16: "Aşk seni bulabilir de, samimi oluyor derken mesafe koyabilir de."

652 62 214
                                    


"Amına koyduğumun yerinde korkudan aklımı almadığın tek bir günün yok ya!"

Çağrı sitemle bağırıp göğsüme yumruğunu indirdiğinde fiziksel açıdan zerre bir acı hissetmememe rağmen yüzümü buruşturdum. Ben bir şey yapmamıştım, bizimkilerin hayal güçleri genişti. 

"Aklım çıktı lan bu sefer kesin öldüreceksin diye o orospu çocuğunu. Yemin ediyorum var ya 'Aha tamam dedim, bu sefer gerçekten yaşanıyor'." Çağrı derin bir nefes bırakıp kendini yanıma attı. Alp kollarını önünde birleştirmiş, yüzünde kendini beğenmiş ifadesiyle beni süzüyordu. "Ben demiştim demekten hiç yorulmadım ama ben demiştim."

"Siz, kaptana karşı boş değil falan deyince saldıracak sandım anasını satayım. Yoksa fevri davranmazdı da harbiden koşarken ben de çok korktum. Koç iflahımızı sikerdi çünkü bir de bu kavgadan sonra." Ege içine çektiği dumanı bırakırken düşünceli bir şekilde konuştu. Tek kaşımı kaldırıp diğerlerine baktım, ne anlattıklarına dair hiçbir fikrim yoktu.

"Ben hiçbir sikim anlamadım abi. 0.3 MB hafızam vardı zaten, onun da iflahı sikildi." Alaz homurdanarak soğuktan titreyen ellerini ceplerine soktu, ardından beresini çekiştirerek tamamen kapattı kızıl saçlarını. Aramızda en çok üşüyen ve bünyesi en zayıf olan Alaz'dı. Cüssesine rağmen fiziksel olarak hassas olması Alple Ege'nin dalga geçmesine sebep olsa da Alaz'ın umurunda değildi, kendisi de alay ediyordu bu özelliğiyle.

"La bırak anlama zaten. Asıl olay Mete mi Memo mu ben de anlamadım gerçi. Tam olarak neydi fırlama amacın?" Alp beyaza yakın kaşlarını çatarak masmavi gözlerini, içimi delecek gibi yüzüme dikti. Aslında amacım gerçekten Memo piçini bulup iflahını sikmekti fakat çok kısa bir an bunu yaparsam Mete'ye ne diyeceğimi veya saldırdığımı nasıl açıklayacağımı düşünmüş, dedikoduları söylersem canını sıkacağımı anlayarak vazgeçmiştim. Gerçi Mete bu olayı siklemeyebilirdi de fakat o an bunu hesaba katmamıştım. Sonuç olarak kendimi her zamanki yerimize atıp sakinleşmek adına art arda sigara yakıyordum.

"Fırlamadım anasını satayım ya, abartmış Çağrı." Homurdanarak sigaramı söndürüp yakındaki çöp kutusuna fırlattım izmariti. Her zamankinden daha seri bir şekilde sınıftan çıktığımı kabul ediyordum fakat aşırı bir durum yoktu ortada. Çağrı grupta dönen muhabbetin hararetiyle öyle demişti fakat ben sadece Mete'nin annesinin olayını okumuştum zaten. Ondan sonrasında ne oldu veya aralarında ne konuştular bilmiyordum. Açıkçası, bilmek de istemiyordum. Mete bana hayatını kendi isteğiyle anlatmadığı sürece, bu dedikoduların asıl gerçeklerini Mete'nin sesi dışında kimseden ağzından duymak istemiyordum.

"Neyse. Sonuç olarak bütün dedikoduların sebebi Memo. Yalan yanlış bir şekilde yaymışlar her şeyi. Mete de bunun farkında ama gayet sakin. Biri çıkıp yüzüne bir şey demediği sürece bir sorun yok şimdilik. Asıl olay Memo oluyor bu durumda."

"Dedikodulardan haberiniz var yani?" Ege'nin sözü Özgür'ün telaşlı sesiyle kesildiğinde yanımda oturan Çağrı'nın gerildiğini, kıpırdanmasından anlamıştım. Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp yanımıza gelen Özgür'e çevirdim bakışlarımı.

"Var. Kaynağı da belli." Alp hepimizin yerine konuştuğunda Özgür ofladı. Şu 3 hafta içerisinde fark ettiğim en önemli şey, Özgürle Mete'nin göründükleri kadar yakın olmadıklarıydı. Alp de Başakla benim kuzenimdi ve her teneffüs yanımızda bitiyordu. Özgürle Mete ise genelde ayrı ayrı, kendi arkadaşlarıyla takılıyorlardı. Bunun kimden kaynaklı olduğunu anlamak zor değildi benim için, Özgür soğuk bir insandı. Mete de öyleydi ancak Mete'ye baktığım zaman içindeki o alevi görebiliyordum, fazlası vardı. Özgür ise gösterdiği kadardı, ötesi yoktu. Daha doğrusu Mete'de olan hiçbir şey, Özgür'de yoktu. Yine de birbirlerine değer verdikleri aşikardı.

HalledilirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin