Sabah tekrardan Jimin'le uyanmak o kadar güzel bir histi ki, gün boyu burada durabilirdim. Ama telefonumun çalmasıyla ellerimi belinden çekip yastığın altına yönlendirdim. Jimin hâlâ yattigindan olabildigince sessiz olup hareketlendim. Holly tam ayaklarımızın dibinde usulca yattigindan ondan kurtulmak daha zor oldu.
Telefonun ekranını açtığımda, ki açmaz olaydım, annemin ısmimi görmemle gerilip yataktan kalkmam bir oldu. Jimin'i tekrar kontrol edip üstünü örttükten sonra odadan çıkıp telefonu nihayet cevapladım. Bu sırada ikisi de uyanmadığı için şükrediyordum.
"Efendim?"
"Neredesin"
"Evdeyim, başka nerede olabilirim?"
"Jimin nerede?"
Bu sorusu beni birkaç dakika duraklatmıştı çünkü anneme ne söyleyeceğimi bilemiyordum.
"Yoongi, Jimin nerede?"
"Bu senin için neden önemli? Her şeyi bitirmişsiniz."
"O mu söyledi?"
"Kim söylediyse anne, yine kriz geçirip her tarafı dağıtmışsın."
"Bu seni ilgilendirmez!"
"Ben senin oğlunum!"
Sesimi az da olsa yükseltmemle annem susmuştu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak odadan iyice uzaklaştım. Bu sırada Holly yavaşça gelip ayaklarıma sürtüdüğünde gulumsemis ve maalesef ki annemi dinlemeye devam etmistim.
"Yoongi Jimin'i bulmalıyım."
"Artık istesen de bulamazsın."
"Neden?"
"Senin davranışlarından yoruldu."
"Ben hicbir şey yapmadım!"
"O güvenli hissettiği bir yerde ve lütfen artık takıntını bırak. Babamı unutmak için onunla takıldığını biliyorum."
"Yoongi."
"Daha sakin bir zamanda konuşalım anne. Görüşürüz."
Telefonu kapatıp derin bir nefes verdikten sonra Jimin'e dönmek için arkama dönmemle karşımda Jimin'i görmek bir oldu. Holly de hızlıca ona doğru koşup havladiginda etrafında kosusturmaya başlamıştı ama Jimin gülümsemek dışında pek bir tepki vermedi.
"Günaydın."
Gülümseyerek söylediğimde ne ara uyandığını bilmediğim ve çok fazla ses cikardigim için uyandığını düşündüğüm Jimin tebessüm edip bana doğru geldi ve ellerini belime sardı. Ani sarılmalarını seviyordum ama bu sefer bir şey olmuş gibiydi.
"Seni seviyorum."
"Ne oldu?"
Ben de ona sarılırken konuştum. Başını omzuma gömüp (normalde bunun için fazla uzun) boynuma küçük bir öpücük bıraktı. Daha sonra öyle kalarak devam etti. Holly de sanki onu da aramıza almamızı istiyormuş gibi ayaklarımıza surtunnuyordu
"Hicbir şey, sadece seni seviyorum."
"Ben de seni."
Kollarımı kaldırıp bir elimi saçına ve diğer elimi de sırtına koyduktan sonra biraz öyle kalmış ve daha sonra ikimizin de karnı guruldadigi için ayrılmak zorunda kalmıştık. Telefonumu şarja takip yatağı toplarken Jimin de kahvaltıyı hazırlıyordu ve muhtemelen bundan sonra bütün mutfak işleri onundu çünkü ondan daha iyisini asla bulamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy•yoonmin
General Fiction"Ama şimdi, neredeyse babam olacak bir adama aşık oldum ve neredeyse babam olacak adam da gelip bana aşık oldu." .