Dördüncü Bölüm | Dövme
"Dayanamazsın."
♾️
Eve geldiğimde kapının önündeki paspasın altında bir not vardı. Büyük ihtimalle annem yazmıştı. İçeriye girerken notu açıp okudum.
'Komşuya gidiyorum, fırında börek var. Aç aç oturma sakın.'
Oflayıp notu çöpe attım. Yağlı şeylerden nefret ediyordum ve yemekte fazla şey ayırıyordum. Et ve balık sevmezdim. Ben daha çok sağlıklı yiyecekleri tercih ederdim.
Odama geçip kıyafetlerimi bile çıkarmadan kendimi yatağa yüz üstü attığımda dün geceyi ve bugünü zihnimden atamıyordum. Eski sevgilimden dayak yemiş, sokak ortasında bayılmış, uyandığımda kendimi yabancı birinin evinde bulmuş ve anneme yalan söyleyerek geceyi orada geçirmiştim.
Onun hakkında ne biliyordum? Araf, otuz dört yaşında, bir şirketi var, tek başına yaşıyor. Başka? Sol kolunda dövmesi var. Bir de... Biraz, çok az, ucundan yakışıklı bir adam. Kol kasları çok fena. Acaba karın kası da var mıdır?
Kafamı yastığa gömüp küçük bir çığlık attım. Neler düşünüyorum ben?
"Ulan Buket... Hemen yakışıklı gördün diye dibin mi düştü?"
Yakışıklı mı?
"Yakışıklı mı dedim ben?" diye mırıldandım kendi kendime. Tamam öyleydi de şimdi... Ne bileyim. Acaba... ben nasıldım?
Ayağa kalkıp yatağımın karşısındaki aynalı dolaba ilerledim. Küt, ince ve kumral saçlarım, sarı bir yüzüm, ince kaşlarım ve burnumun etrafında küçük çillerim vardı. Aslında çillerim olmasaydı gayet iyiydim. Ela-yeşil karışımı tuhaf bir göz rengim vardı. Ben de hâlâ çözememiştim. Hafif kemerli bir burnum, ince dudaklarım vardı. Taş gibiydim taş.
Tekrar yatağıma uzanıp bir elimi başımın altına koyarak tavanı izlemeye başladım. Karnım acıyordu. Karnım demişken, Araf abi bana evinde bu sorunu hallettiğini söylemişti. Polise götürdü desem, olay zaten benimle alakalı olduğu için ifade vermem gerekirdi. Aklıma Özkan'ı dövdüğü düşüncesi geldiğinde bir an içimin yağları eridi. O kol kaslarıyla bir kere vursa yeterdi zaten. Ama Özkan'ı da tanıyorsam yine gelip beni bulurdu.
Ofladım. Bu böyle olmayacaktı. Telefonumu elime alıp Maviş'i aradım.
•
Sabah telefonumun zil sesiyle gözlerimi araladığımda homurdanarak yanımdaki komodine kolumu uzatıp telefonumu aramaya başladım. Ben bulana kadar kendisi kapanınca tekrar rüyama kaldığım yerden devam edecektim ki bu sefer de odama annem girdi.
"Kızım kalk okula geç kalacaksın."
"İlk ders matematik zaten bir şey olmaz." dedim.
Keşke demeseydim.
Yorgan üzerimden çekilirken daha ne olduğunu anlamadan kendimi yerde yatarken buldum. Annem yine bir şeyler söylüyordu ama daha üç saniye önce uyanmış birisi olarak söylediği hiçbir şeyi algılayamıyordum.
"Buket kalk!" diye bağırıverdi en son. Zorlanarak ayağa kalktığımda kucağıma okul kıyafetlerimi bıraktı. "Beş dakikan var. Uğraştırma beni. Geldiğimde giyinmiş ol."
Söve söve odamdan çıktığında ben de aynı şekil söve söve okul gömleğimi ve kravatımı giymeye çalışıyordum. Oyalana oyalana pantolonumu da giyip lacivert, sol göğüs tarafında arması olan süveterimi de giydiğimde saçlarımı kısaca bir tarayıp ortadan eşit olucak şekilde ikiye ayırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya'nın Sevgilisi
Teen FictionYumuşak dokunuşlar ve tutkulu öpücükler... Her şeyi unutturur muydu? ••• "Bir kez daha..." dedim inleyerek. "Bir kez daha yap bunu." güldü, samimiyetten uzaktı. "Bu sefer beni kullan." dediğimde gülümsemesi soldu. Gözleri kararmıştı ve ben, ilk kez...