Bölüm 12

156 13 0
                                    

Serumum bitince Selimle beraber odaya çıktık. Odada da uyudum. Kaktığımda saat dört gibiydi. Selimde uyuyordu.
"Selim, Selim, çok canım sıkıldı."
"Yaa uyucam ben..." dedi uyku sersemi halde.
"Ya Selim kalk, aşağıya inelim dışarı çıkalım."
"..."
"Hadi lütfen, ölcem şimdi."
Birden ayaklandı ve "Aa Eylül uyandın mı? Nasılsın?"
"İyiyim de canım çok sıkıldı, hadi dışarı çıkalım."
"Ohh...Tamam o zaman hazırlanalım...Be- benim yine içeri mi girmem gerekiyor?"
"Hıhı:)" diyerek evet anlamında kafamı salladım.

"Nereye gidelim?" dedim.
"Kuleye yakın bir yerde kafeye oturmaya ne dersin?"
"Off süper olurr."
Beraber gidip bir kafeye oturduk, kafe çok güzeldi ve şu meşhur kuleyi görüyordu. İkimizde dondurma alacaktık fakat Fransızca bilmesekte İngilizce bilmemizde işe yaramadı. Yani dondurma malzemelerini anlatabileceğimiz bir garson bululana kadar epey olmuş ve hava yavaş yavaş kararıyordu. Sonunda bir garson buldular ve istediğimizi anlattık, daha doğrusu Selim anlattı. Onun kadar süper bir dilim yoktu.
Dondurmalarımız gelince beraber yemeye başladık ve hava nerdeyse kapanınca birden aydınlık ortam yaratan ışıklar kapatılıp daha çok romantik ortam yaratan loş ışıklar açıldı. Sanırım Fransanın her yerinde böyleydi.
"Çok güzel oldu böyle burası, değil mi Eylülcüm?"
"Bence fazla romantik, değil mi Selimcim?"
"Oo Selimcim falan, ne oldu Eylülcüm?" deyip kahkaha attı.
"Eylülcünün hatırına." dedim ve çatalımı ona sapladım.
"Ohh yavaş ol bakalım." dedi.
"Sende yavaş."
"Tamam da sen daha dondurmanı bitirmemişsin acele et bakalım." dedi ve ardından hesabı istedi.
"Ya bekle beni, öküzlük etme."
"Ben gayet centilmen ve kibar ve hoş bir erkeğim aynı zamanda mütevazıyımda yani öküzlük benim işim olamaz Eylülcüm ve seni burda bırakabileceğimi düşünüyorsan son derece yanılıyorsuz."
"Oo Selim bey hayret doğrusu."
"Tabiki."

Dondurmam bitince kafeden çıktık ve otele doğru giderken Selim "Ya şöyle bir gezsek mi Eyfel Kulesine doğru, zaten otel çok yakın."
"Yani bilmiyorum ki, geç olmadı mı?"
"Demek bana güvenmiyorsun...Tamam Eylül, anladım ben tamam, açıklamaya gerek yok, peki öyle olsun."
"Ya Selim ne saçmalıyorsun sana güveniyorum ama birazcık gece fobim var." dedim.
"Tamam tamam şaka yaptım:D."dedi ve sevdiğim erkek beni kaldırıp kucağına aldı.
"Oha ne yapıyorsun sen?"
"İstersen bırakayım."
"Yok tamam iyi böyle." dedim ve bu anın tadını çıkarırken bir banka oturduk tam Eyfel Kulesinin yanında olan.
Selim "Eylül sana bir şey sorucam."
"Tamam dinliyorum."
"Eylül, benimle çıkar mısın?"
Oha, sevdiğim erkek resmen bana çıkma teklifi etmiştim yaa. Yani şimdi demeliydim ki evet..."Selim, hayır."

Neşeli AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin