1.BÖLÜM "Bilinmeyen Numara"

59 10 4
                                    

Yine başlıyoruz...
   Herkes etrafımda toplanmış yapılanları izliyordu. Yine ve yine sesiz bir şekilde. Kimse yardım etmiyordu. Çünkü korkuyorlardı. Yüzüme atılan tokatla kendime geldim."Lütfen...Lütfen durun!?" diye yalvarmaya başladım. Beni dinlemiyorlardı. Bedenime atılan sayamadığım darbelerden sonra durmuşlardı. Önümde duran ayakkabı ile başımı zar zor olsada kaldırdım."Lüt-" diyemeden araya bir ses girdi."Bırakın kızı!" bu okulun yakışıklı,popüler erkeği Oğuz'du. Beni bir çok kez onların elinden kurtarmış. Ama hep çok geç geliyordu.Üstelik o bana yakınlaşmaya çalıştıkça Arzu ve yandaşları bana daha çok eziyet ediyorlardı. Çünkü Arzu Oğuz'u seviyordu ve Oğuz bana yakınlaştıkça kıskançlıktan bana daha çok kin besliyordu. Oguz'un sesiyle dururlarken Arzu o cırtlak sesiyle konuşmaya başladı."Ama Oğuz'cum o bana çok yanlış yaptı." Ne ne ne! Yanlış mı yapmışım?! Benim tek suçum bu okula gelmekte.Hatta Türkiye'ye gelmekti.

     Oğuz, Arzu ve yandaşlarının yanından geçip yanıma geldi. Yere çöktü ve benim elimi tutarak ayağa kaldırdı. Arzu'nun isyanlarını takmadan beni oradan uzaklaştırdı. Beni boş olan spor odasına getirdi ve bir sandalyeye oturttu. İlk yardım dolabından gerekli malzemeleri aldı ve yanıma geldi. Malzemeleri önümüzdeki sehbaya koyup eline pamuk ve tentirdiyot aldı. Pamuğa bir kaç damla tentirdiyot döküp elini yavaşça yüzüme yaklaştırdı. Pamuğu hafifçe kaşımdaki yaraya bastırdı. Hafifçe bastırmasına rağmen ağrıdığı için ağzımdan acıdığına dair bir ses çıkınca elini aniden geriye çekti. Bu sefer de canımı acıtmaktan korkar gibi daha yavaş ve üfleyerek yaralarıma pansuman yaptı.

     Kolumda  ki yaranın pansumanını yapıp sardıktan sonra etrafı toplamaya başladı. O, toplarken bende onu izliyordum. Neden bana yardım ettiğini hala çözememiştim.

    

     Etrafı topladıktan sonra yanıma geldi ve konuşmaya başladı. "Hadi gel seni sınıfına götüreyim." "Ben kendim gidebilirim, sen zahmet etme." Bıkkınca gözlerini devirip konuşmaya devam etti." Bu halde mi? Hem Arzu ve yanındakiler tekrar karşına çıkabilir." Doğru söylüyordu bu halde ayakta durmak benim için zaten zorken yürürsem neler olacağını düşünmek bile istemiyorum." Peki, senin istediğin gibi olsun." diyerek onu onayladım. Koluma girerek beni ayağa kaldırdı. Yavaş yavaş yürüyerek odadan çıktık. Beni sınıfımın kapısına kadar getirdi. Tam kapıyı çalacakken teneffüs zili çaldı. Bir kaç saniye sonra kapı açıldı ve sınıftakiler dışarı çıktılar. Oğuz beni içeriye sokup sırama getirip oturttu. Tam bana yardım ettiği için ona teşekkür edecekken tek kelime etmeden sınıftan çıktı. Gerçekten çok değişik bir çocuktu. Neden bana yardım ediyordu. Ondan böyle bir şey beklemezdim.

       Yardım hiç beklemediğimiz
                                  bir yerden gelebilir...

                           🌻🌻🌻

      Oğuz yanımdan ayrıldıktan sonra çantamı toplayıp müdür beyin odasına gittim. Kendimi iyi hissetmediğimi eve gitmek istediğimi söyledim. Halimi görünce hiç sorgulamadan izin verdi.

      Okuldan çıkıp yürümeye başladım. Evimiz okula uzaktı. Normalde okula şoförle gidip geliyordum. Yürüyerek çoktan sahile gelmiştim. Bir banka oturup denizi izlemeye başladım.

      Gerçekten artık çok yorulmuştum bu eziyetlerden. Benim bir suçum yoktu ki. Sağ tarafımda oluşan hareketlilikle birlikte o tarafa döndüm. Altmışların ortasında, mavi gözlü, saçlarının neredeyse hepsi beyazlamış bir amca oturmuştu. Benim ona baktığımı farketince gözlerini denizden alıp bana çevirdi. Tanıdık bir siması vardı. Mavi gözleri... hayır mavinin ve yeşilin birbirine karışarak bu şekilde uyumunu ilk defa görüyordum. O da benim ela ve normalden bir tık büyük olan gözlerime bakıyordu." Merhaba kızım, rahatsız ettiysem kusura bakma yorulmuştum." Mahçup gözlerle bana bakıyordu.

      Ona böyle baktığım için ben mahçup olmuştum aslında." Yok amca asıl ben rahatsız ettiysem kusura bakmayın." Yorgunluğumu ve canımın sıkkın olduğunu anlamış olacak ki mavi gözlerini bana çevirerek " İyi misin?" dedi. "İyiyim." İyi değilim... "Aslında... Türkiye'ye geldiğimden beri iyi değilim" Bir anda yükselmemle irkilmişti." Özür dilerim. Moralim biraz bozukta." Mavi gözleri ilgi ve merakla parladı." Kötü bir şey mi oldu? Neden bozuk moralin?" tanımadığım birine hemen derdimi anlatmak doğru olmaz gibi geliyordu. Ama içimi dökmek derdimi, üzüntümü anlatmak belki de beni rahatlatırdı. Gerçi yediğim dayakların acısını hafifletirmiydi bilmem... Anlattım başımdan geçenleri. O da beni dikkatle dinledi. Anlatırken gözümden dökülen yaşlara engel olamadım. Düşünceli ve durgun bir şekilde gözlerini benden alıp denize doğru baktı. Onun keyfini kaçırmıştım." Sizi dertlerimle rahatsız ettiğim için kusura bakmayın fakat kendimi kötü hissettiğimden birine içimi dökmek istedim. Ama galiba bu sizin keyfinizi kaçırdı." dedim utangaç  bir şekilde." Yok kızım sorun değil. Sen de fazla üzülme dünyada işler bazen istediğimiz gibi olmayabilir. Unutma herkes yaşattığını yaşar." dedi. Bu sözleri beni derinden etkiledi. Amcayla biraz daha sohbet ettikten sonra teşekkür edip vedalaştım. Yorgun bir şekilde evin yolunu tuttum.

                           🌻🌻🌻

      Eve vardığımda zili çaldım. Babam bugün işe gitmemişti bu yüzden kapıyı açmaya çalışmadım. Kapıyı açtığında kendimi direk içeriye attım." Niye bu kadar erken geldin?" Merdivenlerden çıkarken babamın sorusuyla duraksadım." Dersimiz boştu müdür de bizi eve gönderdi." ve odama çıkıp kapıyı kilitledim. Odamı sabah bıraktığım halde - dağınık bir şekilde - görünce afalladım. Temizlik yapmayı hiç sevmezdim.

  Ben Duru temizlik yapmayı kendimi bildim bileli hiç sevmem.

  Çantamı fırlatıp yatağa atladım. Evet çok saçma biliyorum ama ben de yatağa atlama hobisi var. Ne zaman bir yatak görsem üstüne atlıyorum. Bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Ben kendimi böyle seviyorum siz de sevmeyi deneyebilirsiniz. Neyse konumuz bu değil nerede kalmıştım. Telefonuma gelen mesajla cebimden çıkarıp baktım. Bilinmeyen bir numaraydı. Yatağımda cenin pozisyonu alıp daha dikkatli baktım konum atılmıştı. Adres bizim okulun yakınlarında bulunan depoya aitti. Tekrar bildirim sesiyle toparlanıp ekrana baktım.

Gönderen: Bilinmeyen
Alıcı: Duru
"Abi adamı paketleyip buraya gönderdim. Bizimkiler adamı sorgulayacaklarmış sende bir uğrasan iyi olur."

 

        Sizi seviyoruz

                             🌻🌻🌻

AYÇİÇEĞİ:UYANIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin