Bir arazi yüzünden hayatları değişmiş iki kız. Gerçekler ortaya çıkınca nolucak? Kendi yetiştirdikleri kızlarını mı isticekler yoksa gerçek kızlarını mı? Peki Dila kabul edebilecek mi kendisini terk ettiğini düşündüğü bu aileyi?
Sanırım almamız gere...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~~~~~~~~~~~~~~~~°~~~~~~~~~~~~~~~~ Merhaba Kırılmışlıklar Ailesi. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Bir önceki bölümlerde yorumlarda eğer sevgili tarzı bir şey olursa söyleyin demiştiniz. Söylemezsem olmaz. Arkadaşlar hayatımda biri var :) Bu duygu cidden bambaşka bir şeymiş. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Her an onunla konuşmak istiyorsun falan çok güzel bir his. Umarım isteyen herkese nasip olur. Neyse ben sizi daha fazla oyalamayayım sizde güzel bir şekilde bölümü okuyup oy atıp yorum yapın lütfen. Yorumlarınızı okumak hoşuma gidiyor.Herkese İyi okumalar :)
Arıl ın mesajından sonra gerginliğim iyice artarken bir yandan da içimde büyük bir heyecan vardı. Bir o yana bir bu yana kapının önünde yürüyordum. Annemde bu halimi Can ile beraber gülerek izliyordu. Babam ve abi tayfası salonda oturmuş gözlerini bana dikmiş bu heyecanıma ters ters bakıyorlardı. En sonunda evin içinde sabahtan beri kapının önünde beklediğim ses duyuldu. Kapı zili! Hafif nemlenmiş ellerimi üstüme silerken kapıya daha da yaklaştım. Annemlerin de arkama geldiklerinden emin olduğumda kapı kulunu tam açmak için tutmuştum ki bir kol tarafından hafifçe kapıdan geriye doğru çekildim.
-Güzelim sen bizim arkamıza geç biz açıcaz kapıyı.
Doğru ya. Halbuki günlerdir de bin tane kız isteme videosu izledim. Hepsinde de kız ailesinin arkasındaydı. O kadar da dersime çalışmıştım.
-Tamam geçiyorum.
Abi tayfası annem ve babam ile beraber kapıya daha çok yaklaşırken bende arkalarındaydım hemen. Açın artık şu kapıyı ya. Heyecandan ölücem şimdi. Annem kapıyı açarken görüş açıma ilk elinde beyaz ve kırmızı güllerden oluşan bir buket vardı. Bir yerde görmüştüm. Normalde böyle şeyler yani çiçeklerin anlamları falan pek ilgimi çeken şeyler değildir. Yani özellikle gidip araştırmam ama karşıma çıkarsa da okurum. Geçen günlerde de instagram da keşfetime düşmüştü oradan gördüm. Beyaz gül yoğunlukla duruluk ve masumiyettir. Sağlık ve evlilik gibi kutsiyet atfedilen seremoniler için vazgeçilmezlerdendir diyordu. Kırmızı gül ise "Seni seviyorum" demektir. Koyu kırmızı gül de mesela kendinden geçmiş güzelliği simgeliyor olabilir. Dikensiz kırmızı gül alıcıya ilk görüşten beri aşık olunduğunun ifadesidir. Yani öyle yazıyordu gönderide. Şimdi Arıl ı elinde kırmızı ve beyaz güllerden oluşan bir çiçek buketi ile görünce aklıma geldi. Üstündeki siyah takım, beyaz gömlek onu daha da yakışıklı gösterirken gözlerimi yüzünde tutmak için büyük bir çaba sarf etmek zorunda kalıyordum. Zira beyaz gömleğinden belli olan kasları oldukça dikkatimi çekiyordu. Gözlerimi zorla Arıl ın arkasındaki ailesine çevirdim. Meryem Hanım bütün şıklığı ile üstündeki siyah çok hafif abiyeye kaçan ve onu oldukça şık ve zarif gösteren güzel diz kapaklarının biraz altına gelen bir elbise giymişti. Hemen yanında eşinin yanında duran Nihat Bey de en az oğlu kadar şık aynı renklerde olan bir takım giyinmişti. Yalan yok yaşına rağmen yine de çok yakışıklı duruyordu. Nihat Bey ve Meryem Hanım ın hemen arkasında da Yeşim Abla ve Murat Abi vardı. E tabi Bulut cuğumu da unutmamak lazım. Şuan Bulut u görmeniz lazım kesinlikle. O kadar tatlı olmuş ki. Üstüne bir takım giyinmiş ama dedesi amcası ve babasının aksine kravat yerine küçük bir papyon takılmış. Ama büyük ihtimalle onu da zorla taktırmış olmalılar ki durup durup papyon çekiştiriyor Yeşim abladan dur oğlum çekiştirme uyarılarını alıyordu.
