Dünyanın en entrikalı sektöründe doğan bir çocuksan eğer düşmanın dostundan daha yakında olduğunu bilerek masadaki satrancı iyi yönetmelisin.
Sen daha, önceki hamlendeyken oyun birden değişir ve iki hamle sonrasında bulursun kendini.
Tüm bunlar olur...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Weeknd, Moth To A Flame
Atlanta, Georgia 2 Mart 2010
(Yazar anlatımından)
Joseph onu yakalarından tutan renkli kadının boynuna avucunu yerleştirdi. Ensesine doğru uzattığı parmaklarını Soleil'in beyaz saçlarını hissetmek için gezdiriyordu.
Joseph'in el hareketi Soleil'in gevşeyip gözlerini kapatmasına ve onun yakalarındaki ellerini göğüslerine doğru düşürmesine sebep olurken Joseph, Soleil'in sevdiği gülüş türünü yapmaktan kendini alıkoyamadı.
Dudaklarına yaklaşıp, "Bundan sonra ne olacak biliyor musun?" diye gözleri kapalı mırıldandı Joseph.
Soleil kendinden geçmiş gibiydi, sadece sesler duyuyordu. Zihninde bu ânın o kadar farklı versiyonunlarını oluşturmuşken en beklemediği anda kavuşmak onun için bir-iki dakikaya mal olmuştu.
Joseph, ona zaman vermesi gerektiğinin farkındaydı. Dudaklarını Soleil'in boynuna bastırıp bir-iki saniye orada bekledi.
Oradan yayılan koku Joseph'te çocukluğunu yeniden yaşıyormuşcasına bir his peydah ediyordu.
"Ben seni öpmeye devam edeceğim ama herkes bizi merak edecek. Ve... sonra seni tekrar öpeceğim," Soleil'in boynundaki beni öptü.
"sonra tekrar," bu kez onun çenesini öptü.
"ve tekrar." son kez dudaklarını öptü.
Soleil'in ısırdığı dudaklarını aralayan Joseph alt dudağını ıslatıp içeri kıvırdı. "Senin için deliriyorum ben." diye fısıldadığında Soleil sonunda Joseph'in bayıldığı koyu mavi gözlerini açtı.
Joseph, Soleil'in üst dudağına göre daha dolgun olan alt dudağını uzunca öpüp kapıya sırtını yasladı.
Soleil derin bir iç çekip yeniden gözlerini kapatacağında Joseph'in yanağına ne sert ne yumuşak uyguladığı temas koyu mavilerini, daha açık mavilere bıraktı.
Yaşadığı heyecan tüm yüz kaslarını ele geçirmiş işlevini tamamen etkisiz hâle getirmişti bu yüzden olmalı ki Soleil hâlâ nasıl nefes alacağının hesap-kitabını yapıyordu.
Tuvalet kapısı tıklatıldığı zaman öpüşme ânı Soleil'in zihninde hâlâ canlılığını kaybetmemişti.
