01

813 37 3
                                    

Sarışın adam boşaltığı bardağa bir yenisi eklerken yavaş yavaş sersemleştiğini hissetti. Serumun etkisini yenmiş olmalıydı. Başarıyla ve bir o kadar da acıyla gülümsedi. Bardağı tek seferde tekrar boşaltırken birinin onu kolundan tutması ile kaşlarını çattı.

Onu tutan kolla doğru bakınınca gözlerini devirdi. Kolundaki kolu hızla ittirip bardağını doldurmaya başladı. Esmer adam yanında yer alırken gözlerini dostuna dikti. İçinden bir ses onu suçlu gibi hissetiriyordu. Dostunun bu hali tamamen onun suçuydu. Yani o öyle sanıyordu.

"Üzgünüm"
Diye mırılandı genç adam. Sarışın adamın sesiz hali onu kahrediyordu. Her zaman yanında olduğunu söyleyen dostu bile onun suçlu olduğunu biliyor ve susuyordu.

"Benim yüzümden maruz kaldığın her şey için özür dilerim."

Dedi esmer adam tüm masumiyetiyle. Gözlerini adama dikmiş herhangi bir mimik hareketinde adamı seyrediyordu.

"Bunlar senin yüzünden olmadı buck."
Esmer adamın tatmin olmadığını gören sarışın adam açıklama gereksimi duydu.

"Tüm hayatımı Hükümetin tesiri altında geçirdim. Ne dedilerse yaptım.  Kendi hayatımın patronu olmak istedim sadece bir seferliğine olsa da... Bugün kontrolü isteyen yarın canımı da isteyebilir."

"Kendini kandırma Steven. Sen seninle aynı fikirde olmayan insana o denli saldıracak birisi değilsin. Ark reaktörünü parçalamak üzere olduğunu söyledin. Bunu sen aynı fikirde olmadığı için yapacak değilsin"

Esmer adam onu tanıyordu. Tam da böyle bir insandı Steve Rogers. Adamın onu böyle iyi tanımasına bir lanet okudu ve konuşmaya başladı.

"Galiba birazcık etkili olmuş olabilirsin"
Sarışın adamın nerdeyse bir fısıltı şeklinde söylemesi ile kahkaha attı

"Ah steve... Bu kadar kibar olmana gerek yok.
Dostluğumuzun,kardeşliğimizin,
birliğimizin içine ettin diyebilirsin."

Sarışın adam başını bir sağa bir sola salladı.

"Öyle steve. Sen kabul etsen de etmesen de öyle "
Diye mırılandı ve oturduğu sandalyeden kalktı. Adamın elindeki bardağı ondan uzağa götürdü. Adamın onaylamaz bakışları ile gözlerini devirdi.

"Artık arkanı toparlayacak bir kızıl yok steve."

(...)

Kızıl kadın etrafına kısa bir göz gezdirdi. Odaya bakınca içinden bir parça koptuğunu hissetti. Bu kopan parça kadının içini darmadağın ediyordu. Sesiz olan üssün artık kulanılmayan odada dolaşmaya koyuldu.

Kadının ilk adresi tarihi kitaplarla kaplı olan kitaplık oldu. Kitaplarda tek tek göz gezdirdi. Birkaç bilimin tarihini anlatan kitaplar ile karşılaşınca yüzündeki gülümsemeyi saklayamadı. Onun diyişiyle İhtiyar zamana ve dünyaya yetişmeye çalışıyordu.

Sonraki adresi çalışma masası olmuştu. Ahşap masada birkaç fotoğraf karesi dikkatini çekti.

 Ahşap masada birkaç fotoğraf karesi dikkatini çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Romanogers- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin