"Evimiz mi?" diye sordu hepsi bir ağızdan. Masadaki adam ayağa kalktı ve çocuklara yöneldi. Yaklaştı. Hepsinin yüzüne şöyle bir baktı. Süzdü. Ve:
-Lütfen arkadaşlar. Oturun. Yemek yiyin.
Erdem açtı. Güneş daha aç. Jake aç değildi otel resepsiyonundan söylediği "Avrupai" yemekler hala damağındaydı. Güneş yine büyüdüğü, bulunduğu bölgenin en doğal özelliği olan agresiflikle söylendi:
-Sen kimsin? Burası neresi? Bizi buraya getiren adam kim? Kimsiniz lan siz?
Ekrem cevapladı:
-Ben Ekrem. Buda benim sağ kolum Hakan.
Demekki onların hayatını kurtaran. Onları buraya getiren adamın adı Hakandı.Ortam sakindi. Ama fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Bu yemek salonundan başka bir sürü odanın olduğundan farkındaydılar. Fakat onlar normal oda değildi. Masa sandalye yoktu. Gizli şeyler... Bunu sezebilmesi kolaydı.Adam ellerini birleştirerek açıklamaya başladı:
-Öncelikle sizi buraya getirmemin amacı korumak. Sizi burda güvende tutmak. Jake. Jake Harrison. İngiltere'de Harrisson holdingin sahibi.Kocaman reklam şirketi olan Harrisson'lar. Erdem. Kendi halinde annesiyle yaşayan genç. Ve güneş. Agresif, kompleksli,alıngan,kırılgan.Sert kız. Sizi iyi tanıyorum. Çünkü doğduğunuzdan beri izliyorum sizi. Hep izledim.
Sözünü güneş kesti:
-Hep mi? Doğduğumuzdan beri. Şaka mı bu?
-Güneş'cim lütfen sözümü kesme.Dedi adam.
Bakın arkadaşlar. Bir problemimiz var.Bu lanet hayata geldiğinizden beri. Sizi gizli gizli takip eden bela. Ve harekete geçtiler. Hedeflerinde siz varsınız. Ve hedefe ulaşmak için hedefi yanlız yakalamalısınız. Bugün 3 ünüzde suikasten kurtuldunuz. Hakan saolsun.
Jake kaşlarını çatarak:
-Nasıl?Ne belası? Ne oluyor?
Ekrem onları masaya davet etti. Hepsi geçti masanın başına.Ve hikaye ye başladı.
-Bir grup. Belki örgüt. Belki bir kişi. Belki binlerce kişi... İsimlerine 'Rose' diyorum. Neden mi? Öldürdükleri her insanın cebinde kırmızı gül bulunuyor. Cesetlerde...
Güneş şaşkınlıkla:
Nasıl ya? Ne gülü?
Ekrem sabırla:
Bakın örnek vericem. Şimdi hepinizin annesini babasını Rose öldürdü. Hepsinin cebinde gül vardı. Ve o gülleri bulan Fırat ve Tuncay komiser öldürüldü!!!Çocuklar şok olmuştu. Hiçbirinin gözleri anlamlı bakışlara sahip değildi. Ekrem gazete haberinide gösterince Erdem ve Jake ikna olmuştu. Güneş yine muhalefetti. "Saçmalık" diye bağırdı. Ve söylenmeye başladı:
-Böyle bir şey yok! Ne demek tehlikedesiniz?Organ mafyası olmadığını nerden biliyim. Veya daha kötü iğrenç emeller. S*ktirin gidin.
Güneş masadan kalktı ve kapıya doğru gitti. Hakan arkasından giderken. Dur dedi ekrem. Sabaha karşı gelir, gelicek. Siz böyle geçin çocuklar dedi Erdem ve Jake'e.Güneş söylene söylene çıktı çukurdan. Tekrar büyük bi gürültüyle kapandı deliğin kapısı. Kapkaranlık tarlanın ortasındaydı güneş. Sadece yoldan geçen arabaların ışıkları gözüküyordu. Bata çıka ilerledi tarladan. Yolun kenarında taksi bulmaya çalıştı. Azcık beklediğinde buldu bir taksi. Son parasıyla mahallesine döndü...
***Erdem ve Jake sessizce yiyordu yemeklerini.Adamın tek yaptığı onları izlemekti.Yemek bitince adam çocukları aldı ve bir asansörün onüne geldi.
-Şimdilik üst kata çıkın.Yarın üssü gezicez.Güneş gelince gezeriz.
Erdem sıkıntılı bir sesle:
-Güneş'in buraya döneceğinden çok eminsiniz. Bunun sebebi ne?
Adam sadece güldü....Yine o koku... İs kokusu. Doğalgazın girmediği fakir mahallerede elbette olur. Güneş uzaktan yıkılmış, paramparça evine baktı. Etrafı polisin güvenlik şeridiyle kaplanmıştı. Saat gecenin 3'ü...Yaklaştı hatıra dolu evine. Güvenlik şeridini geçti. Bu çok zor olmuştu(!) Yıkık tuğlalar. Kapkara kiremitler. Oturdu evinin tuğlalarına. Ağladı.Babasının ceketi ordaydı.Yıkık binanın ortasında duruyordu.Eline aldı ceketi öptü kokladı. Hava çok soğuktu. Biraz sonra farketti karın yağdığını. Lapa lapa ve iri taneliydi.
"Baba" dedi ağlamaktan ıslanmış dudaklarıyla. Güçlükle kalktı ayağa. Nerde uyuyacağını bilmiyordu. Taşların arasından geçerken gözü takıldı. Bir taşın altından yemyeşil dal vardı. Taşı kaşdırdı ve direk elini ağzına götürdü. Taşın altında kan kırmızısı gül vardı.Ve bu gül Ekrem'in anlattığı her şeyi doğruluyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader
AventuraHer şeyinizi kaybetseniz. Ailenizi, paranızı,duygularınızı... İntikam alır mısınız? Yoksa hayatı olduğu gibi yaşar mısınız? Güneş, Jake, Erdem. Hiç birşeyleri yok. Biriler onlarla uğraşıyor. Hayatlarını çalıyor. Ve onlara adeta zifiri karanlıktan b...