felix banyodan çıkmış herkes yemek masasına geçmişti. ortama az buçuk aşina olan çocuk elindeki kaşıkla yemeğiyle oynuyordu ve yaklaşık 10 dakikadır ağzına bir lokma bile sokmamıştı. "felixcim neden yemiyorsun? beğenmedin mi yoksa?"
jimin kendisine cevap vermeyen felix'e karşılık kaşlarını çattığında, kendisine dik dik bakan oğlunu fark etti. ani bir aydınlanmayla chan'ın yaklaşık yarım saat önce anlattığı şeyler tekrar hafızasında yer edinirken felix'in omuzuna dokunarak kendisine bakmasını sağlamış ve ellerini havaya kaldırmıştı. "yemeği beğenmedin mi?"
felix kafasını hızla iki yana salladı. "sadece iştahım yok."
jimin "byeongheemin yemeklerini beğenmemene imkan yok zaten çok iyi bir aşçıdır." diyerek felix'e sıcak bir gülümseme verdiğinde felix'te ona karşı gülümsemişti. chan normalde yeni tanıştığı kişiler evine geldiğinde babalarından birini amcası olarak tanıtırdı ama felix'e güvendiği için buna gerek olmadığını söylemişti.
felix sonunda yosun çorbasından bir kaşık aldığında gözlerini kocaman açarak chan'a sonra iki adama döndü. "b-bu ger-gerçek-te-ten ço-çok güz-güzel."
byeonghee kocaman gülümseyerek ellerini kaldırmış ve "beğendiğine sevindim." demişti. felix'in şu an en çok merak ettiği şey chan'ın nasıl iki babaya sahip olduğu değil, bütün ailesinin işaret dilini nasıl ve neden bildiğiydi.
chan'ın masanın üstündeki telefonu çaldığında düşündüklerini daha sonra sormak için rafa kaldırdı. "eunbi annem!" chan hemen görüntülü aramayı açmış ve telefonu herkesi gösterecek şekilde masanın başına sabitlemişti.
"oooo herkes toplanmış." eunbi gözlerini iki arkadaşının ve oğlunun yüzünde gezdirdi. eunbi tam tanımadığı ama dün byeonghee'nin anlattıkları sayesinde kim olduğunu tahmin ettiği felix'e selam verecekti ki chan konuşmuştu. "anne ne zaman geleceksiniz? hemen gelin çok özledim."
eunbi heyecanla konuşan oğluna karşılık üzgün bir suratla ağzını açtı. "bu 1 ay içinde gelmemiz imkansız oğlum, yujin annenin ameliyatı var biliyorsun." chan'ın dudakları büzülürken, felix onu izliyordu. sadece 1 hafta önce chan'ı bu şekilde göreceğini söyleseler, chan'ın tatlı olduğunu düşüneceğini söyleseler asla inanmazdı. chan'ın okuldaki insanlara takındığı tavırla, ailesine takındığı tavır bambaşkaydı. "yujin annem nerede şu an?"
"sangwoo'ya duş aldırıyor gelir şimdi." chan başını sallamıştı. eunbi sonunda sessizlikten yararlanarak felix'e bakıp ağzını araladı. "bizim chan'ın kalbini çalan sensiz demek." chan'ın gözleri kocaman açıldı.
"anne ne diyorsun sen?!"
felix hiçbir şey anlamasada kadın direkt olarak gözlerine baktığı için, kendisine bir şeyler söylediğini anlamıştı. felix soru soran gözlerle chan'ın suratına çıkarttı bakışlarını.
"seninle ilgili bir şey değil." işaret dili kullanan oğluna kaşlarını kaldırarak baktı kadın. sonunda ne olduğunu anladığında ağzı açılırken felix'e farkettirmeden hemen kapattı.
yujin sessiz sessiz eunbi'nin arkasından gelip kollarını karısının boynuna doladı. eunbi ani temasla yerinden sıçramıştı. yalandan çatık kaşlarını karısının suratına çıkartıp ani bir şekilde yanağını ısırmıştı. diğerleri iki kadını gülerek izliyordu. chan heyecanla sonunda bakışlarını telefon ekranına döndürmüş kadına gülümseyip kollarını kaldırdı. "anne seni çok özledim." kadın iç çekerek dudaklarında bir tebessüm oluşturdu. "ben de seni özledim oğluşum ama biraz sabretmen gerekecek. tedavim bittiği gibi ilk iş seni görmeye geleceğim." chan'ın çocuk gibi dudaklarını büzmesine felix şokla bakıyordu. ayrıca işaret dilini neden öğrendiğinide sonunda anlamıştı.
"kocaman adam oldun hala dudak büzüyorsun." eunbi'nin söylediğiyle chan dudaklarını büzebilirmiş gibi dahada büzmeye çalıştı. felix'e göre şu dakikadan itibaren dudak büzen chan'ın tatlılığını geçebilecek kimse yoktu.
yujin'in gözleri oğlunu hayran gözlerle izleyen felix'e kaydığında gülümseyerek chan'a karşın ellerini havaya kaldırdı ve göz kırptı. "güzel çocuğu kapmışsın, yine iyisin."
chan'ın gözleri kocaman açılırken felix'in annesinin söylediğini görüp görmediğine bakmak için kafasını çocuğa çevirdi. hiç ekrana bakmayıp sadece kendisini izleyen felix'i farkettiğinde ne yapacağını bilemeyip yüzünü tekrar ekrana çevirdi. "niye bu kadar endişendin sen? nerden anlayacak çocuk işaret dilini." felix bu sefer görmüştü. chan gözlerini kapatmış annesine sabır dilenirken felix çekingen bir şekilde ellerini havaya kaldırdı. "aslında biliyorum." kadının kaşları havaya kalkıp yüzü değişik bir ifade alırken felix tebessüm etmişti.
***
felix ve chan, chan'ın odasına çıkmışlar ve felix aklında bulunan soruyu sorup sormama arasında kalmıştı, fakat bu merakını düşünürken yüzünde oluşan ifade yüzünden chan çocuğun bir şey sormak istediğini anlamıştı.
"sormak istediğin bir şey varsa çekinme, her şeyi sorabilirsin."
felix çekingence ellerini havaya kaldırdı. "anne ve babaların..." chan ne sormak istediğini anlamış olacak ki felix'in havada olan elini tutup aşağıya indirdi ve yatağında oturan çocuğun yanına kurulak kollarını havaya kaldırdı.
"annem ve babamlar lise zamanlarında katıldıkları onur yürüyüşünde tanışıp yakın arkadaş olmuşlar. birlikte okul hayatlarını bitirdikten sonra evlenebilmek için avustralya'ya taşınmışlar. yaklaşık 3 yıl kadar çocuk edinmeyi bile akıllarından geçiremezken, taşıyıcı anneliğin yeni yeni ortaya çıkmasıyla byeonghee babam bunu annemlerle deneyebileceklerini düşünmüş ve bu konuyu Jimin babama açmış. daha sonra bu isteklerini annemlerle paylaşmışlar ve uzun tartışmalarından sonra ben olmuşum."
çilli oğlan 'sonra ben olmuşum' cümlesinin komikliğiyle dudaklarına bir tebessüm kondurdu.
chan'ı anlattıklarına şaşırmaktan ziyade, özel hayatını kendisine bu kadar açmasına saşırmıştı felix. ama bu şaşkınlığını dudaklarına kondurduğu tebessümle dışa vurmayıp kafası anladığını belirtircesine sadece aşağı yukarı sallamakla yetindi.
***
***
SELAAAAM!
biliyorum çok uzun zaman oldu ama cidden cümle kuramadım
:( hatta arkadaşım olmasaydı bu bölümü bile atıyor olmazdım çok istediği için ıkına ıkına ondan yardım alarak yazdım. diğer bölüm için olayların nasıl gelişeceği kafamda belli ama onu bile nasıl yazacağımı bilmiyorum dediğim gibi cümle kurarken çok zorlanıyorum..neyse ya daha bekleyen var mı bilmiyorum ama hallederim heralde (:(
'ming
ŞİMDİ OKUDUĞUN
street | chanlix
أدب الهواةkekeme ve işitme kaybı olan felix'in jisung'dan başka arkadaşı yoktur ve okulda sık sık zorbalığa uğrar. chan bir akşam evine kestirme yoldan gitmek için ara sokakları kullandığında çöp konteynerinin kenarında felix'i kötü bir halde bulur.