Bir varmış, bir yokmuşla başlar her aşk masalı ama her masalın sonu aynı bitmez, onlar eremez muradına.
Hüsrana uğrayan aşkların sonunda bir şarkı yankılanır derinlerde en derinlerde:" Bir masal daha bitti, artık çok yalnızız. Biraz daha yorgun b...
Sahi, masumluğunu gerçekten sattın mı şeytana, bunu görmedi gözlerim; gülüşündeki ırmakları kimin kuruttuğuna şahidim fakat o ellerin kaç kişinin canını bir cellad gibi aldığına şahit değilim.
Kimsin sen ruhum?
Ellerim aheste aheste saçlarında gezerken, saatlerdir gözlerimi kırpmadan bunları düşünüyor, tekrar tekrar aynı paradoksu yolkluyorum o ise göğsümü yastık bellemiş kolları sardığı bedenim ile mışıl mışıl uyuyordu.
Ben nasıl uyuyabilirdim ki?
Koynuna girdiğim adamın, içime girişine kaç gece izin verdiğim adamın kim olduğunu bilmeden nasıl uyuyabilirdim?
Kalbe söz geçmese de beyne geçiyordu işte.
Dün Ros'un bana sunduğu fikir o ise ayrı bir köşemde düşünülmeyi bekliyor fakat bendeki akıl sadece yanımdaki adamda.
Göğsünde belli olan elmas dövmesine bir buse kondurup geri çekildim, üzerimdeki elini kaldırıdığımda ayılmıştı. "Gitme."
"Gitmiyorum, sabah oldu."
"Gece olunca yanıma gelip, gündüzleri gidiyorsun. Ne zaman bitecek bu?"
Yatakta bağdaş kurup yarı ayık Aren'e baktım. "Senin kim olduğunu öğrendiğimde. " Bu söz germişti onu, kasıntısı vücuduna geçtiğinde yatakta doğrulup bağdaş kurdu. "Beni çocukluğumdan beri tanıyorsun diye biliyordum."
Göğsünün üstündeki elmas dövmesini gösterdim. "Bunu birlikte yaptırdık biliyorum " ensesindeki gösterdim. "Bizim doğum tarihimiz." Omzundakini hatta belindekini gösterdim. Sonra elini ters çevirip elimle işaret ettim o gizemli dövmeyi. "Bunun anlamını bilmiyorum."
Umursamaz tavırlarından nasibini bende aldım, killi sakallarını eliyle sıvazlayıp komodinin üzerindeki zehri eline alıp açtı kapağını."Bunu öğrendiğinde bana olan aşkın bitecek mi, ya da daha mı çok seveceksin?" Durdu, siyaha çalan harelerini kaldırıp süzdü yüzümü ve arından cakmağı ile yaktı. "Çünkü aynı benim, ben." Sigaranın dumanlarında kaybolurken dumandan duvarı elimle savuşturdum."Joseph, Enzio, sen.. aynı yerde aynı dövme."
Kestirip attı, sonra ayağa kalktı."Nasıl seninle aynı yerde izlerimiz varsa, onlarla da o sebeple."
