3 [devamsızlık yapamam]

2.9K 290 44
                                    

felix gözlerini zorda olsa araladığında kendisine yabancı gelen odayla ne yapacağını bilememiş korkuyla ayağa kalkmaya çalışmıştı. kaburgalarına giren ağrıyla iki büklüm kalırken çıkarttığı acı dolu sesi duyan chan hızla odaya ilerlemişti.

odaya girdiğinde yatağın kenarına düşmüş karnını tutan çocukla karşılaşmıştı. felix bakışlarını açılan kapıya çıkarttığında gördüğü bedenle gözleri kocaman olmuştu.

chan dona kalmış çocuğa doğru adımlayıp kolundan tutacakken felix kendini hemen geriye çekmişti. "be-ben nede-den bu-burada-dayı-yım?" chan sıkkınlıkla nefesini verip kollarını havaya kaldırdı. "seni dün gece sokakta baygın buldum. bana hastaneye gitmek istemediğini söylediğin için yakınlarına ulaşmak için telefonuna baktım ama hiç kimseye ulaşamadım. yüzün tanıdık gelincede evime getirdim."

felix onaylarca kafasını salladığında kaburgalarına tekrar giren ağrıyla sert bir şekilde inledi. chan ellerini çocuğun omuzlarına götürüp yatağa oturmasını sağladı ve kollarını havaya kaldırdı. "bence hastaneye gitmelisin."

"devamsızlık yapamam okula gitmem lazım." felix acayip utanıyordu çünkü karşısında bulunan çocuk okuldaki en çok saygı duyulan ve asla kimsenin sataşmaya cüret edemeyeceği biriydi. kendisi ise okul taksitleri babası ölmeden önce zaten ödediği için bu okulda kalabiliyordu.

"okul sence sağlığından daha mı önemli?"

felix kafasını aşağı yukarı sallayıp zorda olsa yataktan kalktı ama üstündeki kendisine 3 beden kadar büyük gelen kıyafetleri farketmesiyle olduğu yerde durup chan'a döndü. "kıyafetlerim nerede?"

chan kafasıyla hemen yatağın köşesindeki sepeti işaret etti. felix beyaz gömleği eline aldığında dudaklarını dişledi. kir içindeydi ve her yeri kanla kaplıydı. chan felix'in omuzu dürtükleyip elleriyle beklemesini söyledi.

jeongin ara sıra evine kalmaya geldiği için misafir odasında onun gömleklerinden olmalıydı, onunkilerde büyük gelecek olsada en azından üzerinde elbise gibi durmayacağını düşündü. dolabı karıştırıp sonunda bulduğu beyaz gömleği eline alarak kendi odasına yöneldi.

gömleği hala ayakta bekleyen felix'in ellerine tutuşturup kollarını havaya kaldırdı. "bunu giyebilirsin. tam olmasada üzerinde elbise gibi durmaz. ayrıca hala okula gitmemenden yanayım."

felix ağrıyan vücudu yüzünden kolunu kaldırmakta zorlandığı için ağzını açtı. "gi-gitmek zo-zorunda-dayım." chan ikna edemeyeceğini anlayıp kafasını sallayarak onayladı çocuğu.

"o zaman bekle birlikte kahvaltı yapalım sonra arabayla gideriz." chan reşit olduğu için ehliyeti vardı.

felix birkaç saniye düşündü bu halde minibüse binebileceğini düşünmüyordu ayrıca yanında kuruş para yoktu. çantasının bile nerede olduğundan habersizdi. fakat okulda onunla gözükmek istemiyordu çünkü bütün gözlerin üstünde olmasından nefret ederdi ve chan ile okula gitmek demek bütün okulda konu olmak demekti. "o-oku-kulun bir a-alt so-sokağı-ğına kad-kadar bıra-rakabi-bilir mi-misin?"

chan çocuğun aklından geçenleri az çok tahmin edebiliyordu. böyle bir şey isteme nedenini anlamıştı. kafasını onaylarca aşağı yukarı sallayıp felix'i mutfağa yönlendirdi.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

italik yazılar işaret dili zaten anlamışsınızdır diye düşünüyorum

dilenci değilim yorum.

VE MAMA İÇİN OY VERİN ÇOK AZ KALDI

'ming

street | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin