Özel Bölüm 1🌼

14.4K 1K 166
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum 💙

İyi okumalar💙

🌼

Unuttuysanız en azından finali gözden geçirin sürekli o kimdi o kimdi olmasın 🙏

Beha ve Aden 11 aylık

"Ya Sıraç! Gel bak şu oğluna!"

Kucağımdaki Aden'i sıkıca tutarken çattığım kaşlarımla yatak odasına doğru bağırıp duruyordum.

Saat sabah ona geliyordu ve Sıraç bir saatir duş alıyordu. İkizler büyüdükçe daha da ele avuca sığmaz oluyorlardı ve tek başıma baş etmek zorlaşıyordu.

Aden her şeyden habersiz, kucağımda mutlu mutlu karnını doyururken gözlerini de kapatmıştı. Muhtemelen uyuyacaktı.

Sabırla Beha'ya döndüm. Düşündüğümün aksine ikiside on aylıkken falan yürümeye başlamışlardı. Çok hareketlilerdi ikiside. Öyle ki koltukların tepesinde oynamaya çalışan Beha yüreğimi ağzıma getiriyordu.

Koltuğun oturma kısmına çıkmayı halletti bir de tepesine çıkmaya çalışıyor.

"Beha, oğlum..."

Başını bana doğru çevirdi. Uzun kirpiklerinin altından bakarken "Gel yanıma." Dedim sakince. Bir süre bana bakıp tekrar önüne döndü. Küçük bacaklarını koltuğa atmaya çalışırken dirseklerini de oturma kısmına yaslamıştı.

Oflar gibi bir nefes verirken başımı koltuğun arkasına attım. "Sıraç!"

Aden yerinde kıpırdanıp gözlerini açarken tek elini göğsümün üzerine koydu. Birkaç saniye geçmeden geri kapattı.

Elindeki havluyla saçlarını kurulayan Sıraç nihayet salona girmişti. "Niye bağırıp duruyorsun Asmin, geldim işte."

Başımı iki yana sallarken kaşlarımla Beha'yı işaret ettim. "Düşecek bir şey olacak şimdi oyala biraz. Aden uyusun,sonra onu da yıkayıp uyuturum."

Gözleri oğlumuza dönünce güldü. Havluyu boynuna atıp yanında diz çöktüğünde Beha da babasına dönmüştü. Kollarını Sıraç'a uzattı. Yetmedi bacaklarının arasına girmeye çalışırken minik elleri omuzlarına tutundu.

Tek başına çıkamayınca babadan yardım alıyor. Dudağımın kenarını ısırıp sakince izlemeye devam ettim.

Sıraç ellerini Beha'nın belinin kenarlarına koydu. Kaşlarını kaldırırken "Napacağız oğlum?" Diye sordu. Babasının omzundaki parmaklarıyla koltuğu gösterdi. Çıkardığı yarı anlamlı yarı anlamsız mırıltılarla gülümsedim. Yakında tam anlamıyla konuşmaya başlayacaktı ikisi de.

Sıraç da bu hâline güldü. Beha'yı kucağına alıp onunla birlikte koltuğa oturdu. Babasının kollarından çıkmak isteyen Beha kıpırdanırken Sıraç "Hayır, düşersin." Diye mırıldandı.

Yanında biz varken neyse ama alışırsa biz yokken de sürekli çıkardı. Suratını buruşturan oğlum takındığı ağlamaklı yüz ifadesiyle kesinlikle babasını kandırabilecek güçteydi.

Neyse ki alışmış olan Sıraç başını iki yana sallarken "Olmaz oğlum." Dedi bu seferde. Kollarını tutup sarılırken oğlum tabiki durmadı, çırpınmaya başladı.

Doğduğundan beri böyleydi hatta anne karnında bile. İlk zamanlar hiç kıpırtısını bile hissetmemiştim ki hissetsem ikiz olduklarını anlayabilirdim.

Doğduktan sonra da sakindi. Sakinken çok sakindi ama huysuzlanınca da ortalığı yıkıyordu.

Sıraç gülerek ağlayan oğlumuza sarılırken "Kime çekti bu çocuk?" Diye sordum. Tamam bizde öyle çok normal değildik ama bu kadar huysuz olduğumuzu da düşünmüyorum.

DAĞ ÇİÇEĞİ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin