Bölüm 7: Kafesteki Güvercin

140 31 56
                                    


Okulun otoparkında Sharon'ı bekliyordum. Cyrus'un yapacağı hafta sonu partisi okulun tamamına duyulmuştu ve tahmin ettiğim gibi kalabalık olacağa benziyordu. Şu sıra parti modumda olmadığımdan gitmeye niyetli değildim ama Sharon kafa dağıtmak konusunda ısrarcı olup benden bir 'belki' almayı başarmıştı. 

Gün içinde Daniel'ı göreceğimi umarak birkaç kez kitap alma bahanesiyle kütüphaneye bakınmıştım ama ortalarda görünmüyordu. Sharon oyalanır sayılacak bir yavaşlıkta yanıma doğru yürüdüğünde çalıştırmak için motorun anahtarını çevirdim,

"Seni alışverişe çıkarıyorum." dedi saçını bozduğu gerekçesiyle uzattığım kaskı homurdanarak kafasına geçirirken. 

"Geçen gün gördüğün yeşil elbiseyi almaya gidiyoruz değil mi?" 

"Yeşil bana yakışıyor." dedi keyifli şekilde.

Sharon elbiseyi denerken kabinin dışındaki pofuduk koltuklardan birine yayıldım. Mağazanın önü boylu boyunca camla kaplıydı. Camın dışına baktığımda yolun karşısına park etmiş lacivert Ford yeniden görüş alanıma girdi. İki gün içinde aynı arabayı bu kadar fazla görmüş olmam tesadüf gibi gelmemeye başladığında koşar adımlarla araca yürüdüm.

Bu defa içinde biri olmadığından yaklaşıp ellerimi cama koydum ve içeri bakmak için eğildim. Arka kısımda duran bir dosya dışında göze çarpan bir şey yoktu. Dosyanın da içi görünmüyordu zaten. Sahibi olduğunu düşündüğüm hastane önündeki adamı görebilmek için etrafa bakındım ama hafızamın bir köşesine attığım yüzü etrafta görünmüyordu.

Ormanın yakınında gördüğümde dikkatimi çekmemişti, hastane önünde gördüğümde basit bir tesadüf olduğunu düşünmüştüm ama iki gün içinde bu arabayı üçüncü görüşümdü. Oturduğum mahallede fazla ev olmadığı için mantıklı bir gerekçesi olma oranı da düşüyordu. 

Son kez tesadüf olduğu konusunda kendimi ikna etmeye çalışarak yeniden mağazaya döndüm. Bir çift gözün sürekli üzerimde olduğu hissini bir türlü atamıyordum. Uykusuzluk, tedirginliğimi artırırken artık daha kolay sinirlendiğimi de fark ettirecek kadar etkilemeye başlamıştı. Sharon kabinden çıktı ve aynanın karşısına geçip kendi etrafında bir-iki kez dönüp gördüğü şeyden memnun olduğunu belli edercesine bir gülümsemeyle bana baktı.

"Sence bu elbise bir hafta boyunca tüm yemekleri yemekhaneden yememe değer mi?"

Düşünür gibi dudağımı büzdüğümde,

''Biriktirdiğim paradan kullanabilirsin'' dedim.

Okulun neredeyse tamamı farklı dönemlerde yemekhane yemeklerinden zehirlendiğinden iyi bir seçenek değildi. Ayrıca salatadan çıkan solucanlar ve kıllar da durumu daha mide bulandırıcı yapıyordu. Yemekhanedeki kadının uyarıları dikkate aldığı da söylenemezdi. Artanları birleştirip ortak tencereye kattığını gördüğümden beri yemekhaneden yemiyorduk.

İlahi bir güçle konuşur gibi yukarı bakıp, 

"En yakın arkadaşıma bayılıyorum. Teşekkür ederim." dedi.

Her yıl yaz tatillerinin ve ara tatillerin tamamında çalışıp kazandığım parayı biriktirdiğim ve ev kiram da okul yakınındaki evlerin neredeyse yarısı olduğu için gerektiği anlarda çok zorlanmıyordum. Ayrıca büyükannenin de yolladığı paralarla idare ettiğim söylenebilirdi. Yetmediği zamanlarda da hafta sonları para kazanmak için bir şeyler buluyordum. 

Alışveriş sonrasında Sharon kendi evine gittiğinde gün içinde bir şey yemediğimin sinyalini veren karın gurultumu kesmek için mutfağa girdim. Dolap boş görünüyordu. Uğraştırıcı bir şeyler yapmak için yeterli hevesim yoktu. Askılıktaki şemsiyeyi ve ikinci el dükkanından aldığım eski deri ceketi üzerime geçirip çıktım. 

KARANLIK: Şeytan ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin