Suho ve Lay'in odasın da Lay dans ediyor Suho ise Lay'i büyük bir hayranlıkla seyrediyordu. Suho ve Lay henüz sevgili değillerdi fakat çok çok samimi arkadaşlardı. Lay, Suho'ya olan sevgisini söylemişti ama Suho 'düşünmeye ihtiyacım var' diye cevaplamıştı. Lay de bu cavabı olumlu bir şekilde karşılamıştı.
Kim bilir belki büyük gün bugündu. Belki Suho Lay'in teklifini kabul edecek ve sonsuza kadar beraber olacaklardı. Tabi karşılarına bir engel çıkmazsa.
"Lay, s-sana bir şey söyleyebilir miyim?"
"Tabiki söyleyebilirsin."
"S-seni s-seviyorum."
"Bende seni seviyorum. Hem de çok."
"..."
"..."SUMUT'SU.....!!! OKUMAK İSTEMEYENLER DİĞER PARAGRAFTAN DEVAM EDEBİLİR.!!!!!
Kısa bir süre sonra ilk atak Suho'nun Lay'i öpmesiyle başladı. Sert ve bir o kadar da derin bir öpücüktü. İşin devamı olarak Lay Suho'un gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Ve gömleği çıkartır çıkartmaz Suho'yu yatağa itti ve üzerine yerleşti ve derin bir öpüşme başladı. Lay Suho'nun ağzını aralayıp dilini içreri soktu. Ağzının her tarafını keşvetmek için dilini ağzının içinde gezdirmeye başladı. Suho bi anda 'ben bunu yapmalımıyım yoksa sadece kalbimin hızlı atışlarına kendimi kaptırıp onun vücudunu üzerimde hissetmeye devam etmelimiyim' diye düşündü.Lay ise kendini çekmeye çalışsada bunu başaramıyordu çünkü onun ağzını ve gözlerini hissedip gördükçe kendine hakim olamıyordu onun ellerinden tuttu ve vahşi bir şekilde kendini onun kucağına bıraktı.
Onun bu davranışını Suho hissetmişti ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle kendilerine bir anda yerde buldular Lay'in Suhonun vücuduna yaptiği baştan cıkarıcı hareketler Suho'nun ona karşı olan hislerini kuvvetlendiriyor ve onu daha istekli hale geçiriyordu.Bu Davranış ve duyguların üzerine ikisinde birbirine olan hisselerini anlamişlardı... AADiğer tarafta Kai ve D.O birbirlerinin hakkında konuşuyor birbirlerini daha çok tanımaya ve yakınlaşmaya başladılar.
"Kai?"
"Efendim bebeğim."
"Beni seviyor musun?"
"Bunu nereden çıkardın şimdi?"
"Sen benim soruna cevap ver?"
"Tabiki de seviyorum. Peki sen beni seviyor musun bi tanem?"
"Ben senin kadar kimseyi sevmedim ama ne bileyim belki benim oynuyorusundur diye düşündüm. Ama Bellini yanılmışım."
"Tabiki de yanılmışsın aşkım. SENİ SEVİYORUM VE ÖLENE KADAR BU BÖYLE. OLACAK. HER NE OLURSA OLSUN SENİ BIRAK-"
Daha sözünü bitiremeden D.O Kai'nin dolgun dudaklarını tatmak için öpmeye başladı.....Kriz ve Tao çoktan barışmışlardı. İlişkilerinin arkadaşlıktan daha öteye gitmeyeceği konusunda anlaşma yapmışlardı. Şimdi ise oturmuş sadece müzik dinliyorlardı. Tao'nun her hareketinde Kris biraz rahatsız olsa da durumu belli etmemeye çalışıyordu. Oda da derin bir sessizlik ses konusuydu taaki odaya Sehun girene kadar.
"Beakhyun'u ve Chanyeol'u gördünüz mü?"
"Hayır!"
"Tamam bee anladık. Hayır derseniz anlardım. Neden bağırıyorsunuz?"
"Nerde olduğunu bilmiyoruz. Oldu mu şimdi?"
"Evet çok güzel oldu. Neyse sonra görüşürüz."
"Bye."
"Bye..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
call me baby...
Fanfictionhadi ama bir insan sevdiğine hiç bir zaman kolayca ulaşamaz. işte bu da o aşıklardan biri. iki beden birbirleri için yanıp tutuşurken tanrının onlara hazırladığı özel süprizleri göz ardı etmişlerdi. tanrının onlara acımasız yoktu.