BÖLÜM 2: ZER

2.2K 71 2
                                    

Atımla son hızla giderken sinirden kuduruyordum. Hadsiz adama bak hem yolumdan çekilme hemde saçma sapan hitaplarla seslen. Ah ah eğer 2 katım kadar olmasaydı görürdü o.

Eve vardığımda arka kapıdan girip atımı ahıra soktum yemini ve suyunu tazeledim onunla kendim ilgileniyorum dostuma en iyi ben bakardım bu yüzden kimseyi yanına yaklaştırmam.

Üstümü değiştirmek için yukarı çıkarken bir yandansa anneme bakınıyorum. Yine dışarı kaçtığımı anlarsa sadece terlikle kurtulmayacağımı iyi biliyorum. Anneme göre evde hanım hanımcık oturmalıyım, çeyiz dizmeli, en güzel yemekleri yapmalı tam bir hanımağa gibi olmalıyım. Bunları öğrenmedim mi? Öğrendim fakat bunları yaparken de kendi isteklerimden feragat etmedim. Gizli gizli kaçmalarım bu yüzden meşhur. Onun istediği gibi biri olurken aynı zamanda da asi kızı oldum.

Odama girip üstümü değiştirdiğim gibi annemin her zaman oturduğu yere gittim. Tam tahmin ettiğim gibi salonda oturmuş namaz çorabı yapıyordu.

"Papatyam. Hayırdır başladın yine çeyiz yapmaya."

"Ben yapmasam senin yapacağın yok mecbur bana düştü bu da."

Kural bir annenizin her dediğine evet diyin yoksa daha da konuşur. Ama ben asi bir insanım demiştim. Kural tanımam.

"Aşk olsun anne. Tüm çeyizi al bir şey öğren diye diye bana dizdirmedin mi?"

Yapmıştı. El alemin kızları diye başladığı uzun yakınmalar sonucunda her şeyi öğretmiş çeyizi yaptırmıştı. Bir oda dolusu çeyizin yarısını bana kitlenmişti.

"Sen ona çeyiz yapmak mı diyorsun. Yaptıkların eski model artık. Bak ben yeni modeller buldum. Bunlar daha güzel. Tam sana yakışır şekilde."

Kural iki anneler için moda değişkendir hele çorap modası. Kafayı nakış örnekleri ile bozmuş olan annem için ekstra değişkendir. Sabahtan akşama kadar telefonda, başta aman ben bilmem bu gavur işlerini deyip sonradan bağımlısı olduğu el işi sayfalarına bakar. Bak bu yeni çıkmış sende de olmalı deyip yapardı. Telefonu bozmayı düşünmedim değil. Fakat bu bana sadece 1 saat tek kazandırırdı zira annem telefonsuz yapamaz.

"Annem artık yetmez mi bunlar. Neredeyse doğduğumdan beridir çeyiz yapıyorsun bana. Evlenmemi bu kadar çok mu istiyorsun?"

Kaşlarını çatarak öyle bir baktı ki bana hangi deliğe kaçacağımı şaşırdım.
"Terbiyesiz. Anneyle nasıl konuşuyorsun sen. Evlenmeni isterim tabi ki fakat senin için isterim. Bir yuvan olsa mutlu olsan isterim. Biliyorum ne kadar mutluyum desen de sende özgür olmak istiyorsun. Zor. Biliyorsun seni ne kadar çok istediğimizi, bundandır babaların senin üstüne titremeleri. Elinde değil kıyamıyor sana, seni her şeyden korumak istiyor bunun yolunu da seni herkeslerden saklamak olarak görüyor. Evlenirsen rahat edersin diye düşünüyorum belki daha rahat olursun. Hem çeyizin halla az. Sen ki bu ailenin tek kızısın tabi ki çeyizin çok olacak. "

Duygusal konuşmasının sonlarını şakayla söyleyince istemsizce güldüm.

" Oy benim gülüm. " diyerek kocaman sarıldım. Beni her zaman anlayan bir annemin olması en büyük şansım.

" Zer'im yavrum boğdun beni. "

Gülerek kollarımı geri çektim. Yanakları sıkasım vardı da en son ki denemede kalçama terliği yediğim için tövbe etmiştim.

" Tamam Tamam bıraktım."

"Bak yine ne yaptın ne ettin sana kızmamı engelledin. Halbuki evden kaçtın diye kızacaktım sana."

Sesli kahkaha atarak tekrar sarıldım.

"Kıyamazsın ki bana. Unuttun mu ben senin Zer'inim."

Zer benim adımdı nerden esti bilmem Zer koymuşlar ismimi. Halbuki sarışında değilim. Ela gözlerim dışında tipik bir kumralım.

Benden ayrılıp gözlerimin içine bakarak;

"Zer'im." dedi

Annemin bakışlarında ki sevgi elle tutulabilirdi. Öyle derin ve anlamlı bakıyordu. Duygusal olmayı bir kenara bırakmak lazım artık.

"Neyse sen burda otur örgü ör. Ben odama gidiyorum."

Koşar adımlarla odama giderken arkamdan.

"Kaçma. Gel buraya yardım et bana." dediğini duydum.

Odamdaki kitaplıktan şiir kitabı alıp yatağıma oturdum. Bu aralar çok okuduğum Adnan Yücel'in şiiri kitabıydı.

"Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek"

Birbirinden güzel şiirleri vardı. Fakat benim en çok sevdiğim kitabında ismi olan şiirdi.

YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK

Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!


Yeryüzü aşkın yüzü olunca acaba bana da uğrar mıydı?















Deli Kadınlar iyidir ,
Çünkü ne kahkahaları eksik ,
Ne gözyaşları sınırlı
Ne arzuları mahpus ,
Ne öfkeleri prangalıdır ...!

Ahmet Arif


Acemi bir kalemden selamlar.


Bir Sevda ZerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin