Bölüm-4

63 3 0
                                    

Koltukta uzanmış öylece bakıyordu yere. Korkuyordu. Bundan sonra olacaklardan. Çünkü ona "Erdemim" diye seslenecek, Güzel yemekler yapacak, başını okşayacak,hatta kızacak kimse yoktu. Annesi yoktu...

Biraz kestirdikten sonra farketti kapının sesini. Akşamları yemek yollayan komşulardır diye düşündü. Kapıyı açtığında onu iyi giyinimli bir adam karşıladı. Güler yüzlüydü.
-Merhaba. Benimle gelmeniz gerekiyor zamanımız az.
Erdem oldukça şaşkındı.
-İyide ned..
Adam hemen erdemin başını yere eğdi.Erdem hiç birşey anlamamıştı bile.
Kafasını kaldırdığında kapıda bir delik olduğunu gördü. Adam kolunu çekerek.
-İşte bu yüzden gelmeniz gerekiyor.

Merdiveni hızla indiler. Adam ölümüne koruyordu erdemi. Mercedes benz S600 guard arabaya hızlıca bindiler. Erdem arabalara ilgiliydi. Ve bu arabanın Türkiye'de satışa sunulmadığını biliyordu. Araba üst düzey kurşun geçirmez dış yapıya sahipti.
Erdem arabaya can havliyle kendini atınca yanındaki kızı görememişti. Araba biraz ilerlediğinde farketti kızı. Çok güzeldi. Fakat ağlıyordu. Soluklanıp kendine gelmişti. Onun hayatını kurtaran adama baktı. Az önce bir silahlı saldırıdan sağ çıkmıştı bu adam sayesinde.

Adamın telefonu çaldı. Ceketinin sol iç cebinden çıkardığı telefonu açtı.
-Buyrun efendim. Evet aldım çocukları. Yok biri kaldı. Şimdi alıcam onuda. Tamam geç kalmam.
Telefonu yine aynı şekilde kapatı ve istifini bozmadı.Erdem şaşkınlıkla olan bitenleri anlamaya çalışıyordu. Daha 10 dakika önce koltuğa uzanmış yatıyordu. Şimdi ise hayallerine giremeyecek kadar güzel bir araba ve yanında dünya güzeli bir kız ile hiç bilmediği bir yere gidiyordu. Hayat çok garipti.

***

Lüks bir otelin önünde durdular. Adam arabadan indi. Neler oluyordu? Her şey bir anda değişmişti. Nereye gidiyorlardı?

Adam biraz sonra otelden yanına bir çocukla çıktı.Erdem görmüştü onu. Karakolda yanyana sorgu odalarında Tuncay komiserin sorguladığı iki çoçuk.
Jake'de arabaya bindi. Ve dikiz aynasından adam onları şöyle bir süzdü. Gülümsedi. Çünkü onlar savaşacaktı.Onlar kaderleriyle yüzleşeceklerdi. Ve artık her şey daha farklı olacaktı...
                                    ***

Şehir dışında sadece benzinlikten benzinliğe adam akıllı ışık vardı. Hepsi dalıp gitmişti çocukların.arabada kimse tanımıyordu birbirini. Çıt çıkmıyordu.
Uzun aradan sonra adam:
"Kemerlerinizi takın çocuklar"diye seslendi. Daha elleri kemerlere gitmeden. Adam direksyonu kırdı ve yoldan çıktılar.
Erdem korkuyla "iyide burası tarla" tarla diye haykırdı.Adam konuşmadan zifiri karanlıkta arabayı sürüyordu. Mısır tarlasının önünde durdular. Güneş tırnaklarını yiyordu.Şimdi ise ne olduğunu bilmediği kapkaranlık bir tarladaydı. İndi arabadan. Tekme vurdu kapısına. Erdem ve Jake kızın haykırışlarına sadece bakıyorlardı.
"Allah kahretsin seni de arabanı da. Nerdeyiz biz niye getirdin bizi buraya p*ç.Bizidemi öldüreceks...  Daha cümlesini bitirmeden. Yer büyük bir gürültüyle sallandı. Adam arabadan indiği gibi soktu kızı içeri. Hızlıca arabaya bindi. Biraz geri çekti arabayı. Ve yer yarıldı. Çocuklar ne olduğunu anlamadı. Yer açıldı ve adam arabayı açılan çukura sürdü.
Çok garipti. Oldukça garip...  Sanki bir solucan yuvası gibi inşa edilmiş yerin altında ki bu tünel muazzamdı. Çocuklar teker teker indiler arabadan. Aynı filmlerdeki gibiydi. Yerin altında gizli bir üs. Adam eliyle onlara sola gitmelerini gösterdi. Ve koca bir salona girdiler. Burası Hogwarts daki yemekhane gibi ihtişamlıydı. Upuzun bir masa vardı. Üstü o kadar güzel yiyeceklerle doluydu ki... Ucunda başka bir adam vardı. Ayağa kalkıp:
-Aferin hakan. Getirmişsin çocukları. Dedi.
"Biz nerdeyiz? "diye atıldı Jake. Adam gülümseyerek:"Evinizde"...

KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin