"Aşkım!"
Kyungsoo'nun gözleri ablasının sesini duyunca kocaman olmuştu. "H-hyung!"
Jongin onu takmadı ve ona sakso çekmeye devam etti. Kyungsoo bacaklarını birbirine bastırmaya çalıştığında ise bacaklarını sertçe tutup birbirinden ayırmıştı.
"Hyung!" Bu sefer ağlamaklı bir şekilde söyleyip Jongin'in saçlarından tutmuştu. Onu bacaklarının arasından çekmeye çalıştığında yine başarısız olmuştu.
Kyungsoo boşalmak üzereydi ama ablasının birkaç saniye sonra salona gireceği düşüncesi yüzünden boşalamıyordu.
"Jongin!" Krystal bir kez daha nişanlısına seslendiğinde sesinin çok yakından geldiğini fark etti. Jongin bu sefer aletini köküne kadar aldığında Kyungsoo ağzını kapatarak hyungunun ağzına boşaldı.
Kyungsoo nefesini düzene sokmaya çalışırken Jongin sonunda çekilmiş ve ona bakarak dudağında kalan menileri yalamıştı. Tam Kyungsoo'nun üstüne bir battaniye attığında Krystal içeri girmişti.
"Neredesin bebeğim?" Krystal dudaklarını büzerek söylemiş ve kollarını nişanlısının boynuna sarmıştı.
"Kyungsoo ile sohbet ediyorduk biraz sevgilim." Jongin ablasını öpmek için uzanınca Kyungsoo şiddetle kafasını iki yana salladı.
Ha-yır.
Bunu yapamamazdı. Yapmamalıydı. Büyük ihtimalle hala ağzında menilerinin tadı vardı ve bu şekilde Krystal'i öpmesini istemiyordu. Bu iğrençti.
Ama Jongin dinlemedi ve Kyungsoo'nun gözlerinin içine bakarak Krystal'le dudaklarını birleştirdi.
Krystal kaşlarını çatarak geriye çekilmişti. "Ne içtin sen böyle?"
"Süt. Yeni bir markayı denedim. Çok lezzetliydi." Jongin tekrar Kyungsoo'nun gözlerinin içine bakarak dudaklarını yaladığında Kyungsoo gözlerini kaçırdı. Jongin'in bu pisliği yaptığına inanamıyordu.
Jongin ve Krystal salondan çıkınca Kyungsoo kenardan ıslak mendil aldı ve bacaklarına sıçrayan birkaç meniyi temizledi. Ardından şortunu giyerek sinirle Baekhyun'un yanına, odasına çıktı.
Kendini yatağın üstüne atıp oflamıştı. "Jongin hyungdan nefret ediyordum."
Baekhyun güldü. "Niye? Sürekli birliktesiniz. İyi anlaşıyor gibisiniz."
"Çok inatçı. Asla beni dinlemiyor ve ne istiyorsa onu yapıyor. Ve sürekli risk alıyor. Bu hoş değil."
"Biraz baskın bir karakter olduğunu ben de fark ettim. Ama zaman geçtikçe alışırsın, zaten ablanla evlenecekleri için alışmak zorundasın."
Kyungsoo bunu duyunca yastığı yüzüne bastırdı. Sorun da buydu işte. Ablasıyla evlenmesini istemiyordu.
Baekhyun, Kyungsoo'nun kucağına yatmasını sağladı. "Biraz stresli görünüyorsun, hm? Seni rahatlatalım biraz." Kyungsoo başını salladı ve kendini Baekhyun'un ellerine bıraktı.
Baekhyun tek eliyle kitabını tutarken diğer eliyle Kyungsoo'nun saçlarını okşamaya başlamıştı.
Kyungsoo az önceki olaydan sonra biraz da olsa rahatlamaya başlamıştı ve dakikalar sonra Baekhyun'un kucağında uyuya kalmıştı.
────────
Birkaç saat sonra Kyungsoo yüzüne bırakılan öpücüklerle uyanmıştı. Ama onu uyandıran kişi Baekhyun değildi.
"Kyungsoo... Hadi uyan hm? Akşam yemeği hazır." Jongin'in sesini duyduğunda arkasını döndü ve yastığına sarıldı. Şu an ne Jongin'le konuşmak istiyordu ne de uyanmak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
addicted
FanficKyungsoo asla ablasının arkasından iş çevirmeyi sevmezdi. Asla ona yalan söylemez ve ihanet etmezdi. Ama Kim Jongin'le olan ilişkisi bir istisnaydı.