamıştı.

"Anladım" dedi Kevin gülerek. Daha sonra yarim saat daha oturduktan sonra kalkıp eve dağılmayı planladık. Kevin benden biraz daha uzakta olduğu için onu da bırakma kararı aldık. Yanı aslında ben aldım, Jimin'in pek gönlü yok gibiydi..

"E tamam sen de gel o zaman!"

Ben Kevin'e doğru sevinçle konuşurken Jimin de arkamda duruyordu. Beni bırakacaktı, bu konuda artık tartışamıyorduk bile.

"Bilemedim Yoongi. Jimin'e nasıl uygunsa öyle yapalım"

Ben hızla Jimin'e dondugumde asık suratıyla bize bakıyordu. Ona hafifçe 'istemiyor musun?' niyetiyle kaşlarımı kaldırmıştım. Asık suratı ise aniden neşelenmeye başlamıştı.

"Tabi ki, benim için sorun yok. Hem senle Yoongi de yakınmış zaten. Hızlıca bırakırız ne olacak?"

Ben direkt olarak gülümseyip Jimin'e neseyle baktığımda o da bana bakarak 'hadi gidelim' imasını yapmıştı. Ben de diğerlerine veda ederek arabaya doğru yürümeye başladım. Diğerleri de bize yakın oturuyordu ama Taehyung'un önderliğinde hepsi bowling düellosuna gideceklerdi. Bizim ise halimiz hiç yoktu. Bu yüzden Jimin'le ikimiz eve gitmeye karar verdik. Daha sonra da Kevin bize katıldı.

Beş dakika sonra arabadaydık. Ne kadar ısrar etsem de Kevin bir türlü öne oturmamıştı. Ortaokulda da serviste öne hiç oturmazdı. Bir keresinde arabada one oturduğu için polisler tarafından ceza yediğinde annesi çok fena kızmıştı. Bu onda büyük bir etki bırakmıştı sanırım.

Bluetoothumu arabaya bağlayıp spotify listemden şarkı aramaya başladım. Kendim ne istediğimi bulamayınca mecbur Jimin'e istek parca çaldım.

"Öneriniz var mı şoför bey?"

"Dark Red?"

Önerisiyle gülümseyip arama butonuna tıkladım. Şarkının ismini yazıp oynat tuşuna bastığımda Jimin'in ses vermesini bekleyip telefonu on kısma yerleştirdim. Şimdi gerçekten güzel bir ortam vardı. Jimin'le ara sıra sözlere eşlik ediyor, ara sıra Kevin'e ettiriyorduk. Bir ara hepimiz sustugunda Jimin şarkıya devam etti.

daddy•yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin