50.

55.8K 3.3K 1.1K
                                    

Bu bölümü, geçen bölümün de dahil olmak üzere kurgusunu mesajlardan özel istek olarak belirleyen BirrDeliiOkurr 'a ithaf ediyorumm. İyi okumalaaar ♥

Kaan'ın anlatımından:

"Hani sen şimdi bizim apartmana geldin ya. Hani pencerede beni görünce hem de. Doğruyu söyle, ailemin ve benim manyak olduğumu görünce arkama bakmadan kaçayım dedin mi hiç içinden?" Tüm heyecanıyla ve o tatlı diliyle sorduğu soruyu dikkatle dinledikten sonra, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. İçimden bir ses, onu kızdırmam için beni dürtüklese de ona uymadım. Sinirlenip, pekmezimi akıtabilirdi sonuçta. Onunla güzel vakit geçirip, nöbete öyle gitme planımın bozulması da isteyeceğim en son şeydi. Buna cesaret edemezdim.

"Sence, içimden böyle bir şey geçirmiş olsam, senin o kadar git demene rağmen o evi tutar mıydım Minel? Seninle o iddiaya girer miydim, ha güzelim?" Verdiğim cevaptan kaynaklı, yüzünde oluşan tebessümü görünce yutkundum. Çok güzel gülüyordu. Dudağını büzdüğünde, yeni bir soru daha soracağını anladım. Patlat gelsin, deli kız. Evet, tam bir deliydi ve ben onun bu deli hallerine de ayrı düşüyordum.

"Peki, ben nezarete düşünce ben nasıl bir psikopatla beraberim de mi demedin?" İşaret parmağını kaldırıp sallamaya başladığında, kaşları da aynı hızla çatıldı. "Bak, doğruyu söyle!" O kadar tatlıydı ki, sorusunu es geçip kendisine odaklanmayı tercih ederek güldüm. Ben gülerken yüzüme öyle bir bakışı vardı ki, o her içimi erittiğinde baktığım gibi bakıyordu sanki bana. Bana aşıktı. Bunu her zerremde hissedebiliyordum. Çok güzel hissettiriyordu.

Ona, o an gaza gelip Tarkan şarkısıyla ilan-ı aşk etmeye karar verdiğimde de hissediyordum. Şimdi o heyecanlı heyecanlı sorduğu soruları dinlerken de, çok güzel hissediyordum. Onun Ahmet'i sevdiğini anladığım an, dünyam başıma yıkılmıştı. Aklım başımdan nasıl uçmuşsa artık, bir gazla apartmana yerleşirken onun birini sevme ihtimalini hiç düşünmemiştim. Hele, Ahmet'i unutup bana aşık olabileceğini düşünmüyordum bile artık. Buna rağmen, o apartmandan pılımı pırtımı toplayıp gidemiyordum da. Hayatımda ilk kez kendimi bu kadar çaresiz hissederken, her şeye rağmen onun yakınında olmayı tercih ettiğim için kendimle gurur bile duyuyordum.

Sorusuna cevap vermek için ağzımı açtığımda, hiç gocunmadan doğruyu söyledim. "Aksine, Ahmet'i dövmen hoşuma gitti." Evet, Ahmet'ten tam anlamıyla nefret ediyordum. Normalde kimseye kolay kolay nefret beslemeyen biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirdim. O gün, Minel'e sarıldığını gördüğümde gözüne indirmek için sıktığım yumruğun yerine sayıyordum Minel'in tokadını. Keşke ben de yumruğu sakınmasaydım ama bir aptallık edip, Minel'in hâlâ onu sevdiği düşüncesiyle, haddim olmadığını düşünmüştüm.

Beni tehdit etmek için salladığı ince parmağını kavrayıp öptüm. "Gerçi, senin her hareketin hoşuma gidiyor. Genel olarak, sana bayılıyorum Minel." Söylediklerim karşısında, kolları boynumdaki yerini alırken bu anın hayallerimden bile güzel olduğunu farkettim. Yanağını yanağıma yaslayıp, beni iyice kendine bastırdı. Nefes alamıyordum ama çok mutluydum. Mutlu olmayı, nefes almaya tercih edebilecek kadar mutluydum hem de. "Yaa, seni yerim aşk adam."

Bu, doğru bir tabirdi. Ben, nefesimi kesecek kadar boynumu sıkan bu kadın sayesinde tam bir aşk adamdım. Kolumu beline atıp, kendime biraz daha çektim. Boynumdaki kolu hafifçe gevşerken, yine aklına bir şey gelmiş olmalı ki oturduğu yerde kıpırdandı. "Haa, bu arada iddia demişken, iddiamızın süresi doldu ve sen kaçmadın." Nasıl kaçabilirdim ki? Ona bu kadar aşıkken, mümkün müydü böyle bir şey? Kabul ediyorum, çekirdek ailede büyüyen biri olarak bu geniş aileyi ilk başta yadırgamıştım. Ama hepsinin özünde iyi insanlar olduğunu da biliyordum. Kısa sürede uyum sağlamayı başarmıştım da.

AİLE APARTMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin