BÖLÜM 4 : YENİ KOMŞU

23 4 0
                                    

Herkese Selammm;)

Nasılsınız bakalım?(Hadi hemen buraya içinizde dolup taşa duygularınızı alalım.)

Ben bölüm sonuna gidiyorum. Görüşmek üzere...

-------------------------

Önceki Bölümde;

"Su?" Seslenmem ile birlikte irkilmişti. " Ne geliyorsun arkamdan sessizce. Ödümü patlattın." Gözlerimi devirip onu hiç duymamış gibi yaptım. " Bizim eski televizyon kabloları vardı. Onları getirir misin? Bende şunun üzerini kontrol edeyim"

"Peki. Buna da tamam. Ama içeri geldiğimde olanları anlatsan iyi edersin. Yoksa çok ciddiyim bu herifle birlikte seni balkondan aşağı atarım." Yapar. Bundan adım kadar eminim.

Oyalanmadan içeri girdim ve yerde 1.80 yatan herifin üzerini aradım. Sağ cebinde bir çakmak ve sigara paketi vardı. Sol cebi boştu. Arka ceplerinde ise cüzdan, bir tesbih ve çakı çıkmıştı. Daha sonra bacaklarını ve göğsünü kontrol ettim. İşimi sağlama almak için ayakkabılarını çıkarmayı da unutmamıştım. Kendimden bildiğim bir şey varsa o da çantanda veya cebinde taşıdıklarınla asla yetinmeyeceksin. Bu yüzden ben hep ayak bileğimde, etek var ise baldırıma bağlı bir çakı bulundururdum.

-------------------------

"Sonrada arkasından sessizce yaklaşıp bayılttım. Gerisini biliyorsun zaten." dedim salondaki koltuğa yaslanıp sol bacağımı sağ bacağımın üzerine atarak.

"Neden ya? Hakikaten neden?" dedi salondaki masaya oturarak. " Neden bunların hepsi bizim başımıza geliyor? Bazen Fazilet Hanımın bize büyü yaptığını düşünüyorum ama sonra vazgeçiyorum. Çünkü kadın hayatımıza girmeden öncede bu böyleydi. Nerde bela varsa gelip bize yapışırdı." Doğru söze ne denir ki?

Dirseklerini masaya dayayıp elleriyle şakaklarını ovaladı. "Az daha yakalanıyorduk. Yakalansaydık eğer bitmiştik. Daha yeni karakoldan geliyoruz. Üstüne bir daha girseydik bu sefer zor çıkardık. Üzerine evden de kovulurduk. O cadıya bahane bulmuş olurduk. Adımızı katile bile çıkarırdı. " dedi yorgun ve bitkin bir sesle.

"Su?" dedim oturduğum koltuktan kalkıp onun yanına gidip omzuna dokunduğumda. "Hadi sen git dinlen. Ben hallederim. Bugün benim yüzümden baya yoruldun zaten. Hem..."

"Saçmalama!" dedi bir anda. " Seni tanımadığımız biriyle yalnız bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Hem ben senin yüzünden yorgun falan değilim. Karakolda değil bir kaç saat, yıllarca seni beklerim." gözlerindeki sevgi benim hala ayakta kalabilmem için tek dayanağımdı. Eğer şuan Su da yanımda olmasaydı ne yapardım hiç bilmiyorum.

"Hadi uyandır şunu artık. Sonrada çıkaralım şu evden. İyice gerilmeye başladım."

Başımla onayladıktan sonra masanın üzerindeki sürahiye uzandım. Daha sonra salonun ortasına bir sandalyeye bağladığımız adamın yanına gidip sert bir şekilde tüm suyu yüzüne çarptım. Derin bir nefes alıp gözlerini açmaya çalışıyordu ama başaramadı çünkü kirpiklerindeki su damlaları gözünü rahatsız etmişti. Bende bu sırada masadan bir sandalye daha çekip hemen oturma tarafını Su'ya doğru olacak şekilde çevirdim. Bacaklarımı sandalyenin iki tarafından geçirip kollarımı sandalyenin sırt kısmına dayadım. Bu şekilde Su'yu en azından bu gereksizin görüş açısından kapatmış oldum. Tabi herhangi bir hareketlilikte ve konuşmada fark edecekti ama ben bunu en aza indirmeye çalışıyordum.

"Günaydın tatlım." dedim kocaman bir sırıtışla. Gözlerim kısılmış ellerimi çenemin altına yerleştirmiştim. "Nasıl? İyi uyuyabildin mi bari?" Gözlerini bir kaç defa daha açıp kapatarak bana bakıyordu. Bu sırada sık sık nefes alıp veriyordu. "Manyak mısın sen? Ne istiyorsun benden?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SARA WALKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin