7 [byeonghee bey amca]

2.7K 267 165
                                    

chan müdürün odasına geçmiş bir babasına bir müdüre bakıp duruyordu. "merhaba müdür bey ben chan'ın amcasıyım. babasının küçük bir işi çıktığı için ben gelmek durumunda kaldım." diyerek elini uzattı byeonghee.

"ahh ben de neden jimin bey gelmedi diyordum." byeonghee gülümsemekle yetindi.

"bugün chan okulda bir kavga etti fakat bu ilk olmadığı ve son olmayacağından emin olduğumuz için ailesine bildirmenin iyi olacağını düşündük. " byeonghee gözlerini kısarak chan'a döndürdü bakışlarını.

"chriscim neden arkadaşlarını dövüyorsun yavrum."

"ba- ay amca valla hak ettiler."

byeonghee eminsin dimi der gibi kafa hareketi yaptı, chan'da onaylayınca bakışlarını tekrar müdüre döndürdü.

"hak etmişlerdir."

"ne?" müdür şaşkınlıkla 'ciddi misiniz?' der gibi bakıyordu.

"benim yeğen kimseye durduk yere bulaşmaz müdür bey hak etmişlerdir." chan'a döndü. "ellerine sağlık yavrum."

chan gülmemek için dudaklarını dişlerken jimin babasının byeonghee babasına evde neler yapacağını düşünüyordu. "sağ ol ba- amca."

"siz ciddi misiniz?"

"evet gayet ciddiyim. neden olmayayım? neden dövdün çocuğu oğluşum."

"arkadaşıma zorbalık yapıyordu."

"alın işte hak etmiş. neyse ben kalkayım boşuna gelmişim zaten." byeonghee chan'ı kolundan tutup müdüre eğilerek selam verdikten sonra kapıya yöneldi arkasında ise kıpkırmızı bir adam bıraktı.

odadan çıktıkları gibi byeonghee'nin chan'ın ensesine şaplağı yapıştırması bir olmuştu. "ağğğğ.'

"niye dövüyorsun lan arkadaşlarını."

chan ensesini ovuşturdu. "arkadaşlarımı değil orospu çocuklarını dövüyorum babacım... ya da dur amca mı demeliyim yoksa?"

"dalga geçme bu sefer dövülen sen olursun velet."

"off baba sen eve gidince jimin babama ne diyeceğini düşün. bu yaptığını öğrenince öldürecek seni."

"merak etme ben onu sakinleştirmesini bilirim." diyerek göz kırptığında chan öğürür gibi yaptı. tam ağzını açacaktı ki meraklı gözlerle onları izleyen bir çift gözle kesişti bakışları. çocuğa gülümseyip babasını es geçerek felix'in yanına doğru adımladı.

felix boğazını temizleyip ellerini havaya kaldırdı. "benim yüzümden başın belaya mı girdi?" ağlamaktan kızarmış gözlerle masum masum chan'a bakıyordu.

"hayır, hiçbir şey olmadı merak etme. sorun yok." felix yanaklarını şişirip rahatladığını gösteren bir ses çıkarttığında chan bu tatlılığına dayanamayıp ellerinden birini çocuğun sarı saçlarına attı. ne dediğini duyamayacağını bildiği için "çok tatlısın." dediğinde felix gözlerini kırpıştırarak chan'a bakmaya devam etti. "ağız hareketlerinden ne dediğini anlayabiliyorum aptal." felix içinden geçirdiği şeyle gülmemek için dudaklarını dişlemeye başlamıştı.

felix chan'ın tam arkasında onları kaşları havaya kalkmış bir şekilde izleyem adamı farkettiğinde hızla eğilerek selam verdi. byeonghee'de karşılık olarak kafa selamı verdiğinde felix konuştu. "be-ben de-derse gi-gidiyo-yorum." chan'ın karşılık vermesine izin vermeden koşar adım uzaklaştığında byeonghee felix'in arkasından oğlunun verdiği sıcak gülümsemeye karşılık sırıtarak tekrar ensesine yapıştırdı. "aşık mı oldun lan sen hıyar."

street | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin