"Bayan Romanoff?"
Diye mırınlanan adama döndü. Arkasında gördüğü adam ile kaşlarını çatmış ve uğraştığı saksıda ki çiçeği bıraktı. Ona doğru yaklaşan adama karşılık o da ayaklandı."Bay wilson?"
Adam kadının söyledikleriyle gözünü devirdi ve yüzündeki gülümsemeyi saklayamadı."Demek emekliye ayrıldınız"
"Binevi,"
Kadın karşısında kı adamın gülümsemesine karşılık verdi."Emekliye ayrılan bi ben olmamalıyım"
Dedi ve eliyle adamın arkasında kalmış arabayı gösterdi. Kalın cüsseli sarışın adam uyuklayarak arabaya yerleşmişti. Sam bakışlarını arabadan çekip kadına yönelti."Ah, o mu? O daha çok hayatan emekliye ayrıldı demek daha doğru"
Demesiyle genç kadın yüzünde belki de hiç oluşmamış bir gülümsemeyle gülümsedi. Sam öksürüp asıl konuya giriş yaptı."Nat. Buraya gelmemin nedenini biliyor olmalısın"
Genç kadın başını onaylamaz bir şekilde sallarken sam yutkundu. Ve gözlerini devirdi."Natasha starkın iletişim sistemini dinlediğinin farkındayız. Hatta biz buna izin verdik denilebilir"
"Barıştığınızı bilmiyordum"
Genç kadın kaşlarını çatarak adama bakındı. Bir zamanlar isminin bile anılmasında küplere binen adam şimdi çok rahat bir şekilde konuşuyordu."Barışmak değil de daha çok aynı amaç doğrultusunda bir araya geldik diyelim."
Dedi ve ekledi"Bir araya gelmeye mecburduk ve hâlâ mecburuz."
Adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayan kadın bıkınlıkla konuşmaya başladı"Sam ne dediğini hiç ama hiç anlamadım. Ne demek istiyorsun?"
"Bunu herkesin önünde açıklamak daha makul. Şimdi beraber üsse gitmeliyiz. Son yolcu olarak siz kaldınız"
Genç kadın kafasında ki milyonlarca soru işaretini bırakıp adamın söylediklerine odaklandı. Sorularına bir yenisi ekleniyordu. ' Herkesin önünde' açıklamak istedikleri ne olabilirdi ki? Ve 'son yolcu'derken kadının merak ettiği tek kişi orda mıydı?"Natasha?"
Adamın sesiyle kendine geldi ve konuşmak için dudaklarını araladı."Bana izin ver Sam şunlardan kurtulmam gerekiyor"
Sam bakışlarını kadının giydiklerine çevirdi. Nerdeyse 4 yıl önce hergün insan öldüren ölüm soluyan kadın şimdi toprak ve çamur içinde bahçeyle mi ilgileniyordu?Sam'e göre oldukça komik bir durum iken kadının hâlâ onun cevapını beklediğini gördü.
" Pekala,arabada bekliyor olacağım"
Dedi ve kadının yanından ayrılması ile arabanın ön koltuğuna hızla yerleşti. Arkadaki adam yeni ayılıyordu."Baykuş? Ah, Odin aşkına!"
Samin sesiz hali ile thor ayaklandı."Baykuş? Benı zorla götürdüğünün farkındasın değil mi?"
"Farkındayım şimşek, ama bana verilen emirlere uymak zorundayım"
Demesiyle sarışın adam kaslı kollarını sıktı. Sam'ın gözleri fal taşı gibi açıldı."Sakin ol dostum, yanında hamam böceği gibi ezileceğimi biliyor olmalısın"
"Ya da bir baykuş gibi?"
Thorun söyledikleri ile Sam başını salladı"Ezilmemeyi yeğlerim thor. Furry'in seni görmek istediği yere çok az kaldı. Lütfen izin verde görevimi yerine getireyim"
Adamın ona konuşma şekli hoşuna gitmiş olacakki uzun güzel sarı saçlarını düzelti."Peki seni azad ediyorum"
Thorun söyledikleri ile Sam gözünü devirdi. Furry 'onun suyuna git' derken tam olarak bunu kastediyordu. Korkak gibi davranması kendinden iğrenmesine sebep oldu. Sam içeriye akan soğuk hava ile soluna döndü. Kızıl kadın kapıyı kapatıp ikiliye döndü. İkisinin de sesiz hali ile önüne döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Romanogers-
Fiction généraleSteve rogers sadece Tony'in kalbini-ark reaktörünü- parçalamamıştı. Parçaladığının farkında bile olmadığı bir şey daha vardı. İmkansız olan bir duvarı yıkmıştı. Kızıl kadını kendine aşık etmişti.