Taylor Swift, İt's Time To Go
Dikkatinize: Bir ay zaman atlaması.
Hollywood & Highland Center'daki Kodak Tiyatrosu yakınında bir otel
7 Nisan 2010"Evet, ne kadar heyecanlı olduğumu tahmin bile edemezsin Daniel!" bir yandan telefonu kulağımla omzum arasında tutuyor diğer yandanda elbisem için mücevher seçiyordum.
"Adaylığın olması beni çok mutlu etti ama bir türlü vakit bulupta seni tebrik edemedim tekrar üzgünüm." Daniel'in ahizeden çıkan sesinde üzgün olduğuna dair bir sürü kanıt vardı.
"Heyyy, hiç sorun değil biliyorsun." siyah veya ipek grisi çoğunlukla dizilen mücevher kutularını tek tek açmak omzum arasında telefonla pek kolay gitmiyordu.
"Daniel sence omuzları açık gri bir elbise için nasıl bir takı takmalıyım?"
Daniel'in zevkine Ares'e güvendiğim kadar güvemesemde şu an ondan başka seçeneğim yok gibi görünüyordu.
"Bilmem... Yakut nasıl olur?" tam tahmin ettiğim gibi. "Sanki bir tık uyumsuz olur." diye cevapladım.
"Bu işten pek anlamadığımı biliyordun." ahizenin ardında bile olsa bir gözünü hafiften kısıp ensesini kaşıdığını görür gibiydim.
"Evet, seni ben zorladım." diye gülerek telefonu artık hoparlöre aldım iki saattir neden bu eziyeti çektiğimi bile bilmiyordum.
Belimi doğrulttuğumda ortaya çıkan ağrıya yenik düşüp gözlerimi kapattım ve kapı tıklatıldı. "Kapı çalıyor bir saniye..."
Ayaklarımdaki stilettoları fırlatıp kapıyı açtığımda karşımda annem ve onun sürüklediği bir adet bavul bulunuyordu.
"Helloooh." kapı pervazına elimi yaslayıp annemin seksi görünüşüne imâ yaptım.
"Kes sesini ve beni takip et Beth sana yeni oyuncaklar getirdim." kapıyı kapatırken kalçama vurdu ve kaşlarımı kaldırıp bu yeni badass bitch tavrını süzgecimden geçirdim.
"Oh hatta Daniel var rezil oluyoruz." deyip çıplak ayaklarla telefonu bıraktığım yere döndüm.
Annem aşağılayıcı bir gülücük atıp, "Beth anakolunda kahvaltılarını paylaştığın çocuktan mı utanıyoruz?" tüm mimiklerini bir anda bozdu ve, "Helloooh Daniel." diyerek gülümsedi.
Bir anda 90lar'ın podyum savaşlarına dönmüştük sanki. "Merhaba Bayan Kidman. Nasıl gidiyor?" dedi Daniel.
O ikisi bir sohbete dalarken annemin getirdiği bavulu yatağın üzerine kaldırıp fermuarı açtım.
İçerisinde birkaç kutu ve poşetlenmiş elbise vardı.
"Elbisemi mi getirdin?" ellerimi çırpıp kutuları yatağın üzerine bırakarak elbiseyi yüzeye çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECLİPSE: İNTERSTELLAR
Roman pour AdolescentsDünyanın en entrikalı sektöründe doğan bir çocuksan eğer düşmanın dostundan daha yakında olduğunu bilerek masadaki satrancı iyi yönetmelisin. Sen daha, önceki hamlendeyken oyun birden değişir ve iki hamle sonrasında bulursun kendini. Tüm bunlar olur...