14. bölüm

401 29 77
                                    

Kyungsoo kollarını Jongin'in boynuna sardığında Krystal kapıyı sert bir şekilde açmıştı. Kapı duvara çarpmış ve Kyungsoo'nun yerinde zıplamasına neden olmuştu.

Krystal kardeşine ve nişanlısına yaklaşıp Kyungsoo'nun suratına sert bir tokat atmıştı. Kyungsoo'nun yüzü tokatın sertliğinden dolayı yana dönmüş ve kızarmıştı.

Jongin şok içindeydi. Krystal'i bile durdurmamıştı. Kyungsoo eliyle yanağına dokundu.

"Senin için yaptığım onca şeyden sonra..." Krystal ağlıyordu. Kyungsoo'nun üstüne çıkıp bir tokat daha attığında Jongin nişanlısını üstünden almaya çalışmıştı. Ama Krystal o kadar inatçıydı ki Jongin, Krystal'i Kyungsoo'nun üstünden anca alabilmişti.

Jongin'i tekmeliyor, ona bağırıyor ve Kyungsoo'ya bağırmaya çalışıyordu. Kyungsoo çenesinden aşağı süzülen sıcak bir sıvı hissettiğinde dudağının patladığını fark etti. Dudağına dokununca canı yanmıştı.

"Sürtük!" Krystal bağırınca Kyungsoo dolu gözleriyle ablasına baktı. Diyecek hiçbir şeyi yoktu.

"Bu zamana kadar hep iyi bir abla olmaya çalıştım, ne zaman göz önünde olduysam seni de yanıma aldım. Ve sen bana böyle mi karşılık veriyorsun? Kocamı ayartmaya çalışarak?" Krystal üstündeki battaniyeyi birden çekip yere attığında Kyungsoo ayağa kalkmıştı.

Jongin her ne kadar Krystal'i susturmaya çalışsa da yapamıyordu. Dikkatini Kyungsoo'nun yüzüne verdiğinde dudağının kanadığını görmüştü ve bununla beraber Krystal kollarından kaçmıştı.

Krystal, Kyungsoo'nun koluna yapışmıştı ve onu odadan dışarı atmaya çalışıyordu. En sonunda onu kapının önüne attığında tüm eşyalarını da üstüne attı. "Bu evden siktir ol git. Bir daha da sakın beni arama. Ben senin ablan falan değilim artık."

Bavulu da merdivenlerden aşağı atınca ağlayarak kendini odasına kitlemişti. Jongin ne yapacağını bilmiyordu. Yerde oturan ve acıyan kolunu tutan Kyungsoo'ya baktı. Gömleği kanla kirlenmişti ve ağlıyordu.

Onu ayağa kaldırmak için eğildiğinde Kyungsoo ellerini göğsüne koymuştu. "Sakın."

Kyungsoo yerden telefonunu alıp Baekhyun'u aramıştı. "B-Baekhyun... Beni gelip buradan alır mısın lütfen?" Gözyaşları arasından konuştuğunda Jongin'in canı hiç olmadığı kadar yanmıştı.

Tüm eşyaları yerden toplamıştı ve Jongin'in ona yardım etmesine izin vermemişti. Jongin onu izliyorken Kyungsoo bavuluna her şeyi doldurmuş ve son bir kez Jongin'e bakmıştı. İkisi de ağlıyordu.

Ama Kyungsoo bunları bile bile Jongin'le bir ilişkiye başlamıştı, bu yüzden gözlerini ve çenesindeki kanı sildi. Sonra hiçbir şey demeden bavuluyla beraber evden çıkmıştı.

Jongin bir Kyungsoo'nun çıktığı kapıya bir de Krystal'in olduğu odaya bakmıştı. "Sikerler," Hızlıca aşağı inip ceketini askılıktan almıştı.

Kyungsoo'nun ağlamasını hala duyabiliyordu. Sokağın başına oturmuş ve elleriyle yüzünü kapatmıştı.

Ceketini omuzlarına bıraktığında Kyungsoo başını kaldırmıştı. "G-Git," Ceketi omuzlarından itmişti.

Jongin'in onu böyle görmesini istemiyordu. Yüzü kan ve gözyaşları ile kaplıyken. Bir de burnu akıyordu.

Kyungsoo birden bacaklarının ve belinin bir çift kaslı bir kol tarafından kavranıldığını hissettiğinde çığlık atmıştı. Jongin'in ağlayarak başını boynuna gömmesiyle şaşırmıştı.

"B-Beni anlamıyor musun? Bitti. Bu sefer gerçekten b-bitti. Ablamın yanında olmalısın," Kyungsoo fısıldayarak konuşmuştu. Sanki Jongin onu anlamak istemiyor gibiydi.

addictedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin