((Bugün şiirdi bulutlar Islandı kaldırımlar...)) ((Medya da Arya var.)
Meriç kolumdan tuttu ve beni dışarıya arka bahçeye çıkardı. "Ne işin vardı onunla orada tek başına." diye kükredi. Bu haliyle çok ürkütücüydü. "Meriç ben bir çocuk geldi seni beden hocası çağırıyor spor odasında bekliyor diye söyledi bende o yüzden gittim. Birden karşıma Kaan çıktı."
"O çocuğu da sikerim Kaan'ı da anladın mı beni uzak duracaksın!" diye üstüme geldi. Ben bir şey yapmadığım halde böyle üstüme gelmesi canımı sıkıyordu. Onu hızla ittim. "Neden sürekli bana kızıyorsun. Sürekli saçmaladığının farkında değil misin? Seni sevdiğimi görmeyecek kadar körsün!" dedim ve onu orada bırakıp gittim.
Hep aynı şeyler oluyordu. Sürekli böyle davranıyordu. Kaan'ın orada olduğunda haberim bile yoktu. Kaan sürekli aramızı bozuyordu ve bunun olmasından nefret ediyprdum. Her şey yoluna girdiği sırada bozulmak zorunda mıydı?
Koridorda hızlı adımlarla yürürken bir kolumdan tutup beni tuvalete soktu. Kolumdan tutup beni duvara yasladı. "Senin ben ebeni." diyip sustum. "Oov sakin ol Arya hanım." dedi Rüya. "Kaan'dan uzak dur. O benim. Seninle çok ilgileniyor ve bu beni çıldırtıyor." İrem bir Rüya iki. İkisi de birbirinden sürtük.
"Bir sen eksiktin Rüya." dedim ve hızla elinden kurtuldum. Sıra bendenydi. Kolunu arkadan büktüm ve kulağına fısıldadım. "Kaan umrumda bile değil tatlım. Eğer benimle uğraşmaya ısrarla devam edersen." dedim ve kolunu iyice büktüm. Acıyla bağırdı. "Bu kadar merhametli olmam." Onu hızla bıraktım ve dışarıya çıktım. Bu kadar ekşın yeterdi. Diğer derslere girmeyecektim..
*******
Akşam elimde telefon belki bir umut Meriç'ten mesaj gelir diye bekliyorum ama yok. Onu çok merak ediyorum. Acaba napıyor? Şu an nerede ve de en önemlisi kimlerle? Aklımda deli sorular.
Elimde telefonu sallarken telefonum çalmaya başladı. Ekrana heyacanlı bir şekilde baktım ama istediğim kişi değildi. Ertuğrul arıyordu. Olsn eldekiyle yetineceğiz artık. Belki Meriç'in nerede olduğu söyler.
Hemen telefonu cevapladım.
"Alo Arya." Sesi çok heyecanlıydı.
"Ne oldu Ertuğrul Meriç'e bir şey mi oldu yoksa?"
"Meriç kafayı buldu. Sana adresi mesaj atacağım benim acilen bir işim çıktı onu burdan gel al." dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden telefonu kapadı. Hızla dolabımın karşısına geçtim ve elime gelen ilk şeyi alıp üzerime geçridim.
Telefonuma gelen mesaja bakmadan kendimi dışarıya attım. Mesajı açıp okuduktan sonra arabamı çalıştırdım.
Bara geldiğimde arabamdan hızla indim ve içeriye girdim. Burası çok kalabalıktı Meriç'i nereden bulacağım şimdi ben. İçeride biraz daha ilerledikten sonra Meriç'i buldum ama hiç tahmin etmeyeceğim bir şekilde.
Bir kızla öpüşüyordu. Gözlerime inanamıyordum. O Meriç olamzdı o bunu bana yapmazdı. Kaan'ı haklı çıkartamazdı. Ama olmuştu işte yapmıştı. Hızla yanına ilerledim ve onu öpüştüğü kızdan ayırdım.
"Arya senin bura-" lafını bitirmeden yüzüne tokadımı geçirdim. "Senden nefret ediyorum." dedim ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. Kalbimde ki acının tarifi yoktu. "Arya açıklamama izin ver."
Keyifsiz bir şekilde güldüm. Hem ağlıyor hem gülüyordum. "Neyi neyi açıklayacaksın Meriç. Her şeyi gördüm. Bu sürtükle öpüşüyordun." dedim ve kızın saçlarına yapıştım. Suratına yumruğumu geçirdim. Meriç beni belimden tuttu. Hızla ellerinden kurtuldum. "Sakın dokunma bana!" diye bağırdım ve çıkışa doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrim
JugendliteraturKapak Yapımı: _Denizimsi_ TEŞEKKÜRLER... Tüm okul tarafından eziklenen Arya'nın hikayesi. Şişman,sivilceli bir kız olduğu için etrafında ki herkesin ondan iğrenmesi aşık olduğu çocukta buna dahil canına tak etmişti. O değişmeye ve yeni bir ba...