BÖLÜM 5: HALHAL

1.7K 89 20
                                    

Olan olmuş, yaşanacak olan yaşanmıştı ve ben hiç bir şey yapamamıştım. Artık nişanlı bir kızdım. Tanımadığı biriyle nişanlı bir kız. Hayatın bana cilvesinden başka bir şey değildi bu yaşadıklarım.

Şükrettiğim tek şeyse ailemin sorgusuz sualsiz arkamda olması, bana destek çıkmasıydı. Her daim yanımda olan ailem bu zorlu yolda beni yine yalnız bırakmamış, düştüğüm yerden el birliği ile kaldırmıştı.

Babamın eli omuzumda bana sarılırken odadan çıktık. Annemler avluda durmuş ne karara varıldığını öğrenmek için merakla bekliyordu. Babam onları daha fazla bekletmeden konuşulanları söyledi.
"Hazırlığınızı yapın yakında düğünümüz var. Biricik kızım Bedirhan Aşiretine gelin gidiyor. Bugün yarın istemeye gelirler."

Annem şaşkınlık nidası koyuverip eliyle ağzını kapattı. İlk tepki verense Dara abim oldu.
"Baba ne diyorsun. Biz senin burada nişanı bozduğun haberini beklerken sen gelmiş yakında düğün var diyorsun. Olmaz öyle şey ben kardeşimi kurban etmem. Kralı gelse onu bu evden zorla alamaz, vermem!"
Diğer abilerim ve Berken de ona katıldıklarını hep bir ağızdan söylediler.
"Susun!" diye bağırdı babam.

"Sanki ben çok isterim kızımın evlenmesini. Başka yolu yoktu olsaydı sizden önce ben o yoldan giderdim." Herkesle tek tek göz teması kurduktan sonra devam etti.

"Ortada verilmiş bir söz var artık. Kızım onların gelini olacak bu değiştirilemez. Ne zamanki kızımın o evde mutsuz olduğunu hissederim o zaman ne pahasına olursa olsun alırım kızımı onlardan. Şimdi herkes hazırlığını yapın şehrin en güzel düğünü benim kızıma yapılacak."
Alnımı son kez öptükten sonra dışarı çıktı. Onun ardından bende koşarak abilerime sarıldım.

"Benim için üzülmeyin, bu benim kararım beni buna kimse zorlamadı. Hem sevinin benim gibi bir baş belasından kurtuluyorsunuz."

Firaz abim hemen itiraz etti bana.
"Sen bizim başımızın tacısın, senden kurtulmak isteyen de kim? Elimizde olsa senin şu eşikten öteye geçirmeyiz de işte babama karşı boynumuz kıldan ince."
Hepimiz babama sevginin yanında büyük saygı da duyuyorduk. Onun bir sözü bile bizim için emirdi. Bundan değil miydi zaten benim evliliği kabul etme sebebim. Onun başını yere eğmemek için kabul etmiştim. Onun için her şeyi yapardım o da benim için yapardı tabi.
Sarılmamızı annem bozmuştu.

"Hadi herkes işinin başına gitsin. Bizimde çok işimiz var. Tek kızım evlenecek ona layık düğün yapmamız gerek." Diyerek avluyu boşaltırdı.

Ve günlerce sürecek koşuşturma o anda başladı. Behram Bedirhan bize geldikten iki gün sonra dört gün içinde isteme için gelecekleri haberini göndermişti.

O gün giymek için elbise almak istiyordum. Her ne kadar böyle bir durumla evlenmek istemesem bile o geceye kendime yakışır biçimde hazırlanmak istiyordum. Anneme çarşıya çıkacağımı haber verdikten sonra odama çıkıp kıyafetlerimi çıkardım.

Kırmızı bileklerime kadar uzanan, önü aşağıya kadar düğmeli bir elbise giydim. Düğmeleri dizlerime kadar kapattım. Her adım attığımda bacaklarım az da olsa açılıyor elbiseyi daha da hoş gösteriyordu. Güneş gözlüğümü de takıp çantamı alarak çıktım.
Kapının önündeki adamlara seslendim.
"Arabamı getirin, dışarı çıkacağım."
"Tabi hanımım hemen."

Çarşıya vardığımda arabayı park ettim. Hoşuma giden yerlere bakmaya başladım içime sinen çok güzel bir kıyafet buldum. Bej renginde, midi boy, karpuz kol bir elbiseydi. Kruvaze kapama ve dökümlü olması elbiseye ayrı bir hava katmıştı. Gördüğüm ilk anda çok sevmiştim. Üstüme tam oturmasıyla da benden tam puan almıştı.

Bir Sevda ZerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin