final

555 34 53
                                    

Jongin beline havlusunu sararak banyodan çıkmıştı. Odaya girdiğinde Krystal'in hala uyuyor olduğunu görmüştü.

Geçen gün hazırladığı bavulundan birkaç kıyafet çıkarttı ve havlusunu çıkararak yatağın kenarına koydu. Başını aşağıya çevirdiğinde aletinin hala sert olduğunu gördü.

Ofladı.

Aletini birkaç kez ovalayarak yatağın üstüne çıkarttığı iç çamaşırını alacaktı ki Krystal'in ellerinin erkekliğine sarıldığını gördü.

Krystal yavaşça erkekliğini okşamış ve diğer eliyle de Jongin'in belini kavramıştı.

"Yapma." Jongin kesin bir sesle konuştuğunda Krystal onu umursamamıştı, hatta aksine Jongin'in penisini çekmeye başlamıştı.

Jongin sinirlenmeye başlamıştı, ve inanın ki sinirlendiğinde kimse onun yanında olmak istemezdi.

Krystal'in elini sertçe tutmuştu. Ardından eski nişanlısına dönüp "Sana yapma dedim. Biz ayrıldık." demişti.

Krystal yutkunup gözlerini kaçırmıştı. "Sana yaptığım iyiliklerden sonra tekrar seninle olacağımı düşünmüyorsun değil mi? Bir insan olduğum için yaptım. Kyungsoo senden daha kötü durumdayken senin yanında oldum. Benden yararlanmaya çalışma sakın." Elini sertçe ittirmiş ve hızlıca üstünü giyip odadan çıkmıştı.

Eski nişanlısını öperek ne büyük bir hata yaptığını şimdi anlıyordu.

Kyungsoo'nun ona kızmaya hakkı vardı. Ona bağırsa da vursa da hiçbir şey demeyecekti.

Merdivenlerden hızlıca inip Kyungsoo'nun üstünü giyinmiş olduğunu gördü. Saçları hala yaş duruyordu, bunun için kolundan tuttu. "Saçlarını kurutalım."

Kyungsoo başını iki yana salladığında Jongin kenardaki havluyu aldı ve tekli koltuğa oturarak önüne de Kyungsoo'yu oturttu. "Hasta olursun."

Küçüğünün saçlarını okşamaya başladığında Kyungsoo'nun çok kısık bir sesle "Umurunda olur mu sanki?" dediğini duydu.

"Olur."

Havluyu alarak Kyungsoo'nun saçlarını nazikçe kurutmaya başladı. Kyungsoo bacaklarını göğsüne doğru çekmiş ve çenesini dizlerine koymuştu. Küçük bir çocuk gibi duruyordu.

Canını acıtmamaya çalışarak saçlarını kurutmaya devam ediyordu. O sırada karşılarında hala uyuyan Baekhyun'a baktı. Horluyordu ve bu ikisinin de komiğine gitmişti. Aynı anda kıkırdayınca Jongin, bacaklarının arasına oturmuş olan Kyungsoo'ya baktı.

Bu çocuğu kaybetmek istemiyordu.

Saçlarının kuruduğunu görünce havluyu kenara koyarak bu sefer tarağını almış ve Kyungsoo'nun saçlarını güzel bir şekilde taramıştı. Hafifçe şekil verdikten sonra Kyungsoo'nun bacağına yasladığını hissetmişti.

"Buraya gel," Jongin, küçüğünün koltuk altlarından tutmuş ve onu oturduğu yerden kaldırmıştı. Daha sonra da sağ bacağına oturtturmuştu. Kyungsoo hiçbir şey demeyerek başını göğsüne yaslamıştı.

"Gerçekten üzgün olduğumu biliyorsun değil mi?" Kyungsoo yine sessiz kaldı.

"Bana bağırabilirsin, bana vurabilirsin, saçlarımı çekiştirebilir ve yüzüme yumruk da atabilirsin. Yapmamalıydım. Krystal'den ayrılıp gözlerinin önünde onu öpmemeliydim."

Jongin, küçüğünün saçlarına bir öpücük kondurmuştu. "Senin canın daha çok yanıyorken onunla ilgilenmemeliydim."

Kyungsoo, bacaklarını Jongin'in kucağına uzatmış ve beline sarılmıştı. Ona kızgın olabilirdi ama bu temastan kaçınacağı anlamına gelmiyordu.

addictedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin