Dünyanın en entrikalı sektöründe doğan bir çocuksan eğer düşmanın dostundan daha yakında olduğunu bilerek masadaki satrancı iyi yönetmelisin.
Sen daha, önceki hamlendeyken oyun birden değişir ve iki hamle sonrasında bulursun kendini.
Tüm bunlar olur...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Halsey, Still Learning
Atlanta, Georgia 20 Ağustos 2009
Yeraltı gazinosuna çıkıyormuş gibi bir havaya sahip kapılardan içeriye girip merdivenleri indiğimde önüme çıkan metalik kaplama panoları geçerek partinin ana rahmine girmiştim.
Hunharca dans edip içen insanların aksine daha sakin azınlıklara da sahip bir yerdi. O insanların üzerinde dolanan rengarenk ışıklara dalmış gözlerimi kenarda içkisini yudumlayan bir adam durdurabilmişti.
Işıkların etkisiyle gözüme daha da çekici geliyordu bu mesafeden onu tanıyorsamda çıkaramıyordum. Ergenlikten kurtulmuş vücuduma bir göz gezdirip dudağımdaki fazla parlatıcıyı parmağımla aldıktan sonra İan ve Paul'un içki bardaklarını kaldırarak verdikleri işarete uyup onlara doğru adımlar attım.
İan'ın çarpık tebessümüyle bakışları vücudumu süzgecinden geçirdiğinde sonunda gözlerime değen gözleri uyarıyı anlamış olmalı ki özür bakışlarıyla önüne döndü.
"Heyyy, muhteşem görünüyorsun." dedi Nina, coşkulu tonunda içkiden kalma bir çatallaşma oluşmuştu. Basit bir tebessümle, "Teşekkür ederim." dedim.
Sonra Julie geldiğinde tebessümüm genişleyerek onu selamladı. Bu işin önemli karakterlerinden biriydi o da. The Vampire Diaries'in sezon finali yemeğindeydik şu an.
Nina elimdeki içki bardağını fondip yapmam için işaret ettiğinde gözlerimi kıssamda sanki bunu bekliyormuş gibi sözünü ikiletmemiştim bile.
Koluma girip beni de kendiyle birlikte sahneye çekerken garsondan iki içki almayı ihmal etmemişti.
Güzel vücudunu sallamaya benden önce başlamış şimdiden ritme kapılmıştı. Ben ise birkaç dakikanın ardından buna alışmış üçüncü içki bardağının keyfini çıkarıyordum. Sallantıdan dolayı göğüs çevreme dökülen içkiyi umursamadan zıplamaya, çığlık atmaya aynı zamanda ritme ayak uydurmaya devam ediyordum.
Nina coşku dolu çığlıklar ve kıkırtılar arasında belimden çektiğinde gülüşüm daha da arttı. Benimle daha da sallanmaya başladığında dizlerini kırarak aşağıya doğru ritimle beraber inip tekrar kalktığında o kadar ateşliydi ki gözlerimi fal taşı gibi açmıştı.
Ânın sıcaklığından olmalı ki içkili elimi yukarı kaldırıp zıplayarak sallanırken birkaç damlayı yüzüme dökmeyi başardım. Başımı eğip Nina'yı gördüğümde bana bakarak içkisini yudumladı. Bardağı ağzından çekip etrafında döndükten sonra aralarda dolanan garsona kadar gidip elimden aldığı bardağı da kendininkiyle birlikte tepsiye bıraktı.
Geri döndüğünde vücut ısımın artışı beni hayrete düşürürken Nina, "Bir iki bardak kırabilirsin kızım, hadi!" diye omzuma vurarak beni ortaya gitmem için teşvik etti.
