17.Bölüm🌼

15.4K 1K 152
                                    

İyi okumalar 💙

🌼

Arabadan inince Sıraç sıkıca elimi tuttu. Derin bir nefes aldım. Hastaneye doğru ilerlerken elinden tutup durdurdum.

Bakışları bana döndü. Soracasına bakarken yutkundum. Bakışlarımı hastanenin bahçesinde gezdirirken Sıraç elimi sıktı.

"Noldu bitanem?"

Gözlerime çarpan cenaze arabasıyla titredim. Sıraç bakışlarımı takip etti. Derin bir nefes verip beni göğsüne çekerken "Korkuyorum" diye mırıldandım.

Kolları sıklaşırken dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Neden?" Omuz silktim. Bir hemşire olarak ölümün ansızın geldiğine ve gerçekten var olduğuna birçok kez şahit olmuştum.

Monitördeki o ince düz çizgiyi gördükten sonra hiçbir şeyin anlamı yoktu. Para,mal mülk her şey o kadar boş ve anlamsız geliyordu ki.

Şu anda öyleydi benim için. Bu olanlarda ailemin suçu yok var mıydı yok muydu bilmiyorum ama eğer onlardan birine bir şey olursa canımın çok yanacağı kesindi.

O zaman gerek var mıydı uzak kalmaya? İlla bir şeylerin değerini anlamak için kaybetmenin eşiğine mi gelmemiz gerekiyordu.

"Onları kaybetmekten..Daha anne-baba demeden beni bırakmalarından korkuyorum."

Sadece onları değil bebeğimizi de Sıraç'ı da kaybetmekten çok korkuyordum. Bu zamana kadar hiç ciddi kavgamız olmamıştı. Tartışsak bile bir iki saat geçmeden çözüyorduk. İyi ki de öyleydi. Hayat bazı şeyleri uzatmak için çok kısaydı.

"Böyle düşünme. Ayrıca anne baba demek için hâlâ geç değil."

Dünden beri aklımda dolanan şeyi Sıraç dile getirince heyecanlandım bir an. Geç değildi dimi?

Benden ayrılıp tekrar elimi tuttu. "Şimdi gidip bebeğimizin cinsiyetini öğrenelim". İstemsiz elini sıktım. Bu sefer farklı bir heyecan sardı içimi.

"Öğreniriz artık değil mi?"

Gülü. Elimden tutup hastaneye çekiştirirken "Öğreniriz" dedi. "Eğer yavrum bana çekmişse inat etmez ve gösterir artık kendini. Ama sana çekmişse doğuma kadar öğrenemeyiz."

Ağzım şaşkınca aralanırken inanmazca ona baktım. "İnatçı olan ben miyim?"

Etrafına bakınırken "Hıı.." dedi. Bakışları bana dönerken "Değil misin?" Diye devam etti.

Kaşlarım çatılırken huysuzca "Değilim" diye homurdandım. Alayla güldü. "Aynen hayatım değilsin."

Oflayıp uzatacakken doktorun odasının önüne gelince sessiz kaldım. Sıraç kapıyı tıklatıp beklemeden girdi. Masanın başında oturan Zerrin Hanım kapı sesiyle bize döndü.

Elindeki kağıtları bırakırken "Hoşgeldiniz" diye mırıldandı. Önündeki kolrukalri gösterip "Buyrun" dedi. Ben oturacakken Sıraç engel oldu.

"Güne gelmedik hanımefendi. Bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye geldik."

Sessizce "Sıraç!" Derken bana döndü. "Ne var Asmin? Yalan mı?"

Bakışlarımı ondan çektim. Zerrin Hanım tebessüm edip sedyeyi gösterdi. "Hazırlanın siz geliyorum. Sıraç Bey sabırsız."

Sıraç hiç takmadan beni sedyeye yönlendirdi. Elbisemin eteklerini yukarıya doğru sıyırdım.

Zerrin Hanım da yanımıza geldi. Karnıma önce jeli şurup makinayı açtıktan sonra probu karnımda gezdirmeye başladı.

Bakışlarımı ultrason ekranı hariç her yerde gezdirdim. Mesleğimden dolayı fazlasıyla aşinaydım ve bir problem varsa bunu öğrenemeyi olabildiğince geciktirmek istiyordum.

DAĞ ÇİÇEĞİ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin