Beakyeol hemen üstlerini giyinip Chen ve Xiumin'in odasına gittiler. Odaya girmeden önce Chen'in bağırış ve hıçkırık seslerini duyduklarında olanları az buçuk anladılar ve kapıyı çalarak odaya girdiler.
"Sen b-bana *hık* bu-bunu nasıl y-yaptın *hık* ben seni ç-çok sevmiştim *hık* s-sen benim d-duygularımla *hık* oynadın..."
Chanyeol hemen Xiumin'i kolundan tutup dışarı çıkardı ve hemen sorularına başladı
"Sen Chen'e ne yaptın?Chen'nin seni ne kadar sevdiğinden haberin var mı? Seni ilk gördünden beri sevdiğini bize söyleyip duruyordu sen nasıl olursa Chen'in duygularıyla oynarsın?"
"N-ne Chen b-beni ilk gördüğü a-andan itibaren mi seviyodu *hık* neden gelip bana s-söylemediniz?"
"Neden mi? Çünkü sürekli senin onu hiçbir zaman sevmeyeceğini düşüp duruyordu."
"B-bende onu çok seviyorum *hık* sonsuza k-kadar seveceğim"
"Şu an içerde senden nefret ediyo Xiumin. Sen daha nereye seviyon."
"Olanların hiç birini bilmiyorsun?"
"Peki anlat o zaman bilelim"
Xiumin Luhan'la konuştukları herşeyi anlattıktan sonra Chanyeol
"Sen iyice kafayı yemişsin. Onun sana olan sevgisini ölçmek için Luhan'ın aklına uyup Chen'in duygularıyla mı oynadın. Abi harbinden sen tescilli salaksın."
"Yaaaa! Chanyeol m-moralim bozuk. Yaptığım hatayı yüzüme vurup vurup durma."
"Neyse tamam. Gel şunlara bir bakalım içeride ne yapıyorlar."
"T-tamam hadi gidelim."
İçerideki manzara berbattı. Chen'in gözaltları ağlamaktan mosmor olmuş bir şekilde ağlıyordu. Xiumin odaya girinca Chen'in yanına gitmak istedi. Yanına oturmasıyla Chen'in ona bağırması bir oldu.
"Sen hala buraya nasıl gelebiliyorsun. Senden nefret *hık* ediyorum s-seni artık hiç sevmiyorum. Bu dediklerime rağmen *hık* lanet olsun ki seni çok seviyorum seni ne yapsam da unutamam *hık* XIUMIN SENİ ÇOK SEVİYORUM."
"Bende seni çok s-seviyorum bebeğim hem de tahmin bile edemeyeceğin kadar çok seviyorum."
"Xiumin beni bırakma ne olur sensiz ben yapamam o berbat, karanlık hayatıma s-sen girdin. Sen beni öpmeden önce ben bir ölüydüm ama sen beni ilk öptünde dirilttin.Xiumin beni b-bırakma ne olur bırakma beni."
"Kesinlikle seni bir daha bırakmayacağım. Sen benimsin ve sonsuza kadar benimle olucaksın.SENİ SEVİYORUM Bİ TANEM..."
"SENİ SEVİYORUM BAOZİMMM..."
Araya hemen Chanyeol atıldı.
"Anlaşılan siz problemlerinizi çözdünüz. Bizimde gitmeniz lazı. Maluh Xiumin yüzünden yarım kalan işlerimiz var."
Beakhyun ayak parmaklarına kadar kızardığını hisse de biliyordu.
"Neyse siz gidin şimdi bizim de işlerimiz var. Hadi canım güle güle."
"Bi de artistlik yapıyor. Neyse hadi görüşürüz. Bay bay."Beakyeol ikisi odalarına gider gitmez ilk iş üstlerini çıkarmaz olmuştu Beak ve Chan aynı anda yatağa uzandılar ve bir süre sessiz kaldılar. Sonunda sessizlik bozan kişi Chan oldu.
"Sence yarım kalan işimize devam etmelimiyiz Beak."
"Hayır!! kattiyen olmaz."
"Ama ne-"
"Chan ağzını bile açma. Bu akşam birbirimize sessizce sarılıcaz ve sadece boyundan öpmek var başka yok."
"Ama Be-"
"Ben sana ne dedim ha?"
"Tam-"
"Ya sus ya offfff"
"..."
"..."
Bir süre daha böyle sessiz kaldılar. Bu sefer sessizliği bozan kişi Beakhyun oldu.
"Chan. B-ben dayanamıyorum."
"Bende..."
Der demez Beak Chan'in üzerine çıktı. Ve ilk hamle olarak dilini Chan'in ağzına soktu. Dili ağzını keşvederken eliyle de Chan'in karnına zarif çizgiler çiziyordu. Chan ise Beakhyun'un gömleğinin düğmelerini açmaya çalışıyordu.........Chen ve Xiumin'in odasında büyük bir şaşkınlık vardı. Xiumin olanların hepsini Chen'e detaylı bir şekilde anlatmıştı ve ikiside içleinden Luhan'a lanet ediyorlardı. Chen olanları hazmetmeye çalışırken, Xiumin Chen'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
call me baby...
Fanfictionhadi ama bir insan sevdiğine hiç bir zaman kolayca ulaşamaz. işte bu da o aşıklardan biri. iki beden birbirleri için yanıp tutuşurken tanrının onlara hazırladığı özel süprizleri göz ardı etmişlerdi. tanrının onlara acımasız yoktu.